Yıllardır tanıdığım iki arkadaşım var. Ne zaman bir araya gelsek güncel olayları konuşurken birinin “ak” dediğine diğeri mutlaka “kara” der. Her görüşe saygılı olmamıza rağmen bu (A) ve (B) mutlaka bizleri bir hortum gibi içine çekip hakem olma durumuna getirir…

Hoş! Günümüz siyasetinde vatandaş ne zaman ekran karşısına geçse iktidar ile muhalefet arasında da bu durumlara alışkın olmasına rağmen, kızıp öfkelenmez mi? Bizim (A) ile (B)’ninki de işte öyle bir şey…

Urla ilçemizde güneşin ışıldayıp, içimizi ısıtıp bizi yaza hazırladığı bir gündü.  Karşı masada oturan inşaat ustası Uşaklı Mustafa ve yardımcısını görüp karşılıklı el sallaştık. Grubumuzdaki arkadaşlar da onu tanır ve takdir eder. Nitekim o gün de “Maşallah, ışıldayan demir pas tutmaz” denildi. TDK’ ya göre “Tembel tem bel oturan kimse hantallaşır iş yapma yeteneğini yitirir Çalışan kişi daha da açılır kendini gösterir. Hareketli ve çalışkan insanların sağlıklı şekilde her işi sorunsuz yapabileceği” belirtilmektedir.

(A) ile (B) birbirine bakıp (A); “bu benim için yazılmış” derken (B); “yok canım işte o benim” diye yine hınzırlıklarını sürdürdüler… Tabii ki, ardından benzer atasözlerini de saydık.

***

Bu arada kitaplığımdaki Hector Garicia & Francesc Mırellaes’ in uluslararası çok satan kitabı İKİGAİ aklıma geldi.

İKİGAİ yaşam sanatı… Japonların uzun ve mutlu yaşama sırrı…

Bu Japon atasözü der ki, “Sadece faal kalırsanız bir yüzyıl yaşamak istersiniz”

***

Masamızda (A) ve (B) uzun süre birbirlerine bakıştılar.

A hemen iktidar gibi demeye getirdi. B ise boş durur mu?

“Tabi, tabi hiç boş durmuyorlar; Belediye Başkanlarını. Öğrencileri, ağzını açanları içeri atıyorlar. Ama bu demir 20 yılı aşkın süredir artık ışıldamamaya başlamadı mı?”

Evet değerli okurlarım, (A )ve (B) gibi çarşıda, pazarda ağzı olan konuşuyor. Geçmedikleri köprülerin, otoyolların parasını, faiz borçlarını ödemeye çalışıyorlar. Yazılı, sözlü ve görüntülü basından da bunları takip ederek bir dini, 2 Milli bayramımızı geçirdik.

Şimdi 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramımız var.

Ve ardından da Kurban Bayramımız yaklaşıyor. İnşallah o güne kadar kurban olmamaya çalışacağız.

***

Yazımı İKİGAİ ile bitirmek için kitaba bir kez daha göz attım.

Japonlar herkesin bir ikigai’si (uğruna yaşadığınız şey) olduğuna inanır, her sabah yataktan kalkmaları için bir sebepleri vardır.

İlham verici ve rahatlatıcı bu kitap sizlere kendi ikigai’nizi keşfetmenizin gerekli tüm bilgileri veriyor.

Aceleci davranmamanızı, hayat gayenizi keşfetmenizi, ilişkilerinizi canlandırmanızı ve kendinizi tutkularınıza adamanızı sağlıyor.

Son söz de şu:

Öyle ya, kim her gününü mutlu yaşamak istemez ki?