Tüm dünya gözle göremediğimiz bir virüsün pençesinde can çekişiyor. Çalışma şartları uyanlar ve bu salgını ciddiye alanlar bir süredir evden çalışmaya başladı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın tüm uyarıları rağmen hala keyfe keder sokaklarda olanlar, toplumu riske atmaya ve pimi çekilmiş bomba gibi dolaşmaya devam ediyor.

Korona virüs ile mücadele kapsamında birçok işletme kapatıldı. Kapatılmayan işletmeler ise neredeyse sıfıra inen iş hacimleri nedeniyle tüm uyarılara rağmen personel çıkardı ve çıkarmaya devam ediyor. Ekmek teknelerine kilit vurmak zorunda kalan işveren ve işini kaybeden çalışanlar bir de artan hijyen malzemesi ve gıda harcaması giderleri nedeniyle bütçelerinde kocaman bir delik açtı. Uyarıları dikkate alarak evlerine kapananların başta elektrik ve doğalgaz olmak üzere birçok harcaması artmış durumda. Okullar kapalı olduğu için bütün gün evde olan çocukların ihtiyaçları da bütçe dengesini bozdu. Hiç kimsenin ay sonunu nasıl getireceği konusunda bir fikri olduğunu sanmıyorum. Üstelik bu sürecin ne kadar süreceği ve birkaç ay sonra bu kabus bittiğinde işlerin yoluna girmesinin ne kadar zaman alacağı konusunda bir öngörüsü olduğunu da düşünmüyorum.

Tüm sıkıntıları en az hasarla atlatmak için hükümet her geçen gün tedbirler almaya devam ediyor. Bu süreçte elini taşın altına koyduğunu göstermek isteyen, -ama sadece göstermek isteyen!- bankalar da geçiğimiz hafta birbiri ardına kahramanca açıklamalarda bulundu.

Korona virüsle mücadele kapsamında bireysel ve ticari müşterilerinin kredi ve kredi kartı ödemelerini Haziran ayına öteleyeceklerini ilan ettiler. İlan ettiler etmesine de, kazın ayağı öyle değil işte.

Bankalar bu ödemeleri milli bir ruhla, babalarının hayrına ertelemiyor, bilginiz olsun!

Eğer borcunuzu erteletmek istiyorsanız bankanın belirlediği erteleme faizine de katlanmanız gerekiyor. Üstelik herkesin borcunu da ertelemiyorlar. Bazı bankalar hem kredi kartı hem de kredi borçlarını ertelerken bazıları sadece kredi borcunu erteliyor. Kredi kartı borcunu erteleyen bankalar ise bunu kredi kartını yapılandırma yöntemiyle yapıyor ve kartınızı kullanıma kapatıyor. Kullanıma kapattıkları kartınıza ait borcun ödemesini Haziran ayından itibaren tahsil etmeye başlıyorlar.

Bankaların bu 'özverili' işleminden faydalanmak için müşteri hizmetleri ile görüşüp talep oluşturmanız ve talebinizin olumlu bulunması gerekiyor. Tabi müşteri hizmetlerine ulaşabilirseniz! Zira ben aradığım bir bankanın müşteri hizmetlerine ulaşmak için 30 dakika telefonda bekledim. Şimdi hakkını yemeyelim, bazı bankalar talebinizi bir kaç numara tuşlama süresinde alıyor. Müşteri temsilcisiyle görüşmenize gerek kalmıyor. Ama dediğim gibi, bu işlem sadece talebinizi almak için, sonrasında uygun görürlerse borcunuzu erteliyorlar.

Esnafa vereceklerini açıkladıkları kredilerde de durum farklı değil. Her işletmeye 25 bin TL kredi vereceğini ilan eden bankanın kredi kullandırmak için istediği kriterleri ve belgeleri gördüğünüzde 'aman krediniz sizin olsun' diyesiniz geliyor. Esnaf, o kriterleri ve belgeleri tedarik ediyorsa zaten istediği bankadan istediği krediyi kullanabilir. Siz kimi kandırıyorsunuz?

2019 yılında faizden 420.4 milyar lira elde eden bankaların, faiz dışı kazançları 106.2 milyar liraydı. Yani bugün korona virüs ile mücade için ülkemizin ayırdığı bütçeden fazla! Faiz dışından elde edilen bu kazancın 16 milyar lirası kredi kullandırdıkları müşterilerden aldıkları ücret ve komisyonlardan geldi. Bankaların tüm alacaklarını üç ay faizsiz ötelemesi sadece kardan zarar olacaktır. Böylesi olağanüstü bir süreçte bunu yapmak özveridir. Ama yapacaklarını hiç sanımıyorum.

Kasa her zaman kazanır. Ve bu kuralı korona virüs bile değiştirmiyor.

Olabilir mi?

Son bir kaç haftada İtalya, İspanya ve Amerika'da görülen hasta sayısı ve ölüm vakaları korona virüsün Çin'den dünyaya yayıldığı tespitini tartışmalı hale getirmelidir bence. Belki şöyle denilebilir; korona virüsü ilk tespit eden ve olup biteni gizlemeden dünyayla paylaşan, virüsle katı bir şekilde mücadele eden ve nihayetinde kontrol altına alan ülke Çin. Burnundan kıl aldırmayan 'Batı uygarlığı' kapitalist çarkının tekerine çomak girmesin diye korona virüsü gizleyerek, ondan çabucak kurtulacağını düşünmüş olabilir mi? Bu bir komplo teorisi tabi ki, hiçbir bilimsel veriye dayanmıyor. Sadece virüsün yayılma hızı, hasta sayısı ve ölüm oranı bunu düşündürüyor. İnsan eve tıkılıp sürekli tek konu üzerine haberler izleyip, okuyunca teoriler geliştirmesi normaldir sanırım.