Emrah Bakır - Evliliği boyunca şiddet gören 35 yaşındaki H.T.’nin yaşam hikayesi, şiddet gören diğer kadınlardan farklı değil. H.T., Kendi hayatımı kurmayı birçok defa istedim fakat aile ve toplum yapısı buna izin vermedi” diyor.

EVLİLİK BOYUNCA DEVAM EDEN ŞİDDET!

Hem evlendiği erkek hem de erkeğin ailesi tarafından uzun süre fiziksel ve psikolojik şiddete maruz bırakılan H.T. şiddetin her türlüsünü yaşadığı 12 yıllık evliliğini şöyle anlattı: 

“Doğma büyüme Urfa’lıyım ve halende burada yaşıyorum. Evliliğim boyunca eşimin anne ve babasıyla birlikte yaşıyordum. Onlar yaşlı olduğu için tüm ihtiyaçlarını ben karşılıyordum. 12 yıl evli kaldım. Evliliğimin birinci ayında psikolojik şiddet başladı. Sokağa dahi tek başıma çıkamıyordum, evliliğin beşinci ayında ise fiziksel şiddet başladı. Tüm evlilik boyunca da devam etti. Ailesiyle birlikte yaşıyorduk, küçük yeğenleri bile ‘onu oraya dökme’ desem bana şiddet uyguluyorlardı. Sürekli bana değersiz ve önemsiz olduğumu söylüyordu.”

AİLEME SIĞINDIM

Şans eseri, eşinin başka bir kadınla imam nikahı kıydığını öğrenen ve bunun üzerine ailesinin yanına döndüğünü anlatan H.T., “Bir gün hastaneye bebeğimin cinsiyetini öğrenmeye gittiğimde üzerime bir kız çocuğu kayıtlı olduğunu gördüm, eve geldiğimde evlendiğini ve bunun normal olduğunu söyledi.  Çocuklarımı alıp ailemin evine gittim fakat bir süre sonra benden çocuklarımı aldığı için o eve geri dönmek zorunda kaldım. Bir yıl boyunca o, evlendiği kadınla, ben de kaynanamla yaşadım. Fakat daha sonra tekrar şiddet uygulayınca çocuklarımı da alıp ailemin evine tekrar döndüm” dedi.

 AİLE VE TOPLUM BASKISI

Kendisine uygulanan şiddetin bir döngü halini aldığını dile getiren H.T., boşanmak istediğinde karşılaştığı toplumsal baskıyı şu sözlerle ifade etti: “Yaşadıklarımı duyan insanlar sürekli yıllardır neden boşanmadın diyor ama çevrem buna izin vermedi. İlk başlarda ‘çocuk olunca düzelir’ dediler, sonra ‘çocuğun babasız kalacak’, ‘boşanıp ne yapacaksın, çocuklar ortada kalır’ dediler. Babaannem, annem ‘erkektir ne olmuş, aldatır, döver çocukların için sus’ dediler. Erkek kardeşlerim, ‘çocuklarını bırak gel’ dediler, kız kardeşlerim beni anlayıp, destek olmak isteseler de hiçbirinin ekonomik durumu bana ve dört çocuğuma bakacak durumda değildi. Bir şekilde evliliğe mahkum oldum.”

 ÇOCUKLARIMLA TEHDİT EDİLDİM

Eşinin ailesiyle aynı evde yaşamak durumunda kaldığında bile yaşadığı şiddete engel olunmadığını aksine şiddetin artarak sürdüğünü anlatan H.T. boşanma sürecini şöyle anlattı;

“Bir gün annesiyle oturduğumuz eve gelip beni darp etti ve evden kovdu. Ben de bir bakkala giderek ailemi aradım. Onlar gelip beni alınca da geri dönmedim. O dönemde evli olmamıza rağmen ailemin evinde çocuklarımla kaldım. Bu süre zarfında hem ailesi hem kendisi benim dönmem için çokça baskı yaptılar, arayıp tehdit ettiler. Boşanırsa ve bana bir daha şiddet uygulamazsa çocuklarım için döneceğimi söyledim. Fakat boşanmayı kabul etmedi. Hayatına giren başka bir kadın olunca durum değişti. Kadın da resmi nikah için ona baskı yapıyordu. Bu baskıya karşı gelemeyince boşandık. Tüm bu süreçte sık sık beni arayarak çocuklarım için tehdit etti, zaten daha sonra zorla en küçük oğlum dışındaki üç oğlumu aldı. Mahkeme heyeti de bana şiddet uygulamasına rağmen ekonomik olarak çocuklarıma bakabileceğime kanaat getirmediği için üç büyük çocuğun velayetini ona verdi” 

 CAYDIRICI OLMAYAN VE TAKİBİ YAPILMAYAN CEZALAR

Boşanma sürecinde ve boşandıktan sonra bile yaşadığı şiddetin devam ettiğini, mevcut haklarından yoksun bırakıldığını ve başvuru mekanizmalarından yeterli desteği göremediğini belirten H.T. şunları söyledi: “Beni darp ettiği için defalarca şikayetçi olmuştum ama hepsinden daha sonra ‘çocuklarım babasız kalmasın’ diye vazgeçmiştim. Son şikayetimde ise para cezası aldı fakat ödemedi, yine boşanma aşamasında bana ve çocuğuma nafaka verildi ama herhangi bir para ödemedi. Mahkemenin bana verdiği manevi tazminatı da ödemedi.”

HER ŞEY YANINA KAR KALDI

Boşanma süreciyle ilgili mahkemeye sunduğu deliller karşısında erkek şiddetinin ceza almadığına dikkat çeken H.T. eski eşinin ceza almadan hayatına nasıl devam ettiğini ve çocuklarını kendinden nasıl uzaklaştırdığını anlayamadığını söylüyor:

“Çocuklarımı görmemem için yaşadığım yerden uzak bir kente taşıdı. Bayramlarda bile çocuklarımı görmeme engel oluyor, yaşadığım yerin feodal bir yer olması ve çocuğun babanın ‘malı’ olarak kabul görmesinden dolayı çocuklarımı yılda bir kez sadece birkaç saatliğine görebiliyorum. Çocuklarıma aldığım telefonları da satarak onlarla iletişimimi engelliyor, şikayetçi olmama rağmen bir gelişme olmadı. Çocuklarımın devlet korumasına girmesini istemediğim ve benim de bakacak durumum olmadığı için elimden bir şey gelmiyor. Mahkemede beni darp ettiğini, üzerime kuma getirdiğini itiraf etmesine rağmen ona bir şey olmadı, sadece tazminat cezası verildi ama onu da ödemedi. Her şey yanına kar kaldı.”

Uzun süre ilesinin yanında çevrenin verdiği fitre zekat harçlıklarla yaşayan H.T., bugün başka bir adamla evli. “Çocuğum babasız kalmasın, onun çocuklarına da anne olayım diye” görücü usulü evlendim diyen H.T., yeni hayatında aradığı huzuru bulduğunu söylüyor.

Editör: Yusuf Tomruk