Şiirler niye yazılır? Ya şarkılar?...
Hayat emeli diye sunulan zorlu sınavlar?
Büyü, iş tut, evlen, çoluk çocuk sonra eyvallah dünya…
Bu işler arasında, “Günah”, “Sevap”
Başka?
Baba meşgale; aşk…
Allah aşkı, insan aşkı, hayvan falan kimeyse…
Dikkat et… Hep insana ait bunlar… En büyük emirler kitabı her dinde “İyi insan ol” diyor, başka demiyor… İnsan ol… Ne kadar basit… Oysa en zorudur basit…
Bekle…
20 bilemedin 25 yıl sonra robotlar saracak her yanı…
Dürüp kaldırdığın modası geçmiş dantelalar gibi olacak her şey. Ve yeni nesil… Robotların eline doğacak…
Sex robotu bile çıkarmışlar İngilizler… Adı Henry, bedeli 8-11 bin pound.. Herkese öneririm, bul buluştur “Black Mirror” dizisini izle. Peşinden “Humans”.


“İnsan ol” diyecek insan bulamadığında yazık olacak bir ömre… Psikologlar, pedagoglar söyler;
Çocuklar acımasızdır. Misal; okulda "kör, şaşı, dört göz şebelek” lakaplardandır… Korkmaz çocuk, ayıbı yoktur…

Teknoloji her zaman iyiyi mi taşır acaba? Sosyal medyayı izliyorum tabi ki… Tramvaydan gir, bilmem ne heykelinden çık…
Kim bilir ne dertten intihar eden adama “Soytarı” diyecek kadar yürü klavyede…
Yüz yüze geldiğinde ise değiş tonton… “İzliyoruz, çok beğeniyoruz.” Bu nasıl oluyor? Yeni yüzyılın insan (!) çeşidi böyle oluyor…
“Koltuğum”, “Avantam”, “Yarınım”, “Eeee siyaset böyle” ya da “Eeee Ticaret böyle"
Beynini 8 yaşında pause ettirmiş insan ve çoktan teslim olmuş bir dünya düzeni…
……
2018 yılının, Mart sonu…
Kendime yazdım… Dursun baş ucumda…
Dur, nefes al…
Duyguların, insanlığın askıya alınacağı eşiğin ta başındasın…
“İnsan ol” insan evladı “İnsan ol”
Tek maharetin, becerebilirsen bu…
Bak Henry de var artık, yarın Matilda…
Aldım o duygularını…
“İnsan ol” bakalım olabilecek misin?

***
Akşam pazarı


Şeker fabrikaları konuşuluyor.
Salataya fazla sirke olmayayım…
Bak bu tarafta da bir şey oluyor…
Özelleştirme idaresi başkanlığı (ÖİB)
Elektrik Üretim A.Ş. ye ait;
Manyas, Demirköprü, Çine, Akköprü, Topçam, Kepez 1, Suçatı, Değirmendere, Karaçay ve Kuzuculu Hidro elektrik santrallerini ve bu santraller tarafından kullanılan taşınmazların tamamını özelleştirme kapsamına aldı.
31 Aralık 2020'ye kadar tamamlanacak özelleştirme...
Sessiz, sedasız, tozsuz, topraksız…
Belki “Zarar ediyor birader” diyenler olacaktır…
“Alan salak mı kardeşim?” derler adama…
Bakkal almaya kalksan, bakmaz mısın gelirine giderine?...
Ya da şimdiki yönetim mi beceriksiz?
O zaman neden beceriksizlere iş verdin demezler mi?
Bırakın bu işleri…
Üretmeden yersen, tüketirsin. Bu kadar basit…
Akşam pazarına döndü ülke, akşam pazarı…

***
Unutma …


İzmir Ticaret Odası seçimleri var…
Tarafım…
Ahmet’ten Mehmet’ten yana değil…
Bir kişinin 26 yıl bir koltuğu işgal etmesi derdim.
26 yılda bir şey değişmiyorsa, bi 26'da değişmez…
Kime oy verirsen ver…
Zarar etmiş ELDA’yı,
Batmış İZAİR’i
El konulmuş EFE RAKI’yı unutursan…
Bu kent adına oy kullandığını da unutmuş olursun…
Yani bunları başarı hanesine yazarsın (!)
Yazarın bireysel görüşüdür, kimseyi bağlamaz…
Unutma; kendi düşen ağlamaz…

***

Büyük sahne


Aziz Kocaoğlu İzmir Belediyesi’nin 150 .yılı, kendisinin 14. yılını değerlendirdiği bir toplantı yaptı. O büyülü salonda, Ahmet Adnan Saygun’da konuştu…
Doğrusu davetiyesinden, salon seçimine kadar mükemmeldi.
Başlangıçta arabadan, otobüslerle gelen çiftçi dostlardan, siyasetçiden yer bulamadık araçlarımıza.
Böyle güzel bir ağırlamanın ardından “Yine adayım aga” demesini bekledik.
Yok demedi…


Eskiden bu tür toplantılarda basının sorularına imkan verecek düzenlemeler olurdu.
Şimdi yok…
“Bak ne yaptım - Hadi güle güle , ayağına sağlık.”
Büyük sahnede nazik ama, haberciler için verimi küçük bir davet oldu…
Misal ben “Hah bu manşet olur” diyecek bir şey çıkaramadım…
Neyse, 14 yıl kente hizmet vermiş Kocaoğlu’na teşekkür etmemek vefasızlık olur…
İyisiyle kötüsüyle 14 yıl…
Kente, iyi niyetle taş üstüne taş koyana, saygı duymak lazımdır…
En küçüğünden, hakkıdır…
Teşekkürler…

***

DELİ ZİYA ; Atalarımız Orta Asya’dan çıkıp ters yöne gitselerdi şimdi Japon olur muyduk?