19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nın kutlandığı bu günlerde, Türkiye’nin “yarını” olarak görülen gençlerin çalışma hayatındaki acı gerçekleri yürek burkuyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin “Genç İşçiler İş Cinayetleri” raporu, son 13 yılda yaşanan trajediyi çarpıcı rakamlarla ortaya koydu. 2013 yılından 2025’in ilk dört ayına kadar geçen sürede, en az 2728 genç işçi, çalıştıkları işlerde hayatını kaybetti. Bu rakam, her ay ortalama 18-19 gencin, yani neredeyse her gün bir gencin iş cinayetine kurban gittiği anlamına geliyor. İSİG Meclisi, bu durumun gençlerin yoksulluk, güvencesiz çalışma koşulları, gericilik, şiddet ve geleceksizlik cenderesi altında olmasından kaynaklandığını vurguluyor.
İş cinayetlerinde hayatını kaybeden gençlerin yaş dağılımı ve istihdam durumu
Rapora göre, hayatını kaybeden 2728 genç işçinin yaş dağılımı şu şekilde:
-
18 yaşında: 222 genç
-
19-22 yaş aralığında: 1214 genç
-
23-25 yaş aralığında: 1292 genç
Bu rakamlar, özellikle meslek hayatına yeni atılmış veya üniversite çağındaki gençlerin iş cinayetlerinde ne kadar savunmasız kaldığını gösteriyor. İSİG Meclisi, 18 yaşını “çocuk işçi” ile “genç işçi” arasında geçişken bir yaş olarak değerlendiriyor ve bu yaş grubundaki ölümleri ayrı bir kategori olarak inceliyor.
İstihdam dağılımına bakıldığında ise acı bir gerçek daha ortaya çıkıyor: Genç işçi ölümlerinin yüzde 93’ünü ücretliler (işçi ve memur) oluşturuyor. Bu oran, genel iş cinayetlerindeki ücretli ölüm oranının (yüzde 86) üzerinde. İSİG Meclisi, bu durumu gençlerin ücret dışında bir gelir sahibi olamadıkları ve yaşamak için çalışmak zorunda kaldıkları gerçeğiyle açıklıyor. Derinleşen yoksullaştırma politikalarının, özellikle 2021 Eylül ayından itibaren genç işçi ölümlerinde artışa neden olduğu da raporda vurgulanıyor.
En tehlikeli sektörler: İnşaat ve sanayi gençlere mezar oluyor
Genç işçi ölümlerinin sektörel dağılımı incelendiğinde, sanayi ve inşaat sektörleri başı çekiyor. Ölümlerin yüzde 34’ü sanayi, yüzde 27’si ise inşaat sektöründe meydana geliyor. Hizmetler sektörü yüzde 22 ile üçüncü sırada yer alırken, tarım sektörü yüzde 17 ile onu takip ediyor.
İşkolları özelinde bakıldığında ise son yıllarda özellikle inşaat ve konaklama sektörlerinde genç işçi ölümlerinin kümelendiği görülüyor. İnşaat sektöründe kalıpçılıktan vinç operatörlüğüne kadar güce dayalı farklı mesleklerde çalışan gençler hayatını kaybederken, konaklama sektöründe ise özellikle moto kurye ölümlerindeki artış dikkat çekiyor. İSİG Meclisi, bu durumu güvencesizlik temelinde yaşanan kitlesel işçileşmenin bir sonucu olarak değerlendiriyor. Tarım sektöründe ise çocuk işçi ölümleri daha yaygınken, genç yaş grubundaki ölümlerde düşüş eğilimi gözleniyor.
Ölüm nedenleri: Trafik kazaları, yüksekten düşme ve ezilmeler ilk sıralarda
Genç işçi ölümlerinin nedenlerine bakıldığında, trafik ve servis kazaları yüzde 24 ile ilk sırada yer alıyor. Bunu yüzde 16 ile yüksekten düşme ve yüzde 15 ile ezilme/göçük takip ediyor. Elektrik çarpması, zehirlenme ve boğulma gibi önlenebilir nedenlerle yaşanan ölümlerin yüksekliği ise genç işçilerin çalışma koşullarındaki ihmalleri ve denetimsizliği gözler önüne seriyor. Aşırı ve yoğun çalışma, önlem alınmaması ve denetimsizlik, bu trajik sonuçların temel nedenleri arasında gösteriliyor.
Raporda ayrıca, staj yaparken, okumak için yarı zamanlı çalışırken veya ataması yapılmadığı için yaşamına son veren üniversiteli gençlerin dramına da dikkat çekiliyor.
Göçmen genç işçiler daha da savunmasız
Hayatını kaybeden genç işçilerin 284’ünün mülteci ya da göçmen olduğu belirtiliyor. Bu da göçmen genç işçilerin ölüm oranının, genel iş cinayetlerindeki göçmen ölüm oranının iki katı olduğu anlamına geliyor. Özellikle Suriyeli ve Afganistanlı genç işçi ölümleri, mevsimlik tarım, gıda-tekstil-metal gibi sanayi işkolları, inşaat, konaklama ve genel işler işkollarında yoğunlaşıyor. İSİG Meclisi, bu durumun Türkiye işçi sınıfının bugünü ve geleceği açısından önemli bir sorun teşkil ettiğini vurguluyor.
Sendikasızlık ölüm riskini artırıyor
Genç işçi ölümlerindeki sendikalılık oranı, genel iş cinayetlerinde ölen sendikalı işçi oranının yarısı kadar. Bu durum, sendikal örgütlenmenin yeni ve genç işçi kesimleriyle yeterince ilişki kuramadığını veya genç işçileri yeterince koruyamadığını gösteriyor. Raporda, Soma maden faciasında hayatını kaybeden 27 genç işçinin durumu da bu acı gerçeği bir kez daha hatırlatıyor.
En çok ölüm yaşanan şehirler: İstanbul, Antalya ve İzmir başı çekiyor
Genç işçi ölümlerinin en çok yaşandığı şehirlerin başında İstanbul (349 ölüm) geliyor. Onu Antalya (120 ölüm), İzmir (108 ölüm), Konya (104 ölüm) ve Manisa (100 ölüm) takip ediyor. Sanayi, inşaat, tarım ve hizmetler sektörlerindeki ölümler, bu büyük şehirlerde yoğunlaşıyor. Ayrıca, çalışmak için başka şehirlere göç eden gençlerin geldiği başlıca iller arasında Van, Diyarbakır, Erzurum, Şanlıurfa ve Batman gibi şehirler yer alıyor.