İzmir’in batı gelişme aksında, farklı tarihlerde 1., 2. ve 3. derece doğal sit alanı ilan edilen ve kentin en büyük açık yeşil alanlarından biri olan İnciraltı bölgesi, yarım asrı aşkın süredir tartışmalı imar planlarıyla gündemdeydi. Tarım İl Müdürlüğü'nün, "tarımsal amaç dışında kullanılamaz" şeklindeki bilimsel raporlarına rağmen, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından onaylanan 1/100.000’lik çevre düzeni planı, bölgeyi "Tercihli Kullanım Alanı" olarak yapılaşmaya açtı. Mahkemece daha önce iki kez iptal edilen planlara bakanlık yeniden onay verince tartışmalar yeniden alevlendi.
Tepkiyle Gelen “Müjde”
Bakanlığın imar planını onaylamasının ardından Balçova Belediye Başkanı Onur Yiğit, kararı bir "müjde" olarak duyurdu. CHP’li Başkan, sürece katkılarından dolayı Çevre Bakanı Murat Kurum’a teşekkür etti. Yiğit, “Geleceğin Balçova’sı hayırlı olsun” ifadeleriyle planların onaylanmasını memnuniyetle karşılarken, TMMOB ve meslek odaları karara tepki gösterdi.
Parti İçi Kriz: “Belediye Başkanımız Sahipsiz Değildir”
TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Sözcüsü Aykut Akdemir, Balçova Belediye Başkanı’nın bakanlığa teşekkür etmesini “parti suçu” olarak yorumladı. Bu açıklama üzerine CHP İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, ilçe belediye başkanları ve Balçova Belediye Meclisi CHP Grubu Onur Yiğit’e destek verdi.
Belediye hizmet binası önünde açıklama yapan CHP Grubu adına Korcan Uçman, “Belediye başkanımız sahipsiz değildir!” diyerek şunları söyledi:
“Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 2 gün önce 1/100.000’lik planları onaylamasının ardından, defalarca Ankara’ya giderek hak sahipleri için mücadele veren belediye Başkanımız Onur Yiğit’in, sürece katkı koyanlara teşekkür etmesi sebebiyle parti suçu işlediği iddia edildi. Bu açıklamayı kınıyoruz.”
“Ranta kurban edilecek”
TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu yapılaşma tehdidiyle karşı karşıya olan İnciraltı’na ilişkin açıklama yaptı. Şehir Plancıları Odası İzmir Şube Başkanı Ayşegül Yarış
“İnciraltı, İzmir ölçeğinde değişken süreçleriyle son 40 yıla damgasını vuran, doğal bir değerdir. Değişen otoritelerin İnciraltı’nı ranta kurban etme yönündeki girişimleri ve bölgeyi zenginleşme aracına dönüştürme çabaları, TMMOB tarafından her zaman karşılık bulmuştur. Rant odaklarının uzun yıllardır süren girişimleriyle bölge, hiçbir geçerli dayanağı olmayan kamu yararı kararlarıyla tarım dışına çıkarılmak ve sit statüsünün düşürülmesiyle değersizleştirilmek istenmektedir. Oysa Tarım ve Orman Bakanlığı ile mahkemelerin bilirkişi raporları, bölgedeki korunması gereken mutlak ve dikili tarım arazilerini defalarca belgelemiştir” diye konuştu.
Yarış, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’a seslenerek şöyle dedi:
“İnciraltı; rant odaklarının değil, İzmir halkının ve gelecek nesillerin doğal mirasıdır. Tarım alanlarının korunması ve artırılması üzerine program hazırlatan partinin belediye başkanları, bu talana itiraz etmeli ve süren dava süreçlerine sahip çıkmalıdır.”
Tugay ortak plan çağrısı yapmıştı
Cemil Tugay ise geçtiğimiz aylarda yaptığı açıklamada, ortak bir yol bulunması gerektiğini belirterek,
“Oradaki mülk sahibi vatandaşlarımızın memnun olacağı ama bölgenin rant alanına dönüşmeyeceği, sosyal alanların korunacağı bir plan çalışmasının tarafındayım. 'Orası yapılaşmaya hiç açılmasın' diyemiyoruz, çünkü gerçekçi değil. Kaçak birçok şey yapılıyor. Doğal sürecinde mümkün olan en fazla yeşil doku, sosyal alanla şehrin kullanımında olması, mülk sahiplerinin de mülklerini değerlendirebileceği bir plan olmalı" dedi.
Odaların Davaları Devam Ediyor
İmar planı tartışmaları yargıda da bitmiş değil. Şehir Plancıları Odası, Peyzaj Mimarları Odası ve Jeoloji Mühendisleri Odası, bölgedeki sit derecesinin düşürülmesine karşı ortak dava açarken, TMMOB planların bütününe karşı dava açmış durumda. İzmir Büyükşehir Belediyesi daha önceki planlara karşı açtığı davaları kazanmış, mahkeme planları kamu yararına aykırı bularak iki kez iptal etmişti.
İnciraltı, Üçkuyular’dan Bahçelerarası Mahallesi’ni de içine alan yaklaşık 690 hektarlık bir alan. Narenciye bahçeleri, seralar ve meyve ağaçlarıyla dolu bu alan, İzmir’in en geniş tarım ve yeşil alanlarından biri olarak tanımlanıyordu. Ancak son yıllarda “yeraltı sularının tuzlandığı”, “seracılığın para kazandırmadığı” gibi gerekçelerle tarım yapılamadığı öne sürüldü ve bu söylemlerle kamuoyu oluşturuldu. İnciraltı’nın kaderi; “hak sahiplerinin mağduriyeti çözülsün” diyenlerle, “kamu yararı, doğa ve tarım alanları korunsun” diyenler arasında süren mücadeleyle şekillenecek.