Girişimcilik, fırsat kelimesi ile başlar. Beraber kullanılır. Bu yüzden girişimcilik kelimesinin anlamı her çeyrek asırda farklı anlamlar içeren farklı farklı kelimeler ile tanımlanır. 19. yüzyıl da yaşıyor olsaydınız buharlı makineleri ulaşımda kullanmak girişimcilik olarak tanımlanırdı. 20. yüzyıl ortalarında ilk bilgisayarlar üzerine iş kurmak, bu yüzyıl başında ise internet firması açmak girişimcilik olarak tanımlandı. Peki yeni bugünlerde girişimcilik kümesi neleri kapsıyor veya neler ile kesişiyor? Çoğunluğu internet ve teknoloji tabanlı birçok malzeme girişimcilik kelimesini tamamlıyor diyebiliriz. Hatta girişimcilik, teknolojiden ayrı düşünülemiyor. Günümüzde girişimcilik halen bu teknoloji kaidesi üzerine oturtulmuştur.

Ama bunların hepsi değişiyor. Girişimcilik değişim geçiriyor.

Teknoloji uzmanlığı, “içerik yaratıcısı” ile kıyasıya bir rekabete girmeye başladı. Bunu biraz düşünelim. Artık bir meslek edinmek için seçkin üniversitelerin merdivenlerini eskitenlerin, sınavlarda dirsek çürütenlerin karşılarında bambaşka bir topluluk duruyor. Onlar sınıflarının birincisi değiller. Hatta bazıları okullu bile değiller ama yeni ekonomiyi onlar oluşturmaya başladı. Bu yeni ekonomiyi dünya “tutku ekonomisi” olarak adlandırıyor. Bir meslek veya kariyer olarak düşünülen her şey hızla değişiyor. Bu ekonomide gerçek bir mal üretmeyenler, o gerçek malları tüketmeyenler ile buluşuyor. Tüketilen mal ise tamamen sanal. İsmi de “içerik”.

Peki tutku ekonomisinin üyeleri bir kariyer için sadece üniversitelere güvenen akranlarından daha mı eğitimsiz. Açıkçası hiç te değil. Hatta içerik oluşturucuların birçoğu üniversite okuyor veya üniversite mezunlarından oluşuyor. Sadece okudukları o sıkıcı mesleğin getireceği hayatı yaşamak istemiyorlar. Veya sadece tek o mesleği yapmıyor veya yapmak istemiyorlar. Üstelik üniversite eğitiminin de artık binlerce, yüzbinlerce alternatifi var. Hepsine internetten ulaşabiliyorsunuz. İnternet, dil eğitimden, mühendislik kanallarına, bloglardan, sanal kurslara daha binlerce çeşit eğitim araç gereci ile dolu. Üstelik aylık sandviç parasına neredeyse her eğitime ulaşabiliyorsunuz. Bu online eğitimler ile kendilerini belki de üniversitede alınan modası geçmiş eğitimlerden bile daha fazla geliştiriyorlar. Ancak bu devrim sadece eğitimle gelmedi. Yirmi yıl önce doğmuş olsaydınız ve “ben bir içerik yaratıcısıyım” deseydiniz yine bir işiniz olmazdı. Eğitim ile beraber teknolojinin gelişimi tutku ekonomisini, tutku ekonomisi de insanların düşüncelerinden, becerilerinden ve fikirlerinden para kazanmalarına olanak tanıyan “içerik oluşturma” ismini verdiğimiz yepyeni iş sektörünü yarattı. Artık içerik oluşturucuların “en yaratıcı girişimciler” olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Farklı kuralları olan tamamen başka bir meslekten bahsediyoruz.

İçerik oluşturma mesleğini anlamak

Girişimciler bir iş kurmak için önce geçimini sağlarlar. Ürünleri onların şirketi, markasıdır ve hedef müşterilerine değer sağlamaya çalışırlar. İçerik oluşturucular da içerik oluşturarak geçimini sağlıyorlar. Ürünleri, medya platformlarında hedef kitlelerine sunuyorlar. İlgili bir kitleniz varsa, bunların bir kısmını müşterilere dönüştürebilir veya zaten müşterileriniz varsa içerikler oluşturarak gerçek mallarınızı onlara pazarlayabilirsiniz.  

İçerik oluşturucular her şeyden önce yeni nesil iletişimcilerdir. Günümüzde iki meslek, girişimcilik ve içerik oluşturma, bir araya geldi. Ve farklı sektörlerde çalışan farklı girişimciler olduğu gibi, farklı ortamlarda (video, metin, ses, görsel) çalışan farklı içerik oluşturucular da vardır. Ama ortak noktada iş, sanat ve kâr birbiriyle bağlantılı olmaya başladı. Yalnızca içerik oluşturucuların, yani yaşamak için içerik üretenlerin anlayabileceği bir anlamda bu üç kavram bir araya geldi.

Otuz yıl önce birine içerik oluşturucu olmak istiyorum deseydiniz insanlar yüzünüze gülerdi. Günümüzde ise yavaş yavaş bu iş bir meslek olarak kabul görmeye başladı. Tabi hala özgeçmişler de “SEO yazarı veya Medium yazarı” yazmak komik görünüyor olabilir. Fakat etrafınızdaki çocuklara kim olmak istediklerini bir sorun. “Youtuber”, “blogger” veya “influencer” diyenlerin sayısının çokluğu sizi şaşırtacaktır. Çünkü yeni neslin kahramanları, içerik oluşturucular içinden çıkıyor. Bu yüzden çocukların da onlar gibi olmak istemesi de çok doğal değil mi? Ve emin olun ki yakın zamanlarda geleneksel eğitim de bu furyaya katılacak. Kolejlerde “dijital içerik oluşturma” dersleri verildiğini göreceksiniz. Sağlıklı günler dilerim.