28 Temmuz Dünya Hepatit Günü'dür. Dolayısı ile bu haftaki yazımda bu konuya değinmek istedim. Hepatit demek, genel olarak karaciğerin iltihabı anlamına gelir ve bunu yapan çok çeşitli nedenler vardır. Alkol ve çeşitli viral ve bakteriyel enfeksiyonlar, bazı ilaçlar, toksinler, metabolik hastalıklar ilk akla gelenleridir.
Viral enfeksiyonlar içinde en önemlileri ise Hepatit A, Hepatit B ve Hepatit C'dir. Ülkemizde en sık hepatit yapan virüs, Hepatit B virüsüdür. Doğu ve Güneydoğu'da Hepatit B enfeksiyonu daha sık iken, batıda bu oran daha düşük görülmektedir.

HEPATİT B HASTALIĞI


Hepatit B dünyadaki en yaygın karaciğer enfeksiyonudur. Kan ve kan ürünleri, korunmasız cinsel ilişki, ortak paylaşılan yada tekrar kullanılan enjektörler, jilet, tıraş takımları, manikür, pedikür şeklinde bakım manuplasyonlarında ve hamilelik ya da doğum sırasında hepatitli anneden bebeğe bu virüs geçebilir. Hepatit B ile enfekte bebeklerde yüzde 90-95 oranında kronik Hepatit ve siroz meydana gelmekte iken gençlerde ve orta yaşlarda yüzde 80-90 iyileşme olmakta, yaşlılarda yüzde 95 civarında tamamen iyileşmekte görülmektedir. Dolayısıyla bebeklik döneminde ve hayatın erken yaşlarında bu virüs alındığında, yüksek oranda hastalığa yakalanma ve kronikleşme olmaktadır. Türkiyemizde aşılama ve eğitimin yanı sıra yeni tedaviler ile çok başarılı sonuçlar alınmıştır. Dünyada Hepatit B ile enfekte olan yaklaşık 400 milyon kişinin kronik Hepatit B enfeksiyonunu taşıdığı bilinmektedir. Bu hastaların bir kısmı, Hepatit B ve onun neden olduğu komplikasyonlar ile maalesef yaşamlarını yitirmektedir.
Hepatit B enfeksiyonu, sinsi seyredebildiği için birçok kişi bu virüsü taşımasına rağmen farkında değildir. Tesadüfen saptanabilir. Alkol kullanımı gibi bazı faktörler hastalığı olumsuz etkilemektedir.
Virüsle kronik zeminde enfekte kişilerde, ileri yaşlarda siroz ya da karaciğer kanseri gelişme riski görülebilmektedir. Karaciğer sirozunun gelişmesi için virus alındıktan sonra yaklaşık 20-25 yıl, karaciğer kanserinin gelişebilmesi için 25-30 yıl geçmesi gerekir. Virüs, uzun yıllar sürekli olarak karaciğere hasar vermeye devam eder. Taşıyıcı olanların bazılarında kronik hepatit ve karaciğer sirozu gelişmeksizin, direkt olarak karaciğer kanserine de rastlanılmaktadır.
AKUT HEPATİT
“Akut” Hepatit B enfeksiyonu, kişinin hepatit B virüsü ile ilk kez teması sonrasında görülür.. Virüsün vücuda ilk girişi ile, bazı kişilerde nezle/gribi andıran bulgular görülürken, büyük çoğunluğunda hiçbir belirti görülmeyebilir. Gözlerde sararma ve idrar renginde koyulaşma saptanabilir. Sağlıklı yetişkinlerin büyük çoğunluğunda (yüzde 90 civarı), en geç 6 ayda vücut, bu virüsten arınır ve Akut Hepatit B iyileşerek bağışık hal söz konusu olur. Vakaların çok azında enfeksiyon kronikleşir. İyileşme sonrası virustan kurtulunur ve sonrasında, kişi artık hastalığı bulaştırmaz ve hepatit B virüsüne karşı bağışık olunur.
Eğer kan testleri sonrasında 6 aydan uzun bir süre Hepatit B pozitif çıkarsa, enfeksiyon “kronik” Hepatit B olarak tanımlanır. Bu durumda Kronik Hepatit B enfeksiyonunun bir yaşam boyu sürebileceği unutulmamalıdır.
HEPATİT B’DE TEDAVİ
Akut Hepatit B enfeksiyonları için ilaç tedavisi önerilmez. Kronik Hepatit ve karaciğer sirozu gelişen vakalarda ise günümüzde etkili tedavi imkanlarına sahibiz. Hepatit B aşıları ya da hepatit B gen tedavileri çok iyi sonuçları bize müjdelemektedir.