Daha ilkokula gitmediğim çocuk yaşlarımda, evin işlerinden fırsat bulduğunda annemle evcilik oynardık. Çok sevdiğim iki bebeğim vardı, onları çocuklarım, annemi de komşu yapar, mış gibilerden anneme misafirliğe giderdim. Gözümü kapatıp hatırlayınca o dakikaların tadını ve sıcaklığını hala hissediyorum. Ve bir yandan da annemle oyun oynadığımız anımız daha çok olsaydı diye keşkeleniyorum.

Tabi zamanı geriye alamam ama şimdiki zamanı iyi değerlendirmek elimde. Tam bir oyun çocuğu olan 3.5 yaşında bir kızım var. Tıpkı benim gibi onun da büyüdüğünde geçirdiğimiz oyun zamanlarıyla ilgili keşke dememesi, benim için çok önemli. Bu nedenle onunla fırsat bulduğumda değil, fırsat yaratarak her gün belli bir süre oyun oynuyorum. Çünkü yoğun iş ve ev temposu içinde bana da nefes olan bu keyifli zamanların geri gelmeyeceğini ve oyunun her çocuk gibi kızımın gelişiminde büyük payı olduğunu biliyorum.

Çocuğun bulunduğu her yerde ve tarihte, oyunun ve oyuncakların da olması evrensel bir kural. Arkeologların yaptığı araştırmalar, oyunun tarihinin, insanlık tarihi kadar eski olduğunu gösteriyor. Hatta öyle ki bugün bilinen pek çok oyunun, çok eski çağlarda da bilindiğini gösteren belgeler ve buluntular var.

Oyun ve oyuncak neden önemli?

Peki oyunu hatta oyuncağı insanlık kadar eski ve her kültürde önemli kılan özellikleri neler oluşturuyor?

Çocuklar hangi yaşta olursa olsun oyun oynamaya ve oyuncağa merak duyar. Bunun birkaç aylık bebek için bile geçerli olduğunu söylemek mümkün. Uzmanlara göre oyun, bebekler ve çocuklar için en iyi öğrenme şekillerinin başında geliyor. Bu öğrenme şeklini keyifli ve kolay kılan en ideal araç ise oyuncak. O nedenle oyun ve oyuncakların, sadece çocukları oyaladığını ya da eğlenceli zaman geçirmesini sağladığını düşünmemek gerek.

Oyun ve oyuncağın çocuğun fiziksel, zihinsel, sosyal ve duygusal gelişimine önemli etki ve katkıları olduğunu kanıtlayan çocuk gelişimiyle ilgili yapılmış dünyada pek çok araştırma var. Çocuklar farklı özellik ve tarzdaki oyun ve oyuncaklarla oynarken hem eğleniyor hem dünyayı ve kendini keşfediyor hem de hayal gücü ve yaratıcılığını geliştiriyor. Çocuğun gelecekteki zeka ve yaratıcılığının temelleri bir anlamda oyunla atılıyor.

Çocukla iletişim ve bağ kurmak için fırsat

Oyun ve oyuncağın faydaları bu kadarla değil elbet. Uzman psikologlara göre oyun, büyüme çabası içinde olan çocuk için somut düşünce ve soyut kelimeler arasında bir köprü kuruyor. Çocuğun dil gelişimini ve öğrenme sürecini sekteye uğratmasına, dikkat ve odaklanma sorunları yaşamasına neden olan televizyon ya da mobil cihazlardan uzaklaşmasını sağlıyor. Hatta kendi kendine karar verebilme ve belirli alanlarda beceri kazanma kabiliyetini artırıyor.

Oyunun çocuğa sağladığı bir diğer fayda, duyguların ifade edilmesini kolaylaştırması. Çocuklar bazen duygularını anlatmaktan kaçınabiliyor ya da ifade etmekte zorlanabiliyor. İşte oyun, çocuğun duygu ve düşüncelerini anlayabilmek ve aktarmasını sağlayabilmek için ebeveynlerin elindeki en iyi fırsat.

Oyun günlük rutininizin bir parçası olsun

Gücünden bu kadar bahsettikten sonra çocuğunuz için oyunla ilgili yeni bir başlangıç yapmaya ne dersiniz?

Bunun için çocuğunuzla oyun oynamayı, günlük rutininizin bir parçası yaparak ilk adımı atabilirsiniz. Yoğun ve yorgun bir gün geçirseniz ya da çocuğunuz kreşe, okula gidip arkadaşlarıyla zaman geçirse de siz onunla oyun oynamaktan vazgeçmeyin. Anı yaşayın ve oyunun keyfini çocuğunuzla birlikte çıkarın. Unutmayın ki oyun zamanları hem onun gelişimini hızlandıracak hem de aranızdaki bağı güçlendirecek. Belki de en değerlisi, benim annemle çocukluk anılarım gibi, çocuğunuzun sizinle ilgili aklında hayatı boyunca hatırlayacağı güzel tatlı anlar bırakacak.