"Tek adamlık yolunda" başlıklı yazımı yazmış, Recep Tayyip Erdoğan'ın bu yola baş koyduğunu dile getirmiştim.

Siyaseten deneyimli ağabeyimizin anlattıklarını yazarken yazımızı şu cümleyle noktalamıştık:

"Sonra sözlerini noktaladı ve ‘Ne yapmak gerekir?’ diye sordu. AKP’nin bu seçimde iktidar olamayacağına inandığını ancak ‘Ne yapmak gerekir?’ sorusunun altında yatan sırrın muhalefetin izleyeceği yolun ne olması gerektiğinde saklı olduğunu söyledi."

Ne yapmak gerekir, işin sırrı burada...

Çünkü Türkiye'de ilk kez Anayasa bu kadar fütursuz, suç işlemeyi göze alarak hasır gibi çiğneniyor. Cumhurbaşkanlığı makamında oturan bir kişi ilk kez meydanlara inerek AKP için oy istemeye hazırlanıyor.

Başbakan olarak atadığı ve memuru gibi davrandığı kişinin partiyi sürükleyecek güce, yeteneğe, karizmaya, bilgiye sahip olmadığını düşünüyor...

Çok istediği "Devlet Başkanlığı" koltuğuna oturmak için meydanlara ineceğini söylüyor.

Şimdi muhalefetin ne yapması gerektiği sorusunun yanıtını almak için sözü deneyimli siyasetçi ağabeyime bırakıyorum:

"Halkın büyük bir bölümü Cumhurbaşkanı'nın Anayasa'yı çiğnediğini görmüyor. Yasalara karşı hareket ettiğinin farkında değil. Yasaları çiğneyen bir kişinin devlet başkanı olduğunda nasıl davranacağının iyi anlatılması gerekir.

Her dönemde kriz yaratarak ve toplumu bölerek kamplaştıran kişinin yetkilerin tamamını ele geçirdiğinde nasıl davranacağının da anlatılması gerekmektedir.

Düne kadar beraber yürüdükleri, ‘Ne istediniz de vermedik’ dedikleri, Yargıyı, emniyeti beraber dizayn ettikleri cemaate ve cemaat üyesi olduğunu düşündüğü devlet memurlarına nasıl davrandığını görünce yarın başkalarına da nasıl davranacağının örneklerini veriyor.

Kim baş kaldırıyor?

Tutukla...

Kim eleştiriyor?

İşinden, aşından et... Kurda kuşa yem olsun.

Bütün bunların muhalefet tarafından iyi anlatılması gerekir."

ANLATMAKLA YETİNMEYİN

Muhalefetin muhalefet etmesinin iktidar için yetmeyeceğini vurgulayan ve vaatler konusunda örgütsel bir çalışma yürütülmesi gerektiğini söyleyen büyüğümüz sözlerini şöyle sürdürüyor:

"İnsanlar işsiz, çaresiz bırakıldılar ve teslim alındılar. Yeşil kart onların her şeyi. Gelen yardımların kesilmesinden endişe ediyorlar. O nedenle bu konuda çok etkili bir çalışma yürütmek gerekir. Çiftçilerimiz borçlu, tarlaları ipotekli. Onların da güvencesi olunacağının işaretleri verilmeli. Tarım ve hayvancılığın teşvik edileceğinin altı çizilmeli. Tarım ve hayvancılık için net vaatler köylülere iyi anlatılmalı. İş bulamayan üniversite öğrencilerinden, atanmayan öğretmenlere kadar hangi yolun izleneceğinin açıklanması gerekir.

Halkla içice ve halkta karşılığı olan milletvekili adaylarının kontenjan olarak belirlenmesini anlarız. Ancak sosyal demokratlar partinin hakim huzurunda yapacağı önseçimin yapacağı katkı CHP'yi iktidara taşıyacak sinerjiyi sağlar. Önseçimden çıkacak ve halkın tanıdığı milletvekili adaylarını seçtirmek için binlerce insan harekete geçer, bunun önemi büyüktür.

Bu açıdan CHP Genel Başkanı’nın önseçimden yana takındığı olumlu açıklamalar bile partinin içinde sevinçle karşılanmış ve CHP'nin kadroları harekete geçmiştir.

İktidar yolunun inanmaktan geçtiğini bilmelisiniz. Önce kadroları sonra halkı iktidar olacağına inandıran CHP, geleceğini başkanlık sistemine bağlayan AKP'yi iktidardan edebilir.

Çünkü halkımızın yüzde 70'lik bölümü başkanlık sistemini istememektedir."

Siyasetin deneyimli isminin anlattıkları bu kadar değil. Hemen her konuda deneyimini bizimle paylaşmaya hazır. Ancak anlattıkları köşelere sığmıyor. Zamanı geldikçe anlattıklarını kaleme alır yayınlarız.

Söyledikleri okundukça o mutlu oluyor.