Seferihisar Sığacık açıklarını, Ege Denizi’ni zeytinliklerin, meyveliklerin arasından görebiliyorsanız Gödence’ye gelmişsiniz demektir..

Serin haftasonunun ardından ilkyaz bugün İzmir'de yakıcılığını hissettirecek. Sıcaktan bunalırsanız eğer, öğleden sonra bir kaçamak yapın, Gödence'de çay için, Efemçukuru'nda çiçek toplayın, ağaçlardan erik koparın, yayla serinliğinin tadını çıkarın.

İki köyü ve çevresini sizin için dolaştık, yaylalara tırmandık, akarsuların coşkuyla aktığı vadilerden geçtik. Ben gördüklerimi yazdım, Petek fotoğrafladı.

Gödence'den başlayalım. Seferihisar’a yakın, çam, zeytin, meyve ve palamut ormanlarının arasında küçük bir köy Gödence… İzmir- Seferihisar yolunun 40’ıncı kilometresinde yolun sağında Bademler Köyü’nü görürsünüz. Bademler’i geçer gezmez solda Gödence yolunun girişi vardır.

Sakin bir köy

Meyve bahçelerinin, çam ormanlarının, binbir çeşit çiçek açan tarlaların, bağların, devasa palamutların arasında hızla yükselirsiniz, yükseldikçe hava biraz daha serinler, nefesinizin açıldığını hissederseniz, soluduğunuz hava mis kokar… Sığacık açıklarını, Ege Denizi’ni ağaçların arasından görmeye başladıysanız Gödence’ye gelmişsiniz demektir…

Hiç bilmeyenler, görmeyenler ve gelmeyenler için bu köyü biraz tanıtalım. 300 nüfuslu sakin bir köy Gödence… Ama Seferihisar’ın ya da İzmir’in birçok köyünden farklı özellikleri var. Bakir tabiatın tam ortasında, kendinizi en özgür hissedeceğiniz yerlerden biri. Bu özelliği köyü çekici yapıyor. İlk gördüğünüzde “Burası yaşamak istediğim yer” diyebilirsiniz.

Şarap üretimi var

Çevresi zeytin ormanlarıyla, bağlarla çevrili. Zeytinyağı çok lezzetli, üzümü de. Çoğu ürün organik tarım yöntemiyle üretiliyor. Üreticilerin bir bölümü arazilerinde şaraplık üzüm üretip, ev yapımı şaraba dönüştürüyor. Bir bölümü de en lezzetli zeytinleri. Köydeki eski yöntemle çalışan yağ işletmesi zeytinleri nefis zeytinyağlarına dönüştürüyor.

Bundan 40 yıl önce kurulan Gödence Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ise bu ürünleri pazarlayarak köylünün cebine gelir olarak dönmesini sağlıyor. Köyün kaderini değiştiren bu kooperatif sayesinde köylü verdiği emeğin karşılığını fazlasıyla alıyor.

Gödence aynı zamanda ev yapımı sabunların da birçok evde üretildiği yerlerden biri. Gödence sakinleri, köyün turizmde de gelişmesinden yana. Bu amaçla köyde ilk butik oteller kuruldu bile… Gödence’ye gidecekseniz Zeytinyağı Yarışması’nın düzenlendiği Mayıs ayını tercih edin. Bugün çay molası için de köy meydanına gidin. Çevresi güllerle, lalelerle, sarmaşıklarla süslenmiş meydandaki iki kahvehaneden birinde mis kokulu demli çay için.

İkinci durağımız Efemçukuru. Burası yanıbaşına altın madeni kurulan, ama Türkiye'nin en lezzetli sofralık üzümünün üretildiği köy.

Üzümü çok lezzetli

Efemçukuru Menderes'e 22, İzmir'e ise 42 kilometre uzaklıkta, 664 metre yükseklikte kurulu kendi halinde bir dağ köyü... Son tespitlere göre 533 kişi yaşıyor. Köyün yaklaşık 600 yıl önce kurulduğu söyleniyor. Köy sakinlerinin Yunan işgali sırasında, köyü teslim almak için gelen düşmana direnen kendi halinde bir köylü olan Halil Has Efe'nin torunları olmakla övündükleri bir yer burası. Halkı tarımla uğraşan Efemçuku'nun bu denli ilgi görmesinin bir diğer nedeni ise Menderes'in sembolü haline gelmiş çok lezzetli, sofralık siyah Enfes üzümleri... Köyün çevresini kuşatan üzüm bağlarında asma çubukları yeşermeye başladı bile...

Kızları eğitimli

Efemçukuru'nun çok önemli bir özelliği var. Bu köyden kimse bankalardan tarımsal kredi çekmiyor. Çünkü kimsenin ihtiyacı yok. Herkesin geliri kendine yetiyor ve geçinecek kadar kazanıyor. Bu köyde borçlu yok. Nüfus planlaması var. Çocuklar özgür ve köyün kızları okumayı çok seviyor. Efemçukuru göç vermeyen bir köy. Burada yaşayanların çoğunun Seferihisar'da, Urla'da, İzmir'de evi var ama halk köyde yaşamayı, bağcılıkla, tarımla, hayvancılıkla uğraşmayı tercih ediyor.