AKP'nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Nihat Zeybekci oldu.
Siyaseten, şimdiden konuşmak erken ama Zeybekci'nin adaylığı CHP'lileri sevindirdi.
Bu sevinç, CHP adaylarının belirlenmesi sonunda gerçek mi değil mi göreceğiz.
Şimdiki hava bu yönde...

***

CHP adaylarını belirleme sürecinde oluşturduğu mini komisyonları Sivil Toplum Örgütleri'ne yolluyor.
Ben de bu duruma kestirme çare bulan İzmir'in bir ilçesindeki bir kadın aday adayından söz etmiş ve her STK ziyaretinde, bir de yardım çeki verdiğini yazmıştım.
Fikrin iyi olduğunu, ancak yanlış anlaşılmaya neden olabileceğini belirtmiştim.

***

Bu yazım üzerine CHP İl Başkanı Deniz Yücel harekete geçmiş.
Benim ilçe adı vermememe rağmen bir ilçe yönetimini arayıp bir güzel azarlamış.
Onunla da yetinmeyip, sosyal medyada bu yönde paylaşım yaptığını iddia ettiği bir yöneticinin derhal paylaşımını kaldırmasını, ilçe yönetimi tarafından disipline gönderilmesini, bunlar yapılmaz ise kendisinin gereğini yapacağını söylemiş.

***

Şaşırdım mı?
Elbette hayır...
Ancak bu yöntem, benim iddialarımı iki şekilde doğrulamış oldu.
Birincisi ilçenin adını açık ettiler.
İkincisi ise STK ziyaretlerinde çiçek yanında küçük bir yardım yapıldığını da kabul ettiler.

***

Elbette kendilerinin bileceği iş.
Tam da aday belirleme sürecinde il başkanının bir aday adayını korumak adına neredeyse tehditler savurması kendi siyasi tercihini yansıtır.
Partisine zarar mı verir, yarar mı sağlar yaşayıp göreceğiz.

***

Olayın bir de CHP içinde tartışılan yönü var.
Bu da, il başkanının kendince çaktırmadan yaptığı bu müdahalelerin tarafsızlığını tartışmaya açıp açmadığı.
Elbette şu anda parti içinde sohbet halindeki bu davranışların, yerel seçimlerden sonra gündeme gelip gelmeyeceği.
Benim bildiğim CHP'de gelir...

***

Bu tavır bana CHP İzmir İl Başkanlığı seçim sürecini anımsattı.
İlçe başkanlarını görüş alma adı altında toplayıp, sonra da neredeyse zorla dayatılan ismin, parti içinde nasıl tartışıldığını siz de anımsamışsınızdır.
İl kongresinde yapılan konuşmaları da.

***

CHP'nin İzmir İl Başkanı seçilen Deniz Yücel, kongrede yaptığı konuşmada isminin aslında Deniz Gezmiş'ten özenilerek konulduğunu söylemişti.
Ben de bu konuşmayı eleştirip, “Dedenizin, babanızın devrimci gelenekten geliyor olması, sizi de otomatik olarak devrimci yapmaz. Devrimci olabilmek için içselleştirmeniz gereken, onun da ötesinde günlük yaşantınızda onlarla hareket ettiğiniz politikalarınız olmalıdır” demiştim.
Haksız da değilmişim.

***

Madem CHP İl Başkanı Deniz Yücel, sırf kendi desteklediği aday adayının yanlışını örtmek için seçilmiş bir ilçe örgütünü “gereğini yaparım” diye tehdit ediyor.
Öyleyse gereğini de yapmalıdır.
Doğruluğunu artık kendisinin de kabul ettiği, diğer aday adaylarına haksızlık sayılacak bu mini rüşvet hareketini yapanları mı yoksa deşifre edenleri mi disipline yollayacak?

***

Bütün bunlardan sonra söyleyecek tek bir söz var.
Deniz olmak da zor, Deniz gibi yaşamak da...