Bir okurumuz soruyor: “5 yıldır bir işyerinde dini bayramların birer günü dışındaki diğer bayram ve resmi tatiller de dahil sabah sekizden akşam sekize kadar çalışıyorum. İşe girdiğim tarihten beri aldığım ücret asgari ücretin üzerinde olduğu gerekçesiyle fazla çalışma ücreti ile çalıştığım hafta ve diğer tatillerin ücretleri ödenmedi. Bu şartlarda çalışmak istemiyorum. İşten ayrıldığım takdirde tazminatım ile bu güne kadar ödenmeyen bu ücretlerimi alabilir miyim?”
Daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi 4857 sayılı İş Yasası’nın 63'üncü maddesi gereğince genel bakımdan çalışma süresi haftada en çok 45 saattir. Aksi kararlaştırılmamışsa bu süre, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanır.
Okurumuzun belirttiğine göre günlük çalışma süresi, aynı zamanda ulusal bayram ve genel tatil günleri de dahil 08:00-20:00 saatleri arasında yemek ve diğer gereksinmeler için bir saat ara dinlenmesi düşüldüğünde 11 saat, haftalık çalışma süresi de 11 saat x 7 gün=77 saat olmakta, buna göre de 7.5 saati hafta tatili çalışması olmak üzere haftalık 77 saat – 45 saat= 32 saat – 7.5 saat = 24.5 saat fazla çalışma yapmaktadır.
İş Yasası’nın 41'inci maddesi gereğince her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde 50 fazlasıyla ödenir. Yine bu madde hükmüne göre fazla saatlerde çalışmak için işçinin yazılı onayının alınması gerekir ve fazla çalışma süresinin toplamı bir yılda 270 saatten fazla olamaz.
Yine aynı yasanın 47'nci maddesi gereğince çalışılan resmi ve dini bayramlar için ayrıca birer gündelik ücret ödenmesi, çalışılan hafta tatili günü için de yine ayrıca 7.5 saat için 1.5 gündelik üzerinden ek hafta tatili ücreti verilmesi gerekmektedir.
Okurumuzun yakınmasından ücretinin asgari ücretin net tutarının üzerinde olduğu, ayrıca imzaladığı iş sözleşmesinde ödenen aylık ücrete çalıştığı hafta tatilleri ile yılda 270 saate kadar yapacağı fazla çalışmanın aya düşen kısmının ücretinin de dahil olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır.
İş sözleşmeleri ile ödenen aylık ücretlere yılda 270 saate kadar yapılacak fazla çalışmanın ücretlerinin de dahil olduğunun kararlaştırıldığı durumlarda öncelikle aylık ücretin asgari ücret üzerinden aylık 270 saat /12 ay = 22.5 saat fazla çalışma ücretini karşılayacak tutarda olması gerekmektedir. Buna göre eğer okurumuzun aylık ücreti, ortalama olarak aylık 22.5 saat fazla çalışma ücretini karşılayacak tutarda ise, bu takdirde her ne kadar yasa hükmünde yapılacak fazla çalışmanın yılda 270 saati geçemeyeceği belirtilmiş olsa da okurumuz aylık 22.5 saatin (ve yıllık 270 saat) üzerinde fazla çalışma yaptığını kanıtlaması durumunda ayrıca fazla çalışma ücretine hak kazanacaktır. Bunun da, imzalı iş sözleşmesi ve bordrolar karşısında Yargıtay’ın yerleşik kararları gereğince tanık beyanları ile değil eşdeğer yazılı belge ile kanıtlanması gerekir.
Bununla beraber her ne kadar okurumuzun iş sözleşmesinde ödenen ücrete yıllık 270 saate kadar yapacağı fazla çalışma ücreti ile çalıştığı genel tatil ücretleri de dahil olduğu belirtilmiş olsa da, İş Yasası’nın 47'nci maddesi gereğince çalışılan ulusal bayram ve genel tatil günleri için ayrıca birer gündelik daha ek ücret ödenmesi zorunlu olduğundan sözleşme ile belirtilen ücrete ek olarak çalışılan her genel tatil günü için birer gündelik üzerinden ek genel tatil günü ücretinin de ödenmesi zorunludur.
Okurumuzun bu güne kadar aylık 22.5 saatin üzerinde yaptığı fazla çalışma ücretleri ile çalıştığı dini bayram ve resmi tatil günü ek ücretlerinin ödenememesi nedeniyle İş Yasası’nın 24/II-e maddesindeki “İşveren tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmez veya ödenmezse” şeklindeki hüküm gereğince iş sözleşmesini haklı nedenle feshetme hakkı bulunmakta olup, öncelikle işverene noter kanalı ile göndereceği ihtarnameyle fazla çalışma ve ek genel tatil ücretlerinin ödenmediği gerekçesiyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini bildirip kıdem tazminatı da dahil diğer alacaklarının belirli bir gün içinde banka hesabına ödenmesini ihtar etmesi, ödenmediği takdirde de iş mahkemesinde alacak davası açması gerekmektedir.