Haber/ Didar DEMİRCİ

Kovid 19 pandemisi bir çok sektörü olumsuz etkiledi. Pandemi yasaklarının gölgesinde iş yapamayan, bu nedenle de geçinemeyen, özellikle eğlence sektöründe çalışan müzisyenler kapanan kepenklerin kurbanı oldu. Müzisyenlerin bir yıllık pandemi sürecinde yaşadığı zorlukları Emeğin Sesi’yle paylaşan İzmir Müzisyenler Derneği (İMD) Yönetim Kurulu Üyesi Meltem Karasu, “Müzik ve sahne emekçileri Kovid- 19 pandemisi öncesinde de genellikle kayıt dışı çalışan bir meslek grubuydu. Sigortasız ve güvencesiz işler, uygun olmayan çalışma koşulları, gece çalışma hayatı ve buna bağlı düzensiz uyku, beslenme sorunları gibi nedenlerle zaten beden ve ruh sağlıkları olumsuz etkilenmekteydi. Gündelik ihtiyaçlarını ancak karşılayabilen, birikimi olmayan bu insanlar geçtiğimiz 1 yıl boyunca zaten yetersiz olan gelirlerini de tamamen kaybettiler” diye konuştu.

2- 3 Aile tek maaşa bakıyor

Pandemi sağlık problemlerinin yanı sıra müzisyenlere çaresizliği de getirdi. Bir çok müzisyenin ev eşyalarını, müzik aletlerini satarak evine erzak aldığını, ödenmeyen kiralar nedeniyle evlerinden çıkmak zorunda kaldığını dile getiren Karasu, “Hasta ya da engelli yakını olanlar, onların tedavi süresince gerekli bakımını sağlayamadı. Şehir dışında çalışan bazı sokak müzisyenleri evlerine dönenmediler, barınma imkanı da bulamadılar. Birçok müzisyen evini kapatarak anne-baba evine döndü. Ailesi ile birlikte 2-3 aile bir kişinin emekli maaşı ya da tek maaşı ile geçinmeye çalıştılar. Bu durumun ardından İzmir’de meydana gelen deprem sonrası onlarca müzisyen çadırlarda yaşamak zorunda kalarak işsizlik ve yoksulluğun getirdiği yüklere ilave sorunlarla baş etmek zorunda kaldı” dedi.

Fatura ağır oldu

Pandemi sürecinde Haziran ayı itibariyle normalleşme adımları atıldığını hatırlatan Karasu, buna karşılık normalleşme sürecindeki sınırlamaların, müzisyenlerin kazanç elde edememesine neden olduğunu kaydetti. Karasu, “Sokak sanatçıları da pandemiden en ağır şekilde etkilenenlerden. Her ne kadar mekanlar kapandığında bir süre sokak performansları yapma imkanı olsa da yasaklar nedeniyle sokaklarda, metrolarda, halka açık alanlarda artık eski insan trafiği olmadığı için ciddi bir gelir kaybı söz konusu oldu. Aynı zamanda mekanlarda çalışan müzik emekçileri de sokak müziği yapmaya başladıkları için sokak performansı sergileyen müzisyen sayısının artmasıyla kişi başına düşen gelir azaldı” ifadelerini kullandı. Karasu, İzmir, Ankara, Adana ve Osmaniye’de intihar eden müzisyenleri hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ekonomik nedenler çok önemli ama intiharların nedeni salt parasızlık olarak açıklanırsa eksik olur. Belirsizlik, çaresizlik, umutsuzluk, terk edilmişlik, amaçsızlık da insanların içindeki yaşam şevkini kırıyor. Baş etme gücü ve direnç kırılması yaşanıyor. Var olan travmalar da tetikleniyor. Sosyal devlet sanatı ve sanatçıyı korumakla yükümlü iken, müzik emekçileri eşe dosta el açmak zorunda bırakılmış olmanın gurur kırıklığını, onuruna dokunan üzüntüsünü yaşıyor. Yaşam şartları ve bu etkenler arkadaşlarımızda bunalımlara yol açıyor.”

Kalıcı çözümler gerekiyor

Müzisyenler için daha kalıcı ve etkili çözümlere ihtiyaç olduğunun altını çizen Karasu, taleplerini şu şekilde sıraladı: “Bir an önce mekanların gerekli önlemler alınarak açılması, vergi ve SGK’dan muaf tutulması, kira desteği ve istihdamı teşvik edici sosyal politikaların uygulanmasını, insanların ekmeklerini kazanır hale gelmelerinin sağlanmasını talep ediyoruz. Kayıt dışı çalışmaya karşı tüm sanatçıların ve diğer sektörlerdeki işçi ve emekçilerin sosyal güvenlik şemsiyesi altına alınmasını, sigortalılığı kolaylaştırıcı ve teşvik edici düzenlemeler yapılmasını talep ediyoruz. Sanatı ve sanatçıyı koruyan, sanatını icra ederek ekmeğini kazanmasını sağlayan program ve projelerin uygulanmasını istiyoruz.”