Haber/ Didar DEMİRCİ

Tüm dünyada sağlık ve ekonomi açısından büyük bir krizin oluşmasına neden olan korona virüs salgınının, iş yaşamı üzerindeki etkisini değerlendiren DİSK Genel İş İzmir 3 Nolu Şube Başkanı Faruk Saral, mevcut kapitalist düzenin yaşadığımız dünyayı ve üzerindeki tüm canlıları sadece piyasa değeri üzerinden değerlendirdiğini ve bu sebepten dolayı insanlığın defalarca krizlerle karşı karşıya geldiğini dile getirdi.

“Hiçbir zaman eşit olmadık”

Toplumun bir kısmının korona virüs salgınından korunmak için evindeyken piyasanın emekçilerin sırtında serbest dolaşımını sürdürdüğünü dile getiren Saral, “Hiçbir zaman eşit olmadık, virüse karşı da eşit değiliz” ifadesini kullandı. Saral, “Hükümetin mesajı açık; kimse kimseye dokunmasın, ekonomiye ise hiç kimse dokunmasın. Herkes evde otursun ama sermaye ve onun ağlarına mahkûm edilmiş milyonlarca emekçi serbestçe dolaşsın. Dünya ölçeğinde yaşanan salgının etkileri sürerken ülkemizde salgına karşı alınan tedbirler doğrudan doğruya ekonomik bir yaklaşım üzerine tesis ediliyor: 'Evde kal', 'Virüs hepimiz için aynı oranda tehlikeli', 'Virüs hepimizi eşit kıldı', 'Salgını atlatmak için herkes sorumluluk almalı' söylemleri her gün medyada halkı uyarmak için gündemde olurken, emekçilerin daha dikkatli olmak koşuluyla üretime devam etmeleri gibi bir yaklaşımı beraberinde getiriyor. Elbette ki nihai amaç serbest piyasanın yeniden üretimidir. Ama kapitalist sistem bu konuda taviz vermekten yana değil” diye konuştu.

Etkin sosyal politikalar üretilmedi

Türkiye'nin üretimi tam kapasite sürdüremeyeceğini dile getiren Saral, işyerlerinin salgın koşullarına uygun olmadığını söyledi. Saral, “Bunların salgın koşullarına uygun hale getirilmesi pek mümkün görünmüyor. Salgının tekrar yayılma riski oluşabilir. Disk/Genel-iş olarak Kovid-19 salgını ortaya çıkar çıkmaz alınması gereken önlemler ve izlenmesi gereken politikalar konusunda görüşlerimizi hükümete ilettik ve kamuoyuna açıkladık. Ancak hükümet salgına karşı etkin sosyal politikalar üretmedi. Anayasa’nın sosyal devlet ilkesinin gereğini yerine getirmekten kaçındı” şeklinde konuştu.

Pandemi sürecinde ispatlandı

İşçilerin sağlının aslında üretimin ve hizmetin sağlığı olduğunu dile getiren Saral, “Pandemi sürecinde bir kez daha ispat olundu ki, 6331 İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, işçinin değil işin sağlığı, işçinin değil işin güvenliğini sağlamaktadır. Sorunu yaşayan biziz, hayati riski olan biziz, pandemi süreci ile mücadele eden, aynı sürede de sağlığımızı korumaya çalışan biziz. Yaşanılan salgın sürecinde çıkan genelgeler bizlerin temel haklarımızı tam anlamı ile koruyamamış hızlı net kararlar verilmesi gereken bir durumda yoruma açık bırakılmıştır” diye konuştu. Tüm bu yaşananlardan ders çıkardıklarını ifade eden Saral, “Toplu sözleşmelerde İşçileri koruyacak maddeleri salgını fırsata çevirmek isteyecek olabilme öngörüsü ile önlemlerimizi alacağız” dedi.