Türkiye'nin enerji sektöründe 14 Mayıs 2025 Çarşamba günü yaşanan gelişmeler, ülkenin elektrik üretim ve tüketim dengesindeki hassasiyeti bir kez daha gözler önüne serdi. Günlük bazda yapılan ölçümlere göre, Türkiye'nin toplam elektrik üretimi 915 bin 768 megavatsaat seviyesinde kalırken, aynı gün içerisinde gerçekleşen toplam elektrik tüketimi ise 919 bin 332 megavatsaate ulaşarak üretimi geride bıraktı. Bu durum, özellikle pik saatlerde enerji talebinin karşılanması ve arz güvenliğinin sağlanması konularında dikkatli bir planlama ve yönetim gerektirdiğini gösteriyor. Türkiye Elektrik İletim AŞ (TEİAŞ) tarafından paylaşılan verilere göre, gün içerisinde elektrik tüketiminin en yüksek seviyeye ulaştığı saat akşam 21.00 olarak kaydedilirken, en düşük tüketim ise sabah saat 07.00'de gerçekleşti. Bu saatlik değişimler, yaşam tarzı, sanayi üretimi ve mevsimsel etkiler gibi birçok faktörden etkileniyor.

Akşam saatlerinde tüketim zirve yapıyor: Enerji talebindeki anlık değişimler

TEİAŞ verilerine göre, 14 Mayıs Çarşamba günü saatlik bazda en yüksek elektrik tüketimi, 43 bin 207 megavatsaat ile akşam saat 21.00'de yaşandı. Bu saat dilimi, genellikle evlerde aydınlatma, televizyon, bilgisayar gibi elektrikli aletlerin yoğun olarak kullanıldığı, aynı zamanda bazı sanayi tesislerinin de vardiya değişimleriyle birlikte enerji talebinin arttığı bir zaman dilimi. En düşük elektrik tüketimi ise 30 bin 622 megavatsaat ile sabah saat 07.00'de gerçekleşti. Bu saat, genellikle insanların henüz güne başlamadığı ve sanayi faaliyetlerinin de düşük seviyede olduğu bir zaman dilimi olarak dikkat çekiyor.
Bu saatlik tüketim farklılıkları, enerji üretim planlamasında ve şebeke yönetiminde önemli zorluklar yaratabiliyor. Özellikle pik saatlerde talebi karşılayabilecek yeterli üretim kapasitesinin bulunması ve şebekenin bu anlık yük değişimlerini kaldırabilecek esneklikte olması gerekiyor. Aksi takdirde, enerji kesintileri veya voltaj dalgalanmaları gibi sorunlar yaşanabilir. Son yıllarda Türkiye'nin elektrik talebinin yıllık bileşik büyüme oranının yüzde 4,2 civarında olduğu göz önüne alındığında, gelecekte bu pik saatlerdeki talebin daha da artması bekleniyor.

Kamu emekçisinin gözü kulağı toplu sözleşmede Kamu emekçisinin gözü kulağı toplu sözleşmede

Üretim kaynakları ve tüketim dengesi: Hidroelektrik lider, ithal kömür ve güneş takipte

14 Mayıs Çarşamba günü gerçekleşen 915 bin 768 megavatsaatlik toplam elektrik üretiminde, kaynak bazında dağılım da dikkat çekici. Üretimde ilk sırada, yüzde 16,9'luk pay ile barajlı hidroelektrik santralleri yer aldı. Bu durum, özellikle yağışlı dönemlerde hidroelektrik santrallerinin enerji üretimindeki önemini bir kez daha ortaya koyuyor. Hidroelektrik santrallerini, yüzde 15,7'lik pay ile ithal kömür santralleri ve yüzde 12,5'lik pay ile güneş santralleri izledi.
Güneş enerjisinin üretimdeki payının artması, Türkiye'nin yenilenebilir enerji kaynaklarına verdiği önemin ve bu alandaki yatırımların bir sonucu olarak değerlendirilebilir. 2025 Ocak ayı verilerine göre, toplam elektrik üretiminin yaklaşık yüzde 6,12'si güneş enerjisinden elde edilmişti. Ancak, 2024 yılında Türkiye'nin kömürden elektrik üretiminin hala yüksek seviyelerde olduğu (122 TWh) ve bu konuda Almanya (104 TWh) ve Polonya (91 TWh) gibi ülkelerin önünde yer aldığı da unutulmamalıdır. Bu durum, Türkiye'nin enerji üretiminde fosil yakıtlara olan bağımlılığının devam ettiğini ve karbon emisyonlarının azaltılması konusunda daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğini gösteriyor.
Yenilenebilir enerji kaynaklarının payının artması, hem enerji arz güvenliğini artırmak hem de çevre dostu bir enerji sistemine geçiş yapmak açısından büyük önem taşıyor. Rüzgar, jeotermal ve biyokütle gibi diğer yenilenebilir kaynakların da üretimdeki paylarının artırılması, Türkiye'nin enerji politikalarının temel hedefleri arasında yer alıyor. 2024 yılının ilk 6 ayında toplam üretim içerisinde yerli kaynakların payının yüzde 66’ya ulaştığı, ithal kaynakların payının ise yüzde 34’e gerilediği belirtiliyor.

Elektrikte dış ticaret: İthalat, ihracatı geçti

Türkiye'nin enerji bilançosunda dikkat çeken bir diğer nokta da, elektrik ithalat ve ihracat rakamları oldu. 14 Mayıs Çarşamba günü Türkiye, 7 bin 125 megavatsaat elektrik ihracatı yaparken, 10 bin 689 megavatsaat elektrik ithalatı gerçekleştirdi. Bu rakamlar, o gün için Türkiye'nin net elektrik ithalatçısı konumunda olduğunu gösteriyor.
Bir önceki gün olan 11 Mayıs 2025 Pazar günü de benzer bir tablo yaşanmış, günlük tüketim 886 bin 893 megavatsaat olurken, üretim 878 bin 512 megavatsaatte kalmıştı. O gün Türkiye, 6 bin 696 megavatsaat elektrik ihracatı yaparken, 15 bin 86 megavatsaat elektrik ithalatı yapmıştı.
Türkiye'nin elektrik ithalat ve ihracat verileri yıllara göre değişiklik gösteriyor. Örneğin, 2021 yılında Türkiye net elektrik ihracatçısı konumundayken (1.858.000 MWh net ihracat), 2022 ve 2023 yıllarında net ithalatçı konumuna geçmiş (2023'te -4.006.176 MWh net ithalat). 2024 yılının ilk yarısında en fazla elektrik ithal edilen ülke Gürcistan olurken, elektrik ihracatı yapılan ülkeler arasında Bulgaristan ve Suriye öne çıkıyor. Bu durum, bölgesel enerji piyasalarındaki dinamiklerin ve komşu ülkelerle olan enerji ilişkilerinin önemini gösteriyor.

Artan enerji talebi ve arz güvenliği: Türkiye'nin enerji geleceği nasıl şekillenecek?

Türkiye'de elektrik talebinin istikrarlı bir şekilde artması, enerji arz güvenliğinin sağlanması ve sürdürülebilir bir enerji sisteminin kurulması konularını daha da önemli hale getiriyor. Özellikle yaz aylarında artan klima kullanımı ve sanayi üretimindeki artış, elektrik talebini daha da yukarı çekiyor. Yüksek hava sıcaklıklarının elektrik talebini daha da artırdığı biliniyor.
Bu artan talebi karşılamak için, hem mevcut üretim kapasitesinin verimli bir şekilde kullanılması hem de yeni enerji yatırımlarının hızlandırılması gerekiyor. Özellikle yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretimin artırılması, hem dışa bağımlılığı azaltacak hem de çevreye duyarlı bir enerji sistemi oluşturulmasına katkı sağlayacaktır.
Nükleer enerjinin de Türkiye'nin enerji portföyüne dahil edilmesiyle birlikte, baz yük santrallerinin artması ve enerji arz güvenliğinin güçlenmesi hedefleniyor. Ancak, nükleer enerjinin çevresel ve güvenlik riskleri de dikkate alınarak, bu alandaki gelişmelerin şeffaf bir şekilde yürütülmesi ve kamuoyunun bilgilendirilmesi büyük önem taşıyor.
Enerji verimliliği ve tasarrufu da, artan talebi yönetmek ve enerji maliyetlerini düşürmek için kritik bir rol oynuyor. Hem sanayide hem de konutlarda enerji verimliliği uygulamalarının yaygınlaştırılması, gereksiz enerji tüketiminin önlenmesi ve tüketim alışkanlıklarının değiştirilmesi, Türkiye'nin enerji geleceği için hayati önem taşıyor.
Sonuç olarak, Türkiye'nin enerji sektörü, artan talep, kaynak çeşitliliği arayışı, yenilenebilir enerjiye geçiş ve arz güvenliği gibi birçok önemli dinamikle karşı karşıya. 14 Mayıs'ta elektrik tüketiminin üretimi geçmesi, bu dinamiklerin ne kadar hassas olduğunu ve enerji politikalarının ne kadar dikkatli bir şekilde planlanması gerektiğini bir kez daha göstermiştir. Gözler, TEİAŞ'ın açıklayacağı bir sonraki aylık ve günlük verilere çevrilmiş durumda.

Kaynak: HABER MERKEZİ