Türkiye'de milyonlarca hane, elektrik faturalarında yaşanacak olası bir şok dalgasına hazırlanıyor. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (EPDK), konut aboneleri için devlet destekli elektrik tüketim limitini düşürme planı, faturalarda yeni bir zam dalgasını tetikleme potansiyeli taşıyor. "Son Kaynak Tedarik Tarifesi" kapsamında yapılan bu değişiklik, yıllık tüketim sınırının mevcut 5 bin kilovatsaatten daha aşağı bir seviyeye çekilmesini öngörüyor. Bu adım, şu anda indirimli tarifeden yararlanan milyonlarca abonenin, bir anda serbest piyasa koşullarının insafına terk edilmesi ve çok daha yüksek faturalarla yüzleşmesi anlamına geliyor. Uzmanlar ve muhalefet partileri, bu hamlenin adının konulmamış bir "örtülü zam" olduğu konusunda hemfikir.

2025 Nobel Ekonomi Ödülü’nün sahipleri açıklandı
2025 Nobel Ekonomi Ödülü’nün sahipleri açıklandı
İçeriği Görüntüle

Yeni limit ne olacak, kimler etkilenecek?

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar'ın daha önce sinyalini verdiği değişiklik, Ekim ayı sonuna kadar netleşecek. Kulislerde konuşulan ve basına yansıyan iddialara göre, yeni limitin yıllık 3 bin kilovatsaat seviyesine indirilmesi gündemde. Bu rakam, Elektrik Mühendisleri Odası'nın (EMO) hesaplamalarına göre, dört kişilik bir ailenin asgari yaşam standardını sürdürmek için ihtiyaç duyduğu elektrik miktarına denk geliyor. Dolayısıyla düzenleme, sadece yüksek tüketim yapan haneleri değil, standart bir yaşam süren orta gelirli aileleri de doğrudan hedef alacak. Kalabalık aileler, evden çalışanlar veya kış aylarında elektrikli ısıtıcı kullanmak zorunda kalan vatandaşlar, bu yeni limit nedeniyle faturalarında ciddi bir artışla karşılaşacak.

Sistem nasıl işliyor, tehlike nerede?

Türkiye'de elektrik faturalandırması, 1 Şubat 2025'ten bu yana kademeli bir sistemle yapılıyor. Bu sisteme göre, yıllık tüketimi EPDK tarafından belirlenen limiti aşmayan konut aboneleri, devlet tarafından sübvanse edilen ve daha düşük olan ulusal tarifeden faturalandırılıyor. Ancak limiti aşan aboneler, bu destekten mahrum kalarak, maliyeti çok daha yüksek olan serbest piyasa tarifelerine tabi tutuluyor. İşte tehlike de tam bu noktada başlıyor. Tüketim limitinin aşağı çekilmesi, destek kapsamındaki abone sayısını otomatik olarak azaltacak ve milyonlarca haneyi bir üst tarifeye, yani zamlı tarifeye taşıyacak. EMO, bu durumun enerji maliyetlerini vatandaşın sırtından alıp özel sektör lehine yeniden dağıtmak anlamına geldiğini ve sosyal devlet ilkesiyle çeliştiğini vurguluyor.

Muhalefet ve uzmanlardan sert tepki

Yapılması planlanan düzenlemeye tepkiler de gecikmedi. CHP Enerjiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz, bu değişikliğin faturaları katlayacağı uyarısında bulunarak, "İktidar, yapacağı düzenlemeyle faturayı yine vatandaşa kesiyor. Bu, adeta gizli bir zam operasyonudur" dedi. Yavuzyılmaz, vatandaşları elektrik kullanımlarını gözden geçirerek fatura toplamlarını yeni belirlenecek limitlerin altında tutmaya çağırdı. EMO ise yaptığı açıklamada, uygulamanın asgari yaşam standardını bile lüks haline getireceğini ve zaten geçim sıkıntısı çeken vatandaşlar arasında faturasını ödeyemeyenlerin sayısını artıracağını belirtti. Eleştirilerin ortak noktası, enerji politikalarının kamu yararından çok, dağıtım şirketlerinin kârını gözetecek şekilde düzenlendiği yönünde. Buna karşın, Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği (ELDER) ise düzenlemeyi savunarak, yüksek tüketimli hanelerin elektriği gerçek maliyeti üzerinden ödemesi gerektiğini ve kamu desteklerinin "gerçekten ihtiyaç sahibi kesimlere" yönlendirileceğini öne sürüyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ