Abdül Batur (Mimar- Konak Belediye Başkanı)

Milli Mücadele’mizi taçlandıran 30 Ağustos Zafer Bayramı’mızın ardından, bir başka şanlı zaferimizi, 9 Eylül İzmir’in Kurtuluşu’nu yüreklerimizdeki büyük coşkuyla kutluyoruz.

Güzel ülkemiz ve güzel şehrimiz İzmir'in yanı sıra 9 Eylül günü, Konak için bambaşka bir anlam taşır.

9 Eylül, 30 Ağustos 1922’de Dumlupınar’da, Mustafa Kemal’in başkumandanlığında zaferle sonuçlanan Büyük Taarruz’un ardından İzmir’e giren süvarilerimizin, Konak’ta asılı bulunan Yunan bayrağını indirip, yerine kurtuluş bayrağını astıkları gündür.

15 Mayıs 1919'da Konak’ta başlayan işgal yine Konak’ta sonlandırılmıştır. Kurtuluş mücadelemizin sembol ismi Hasan Tahsin’in, İzmir'in işgal edildiği o gün, Konak’ta bir grup vatanseverle birlikte ilk kurşunu atarak ateşlediği direnişimiz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile canı pahasına vatanını korumaya çalışan tüm kahramanlarımızın büyük zaferiyle, yine Konak’ta sona erdirilmiştir.

Özgürlüğümüzü ve bağımsızlığımızı tüm dünyaya haykırdığımız şanlı günün adı 9 Eylül, yerin adı Konak’tır.

9 Eylül, Atatürk’ün dehası ve kahramanlığıdır...

Bir milletin bağımsızlığına sahip çıkışının, o büyük gücün simgesidir...

Yeniden varoluşumuzu, tam 98 yıldır kulaklarımıza çalan bir türküdür...

Özgürlüğün adı, Konak’ın sevdasıdır 9 Eylül...

Nice medeniyete can veren İzmir'in kalbi Konak, bir memleketin zafere kavuştuğu yerdir ve bu emsalsiz özelliğiyle adını tarihe işlemiştir.

9 Eylül aslında sadece İzmir'in değil, Anadolu’nun kurtuluşudur.

9 Eylül’ün 98. yılında bu özel günümüzü kutluyor, başta Büyük Önder, Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm kahramanlarımızı sevgi, saygı ve minnetle anıyorum.

Bizlere emanet ettikleri bu topraklar üzerinde özgür yaşayabiliyorsak, bu onların eseridir ve bugün birinci vazifemiz Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmek, Atatürk ilke ve inkılaplarına sahip çıkmaktır. Laik cumhuriyetimizi, demokrasimizi korumak, bizim boynumuzun borcudur.

Atatürk’ün mirasını kalbinde taşıyanlar olarak bizler, köklü tarihimizi ve şanlı zaferlerimizi de yarınlara taşımaya devam edeceğiz. Ve o yarınları umutla, dostluk, kardeşlik ve dayanışma ruhuyla, memlekete aşkla, memlekete sevdayla kurmaya devam edeceğiz; çünkü Cahit Sıtkı’nın dizelerindeki gibi bir memlekettir bizim de hayalimiz:

Memleket isterim

Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;

Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.

Memleket isterim

Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;

Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.

Memleket isterim

Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;

Kış günü herkesin evi barkı olsun.

Memleket isterim

Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;

Olursa bir şikayet ölümden olsun.”