Halk söylencesinde 5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan gece, suların denizlerin toprağa kavuştuğu Hıdırellez Gecesidir. Bu nasıl denk düştü de Denizler o gece asıldı.
"Biz şahsi hiçbir çıkar gözetmeden halkımızın bağımsızlığı ve mutluluğu için savaştık…" diye haykıran Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan ve yoldaşlarımız için toplumsal hafızamıza kazınan yalnızca ölüm olmadı. Onlar bu ülkenin isyancı gençleri olarak bizlere hem onurlu bir miras hem de büyük bir sorumluluk bıraktı. Onlar özgürlük, eşitlik ve sosyalizm mücadelesinin yanı başına onur, ahlak ve insan kişiliklerini yaydı.
Hayat varsa ölüm de var. Ölüm hayatın gerçeği. Ve iki kez ölünmüyor. Hepimize biçilmiş ölüm. Yaşarken ölmemek için yaşamalı. Ölünce ölmemek için yaşamalı. Deniz Gezmiş ölmeyenlerdendir. Eşitliği, özgürlüğü savunuyordu. Boyun eğdirmeye çalışanlara inat başını dik tutuyordu. Deniz, yoldaşları Yusuf ve Hüseyin ile düşmanlığı savunanlara karşı kardeşliğin sesiydi.
6 Mayıs 1972’de darağacında katledilen 'Üç fidan' bu ülkede onurlu olmanın, başı dik dolaşmanın, yiğitliğin sembolü oldu. "Hala yakar türküsünü inceden inceye" Deniz, Yusuf, Hüseyin ölümsüzlüğe kavuşmuş olarak. Çünkü onları sakladık. “Aslında seni saklamak / Her yaşta ustalık ister/ Öfke ister bilek kalınlığında - çünkü seni saklamak/- harcı değildi / her babayiğidin”
Biz sizi yüreğimizde sakladık.
Hasretinize vurun bizi.
Topluma tüm gücüyle saldıran saltanat düşkünü hırsızlar tekrar “Boyun eğin” diye bağırıyor.
Umutsuzluk yok kitabımızda. Çünkü üç fidanın mirası mücadelemizde yaşıyor.
Biz de Denizler’in yaptığını yapacağız. Onlar boyun eğmedi. Biz de boyun eğmiyoruz.
Hiç yaşlanmadı Deniz.
Hiç 25 yaşına basmadı.
Onurlu ve soylu yoldaşlarımızdan Deniz Gezmiş’in bu gün Doğum Günü.

kose-yazi