Temel'in oğlu Dursun memurluk sınavına girmiş. Çıkışta babasına;"
"Papaciğum" demiş "Kuran'da Peygamber Efendimizun adı kaç kez geçeyi diye sordular hangi şıkkı işaretleyeceğimu pilemedum. Sen eskisen bu sınavı kazanıp memur olmuş idun, cevabi pilirsun!”
Temel; "Uşağum pizum zamanimizda test sınavı yoktu klasik sınav vardu. Pize, depremler neden olur, diye sormuşlardu."
"Eee, papaciğum" demiş Dursun "Sinavi kazanmak içun ne cevap vermişdun?"
"Ne cevap vereceğum uşağum" demiş Temel
"Allahun işune karişulmaz dedum, sinavu kazandum!”
(Bir Ulvi Puğ fıkrasıdır)
Fıkranın yarısı gerçek. Adalet Bakanlığı'nın personel alım sınavında; Kuran'da Peygamber Efendimizin adının kaç kere geçtiğini, gerçekten sormuşlardı. Kuran’da kaç kere geçiyor bilmem ama siyaset meydanlarında Peygamber Efendimizin adının Kuran’dan çok daha fazla geçtiği kesin.
Japonya’da bir robot polis yapmışlar. Götürüldüğü her ülkede rekorlar kırıyormuş.
İtalya’da 5 dakikada 800 hırsız yakalamış.
Fransa’da 320,
Hollanda’da 280.
Sonunda robotu Türkiye’ye getirmişler…
5 dakika sonra robot çalınmış.
Ee, Türkiye burası.
Çalınmayacak şey yok.
ÖSS soruları çalınır.
KPSS soruları çalınır.
İşçinin emeği,
Madencinin yaşam hakkı,
Gençlerimizin ümitleri,
Çocuklarımızın geleceği,
Cumhuriyetimizin kazanımları,
Hepsi çalınır.
Bir ülkede “Çalıyorlar ama çalışıyorlar da” diye bir söz çıkarsa; Madenlerimizde Sığınma Odası yapmaya hiç gerek kalmaz. 300 madenci mi öldü? Enerji Ve Tabii Kaynaklar Bakanımız çıkar;” Çok güzel öldüler!” diye açıklama yapar, yeter. Tren kazasında sinyalizasyon yokluğundan 9 kişi mi öldü? Ulaştırma Bakanımız çıkar; “Sinyalizasyon sistemi şart değildir!” der yüreğimize su serpilir. Askerlerimiz mi şehit oldu? Cumhurbaşkanımız çıkar;” Askerlik yan gelip yatma yeri değildir!” der, akan sular durur. Son olarak yine KPSS soruları çalındı.
Bu kez yağmur duasından sorumlu Adalet Bakanımız yapmış açıklamayı; “Herhangi bir muhalefet partisi genel başkanı veya kamuoyundan birinin ‘hükümet şunu da yapmalıydı’ diye söyleyebileceği bir şey yok. Hemen hepsi yapıldı.”
Yahu hepsi yapılmamış ki sorular dışarı sızmış.
Sayın Cumhurbaşkanımız da sınavların iptal edilmesini şu gerekçeyle açıklamış; “ İptal etmesek, muhalefet seçime kadar bunu satacaktı.”
Yani aylardır çalışıp anasının ak sütü gibi sınavı kazanacak olan gençlerimizin durumu, onların yeniden yaşayacakları stres, heyecan önemli değil. Önemli olan muhalefetin bu skandalı kullanarak prim yapmaması. İşsiz kalan Temel, sonunda zengin iş insanı Dursun’un evine hırsızlık yapmaya gitmiş. Sakarlık yapıp, uyanan Dursun ve karısı Fadime’yi karşısında bulunca da pişkin şekilde bağırmış;” Fadume, madem kocan evdeydu, ne demeye penu çağirup poşuna vaktimu çalayisun?”
Vallahi ne diyelim?
Olan biten tam budur.
Yani tam bir;
“Yavuz hırsız ev sahibini bastırır” durumu.
ÖSYM’ye güven yok
KPSS’ye güven yok.
Eh, işe giremeyen insanlara bir tek seçenek kalıyordu MP, yani Milli Piyango.
Başında Milli ismi olan kurumu da yabancı ortaklı bir firmaya sattıklarından beri ona da güven kalmadı.
Fadime, kocası Temel’e ;” Ula Temel!” demiş “Ben zengun olmadiğum halde neden sebep herkese, Fadumeyle parasu içun evlendum diyeysun?” Temel, Fadime’nin, doğum kontrol hapına hiç gerek bırakmayan yüzüne şöyle bir bakıp iç geçirerek konuşmuş;” Ne edeyum Fadume? Senunle evlenmek içun hiç değulse makul bir sebep göstermek istedum!”
Neyse; Artık önemli olan onların ne çaldıracağı değil, önümüzdeki demokrasi sınavında seçmenin ne yapacağı. Bakalım seçmen ilk seçimde; Humprey Bogart’ın Casablanca filmindeki meşhur repliği gibi hala bu iktidara oy verip;” Bir daha çal Sam!” mi diyecekler?
Yoksa, istek parçadan vaz geçip, kendileri bu iktidara Sepet Havası mı çalacaklar?
Bence seçmen artık bu süreci ilk seçimde bitirmek gerektiğini idrak etmiştir ve gereğini mutlaka yapacaktır. Çünkü; Ekonomi de çöktü ve Temel’in dediği gibi, milletin bu iktidara oy vermesi için bir tek makul sebep kalmadı.
Yüreğinizden sevgi, içinizden ümit, yüzünüzden tebessüm eksik olmasın.
Herkese iyi haftalar!