Cumhuriyet Halk Partisi, “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitinglerinin 36’ncı durağını Adıyaman’da gerçekleştirdi. Görevinden uzaklaştırılan Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere’ye destek vermek üzere düzenlenen buluşmaya binlerce yurttaş katıldı. Adıyaman İl Başkanlığı önünde gerçekleşen mitinge, CHP Genel Başkanı Özgür Özel başta olmak üzere çok sayıda milletvekili, parti yöneticisi ve vatandaş katıldı.
Parti bayraklarının dalgalandığı, “Hak, hukuk, adalet” sloganlarının yankılandığı alanda, halkın öfkesi ve kararlılığı dikkat çekti. Meydana kurulan platformda konuşmalar başlamadan önce, tutuklu olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gönderdiği mesaj okundu.
“Adıyaman’ın iradesine zincir vurulamaz”
İmamoğlu’nun mesajı, alanda sessizliğin ardından büyük alkış ve tezahüratlarla karşılandı. Mesajında Adıyaman halkının direncine vurgu yapan İmamoğlu, “Adıyaman’ın iradesine ipotek koymayı hedeflediler. Ama bu millet susmaz, razı olmaz. Hele Adıyaman gibi onurlu şehirler asla boyun eğmez!” ifadelerini kullandı.
6 Şubat depremini anımsatan İmamoğlu, Adıyaman’ın acıların yanı sıra umudu da bilen bir şehir olduğuna dikkat çekerek, Başkan Tutdere’nin çabalarının halk için olduğunu ve bu nedenle hedef alındığını söyledi.
“Bu sadece hukuka değil, halkın iradesine darbedir”
Mesajın en çarpıcı bölümlerinden biri ise İmamoğlu’nun yargı süreciyle ilgili değerlendirmesi oldu. “19 Mart’tan bu yana yaşananların hukukla ilgisi yoktur. Bu, milletin iradesine kumpastır.” diyen İmamoğlu, yargının siyasileştiğine ve bu baskının sadece bir belediye başkanına değil, tüm halka yönelik olduğuna dikkat çekti.
Mesajda yer alan “Bir şehir kendi kaderini belirlemesin diye atılan her adım, bu millete karşı işlenmiş bir suçtur” cümlesi, meydandaki binlerin ortak duygusunu yansıttı.
“Zindanda olsak da halkla omuz omuzayız”
İmamoğlu, gönderdiği mesajda fiziken özgür olmasa da halkla aynı duyguları paylaştığını şu sözlerle dile getirdi:
“Bizi zindana da koysalar, bu millete olan sevgimi ve halkın gönlündeki yerimi yok edemezler.” Adıyamanlılarla geçmişte yaşadığı temasları hatırlatan İmamoğlu, özellikle “Hanım Can Teyze” üzerinden duygu dolu bir bağ kurdu.
Mesaj, “Her şey çok güzel olacak!” sloganıyla sona ererken, alandakilerin tepkisi de aynı coşkulu sloganla yankılandı.
Halktan Tutdere’ye sahip çıkan pankartlar
Alanın dört bir yanına asılan dövizlerde halkın mesajı netti. “İrademiz satılık değil”, “Tutdere halktır, halk yargılanamaz”, “Ev hapsiyle demokrasi susturulamaz” gibi pankartlar, Adıyamanlıların dayanışma ve direniş kararlılığını gözler önüne serdi.
Özgür Özel: Halkı cezalandırıyorlar
Mesajın ardından kürsüye çıkan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, konuşmasında sert açıklamalarda bulundu. Adıyaman halkının iradesinin yok sayıldığını belirten Özel, “Abdurrahman Tutdere’yi görevden almak, bu halkı cezalandırmaktır” dedi. Konuşmasında Özel, merkezi iktidarın yerel yönetimleri hedef aldığını ve bunun açık bir siyasal tasfiye operasyonu olduğunu savundu.
Özel'in konuşmasında öne çıkan satırbaşları şu şekilde:
"Bugün burada yine üzüntü, acı ve kızgınlıkla bir aradayız. Bizi bugün burada toplayan aslında bambaşka bir kişi. Benim iki dönem Meclis’te birlikte çalıştığım, dürüstlüğüne ve çalışkanlığına kefil olduğum, depremde defalarca geldiğimde hep bir enkazın başında bulduğum, bir gün kendi beş yaşındaki yeğenini, ablasını ve eniştesini elleriyle enkazdan çıkarıp köyde defneden, taziye bile almadan Adıyaman’ın diğer enkazlarının başına koşan, benim sevdiğim, sizin evlat gibi, kardeş gibi bağrınıza bastığınız Abdurrahman Tutdere için bugün buradayız.
Abdurrahman Tutdere milletvekiliydi. Deprem yaşandı, sonra ben genel başkan oldum. Genel başkan olarak illere görevlendirmeler yaptık, anketler düzenledik, çalışmalar yapıyoruz. Allah biliyor ya, Adıyaman’dan çok da umudum yoktu çünkü burası Sayın Erdoğan’ın yüzde 65 oy aldığı bir şehir. Gelen giden arkadaşlar rapor yazdılar. Bize bir baktım, rapor diyor ki: 'Genel Başkanım, anket falan yaptırma. Adıyaman kararını çoktan vermiş, adayını belirlemiş ve gönlünde, aklında Abdurrahman Tutdere’yi seçmiş. - Abdurrahman’a solcusu da oy verdi, sağcısı da oy verdi; milliyetçisi de verdi, muhafazakârı da verdi. Türk analar da mezarının başında ağıt yakarken “Abdurrahman” dedi, Kürt analar da ağıt yakarken “Abdurrahman” dedi. Bu şehir, “Onu aday edin” dedi.
"Depremzedeler hala konteynerde"
Bak Murat Kurum. Erdoğan 650 bin konut sözü verdi, geçen gün 250 bininci konut teslimi diye söyledin. Sözün yüzde 38'i tutulmuş. Adıyaman'da söz verilen konutların yüzde 42'si sadece teslim edilmiş. Konutu veriyorsun ama örneğin Gölbaşı'nda sordum, 450 konut teslim etmiş, 150'si geçmiş oturuyor, 300'ü oturmuyor. Çünkü henüz eksikler var. Bir yandan da kira yardımı kesiliyor, aidat başlıyor. Her şeye rağmen 'verdim' dedikleri bile Adıyaman'da yüzde 42. 'Bir yılda herkes evine girecek' diye oy alanlar 1 yılın değil, 2,5 yılın sonunda 100 depremzedenin 60'ını hâlâ konteynerde tutuyorlar, halen daha gurbette tutuyorlar.
"Birbirimize ihtiyacımız var"
Terör örgütü silah bırakıyor ve CHP tarihsel tutarlılığı içinde 'bu ona mı yarar, buna mı yarar' demeden, 'bu millete yarar, Kürt'ün de Türk'ün de gözünün yaşını siler, yeni analar ağlamaz' diyor. Şehit ailelerini, gazileri incitmeden yapılabilecek bu sürece Meclis'te en olumlu katkıyı vermek istiyor. Dün sayın Erdoğan çıktı, güya tarihi bir konuşma yaptı, tarihi bir gaflet yaptığını gösterdi. Yine ayrımcılık... Düne kadar DEM, DEM'liler, DEM'e selam verenler teröristi; şimdi 'Biz, MHP, DEM anlaştık, birlikte yol yürüyeceğiz' diyor. DEM Parti'nin kurumsal kimliğine bütün saygımla, CHP'nin Kürtler ile ilişki kurmak için ve Kürtler için iyisini istemek için DEM Partisi'ne ihtiyacı yok. DEM Parti'nin de Türkler ile ilişki kurmak için CHP'ye ihtiyacı yok. Ama Kürtlerin de bir arada olmak ve geleceği kurmak için birbirine ihtiyacı var, birbirimize ihtiyacımız var.
Terör biterse, barış olursa, kardeşlik olursa kaçırmakta olduğumuz treni yakalayabiliriz. 21. yüzyılın ikinci çeyreğinde Avrupa'nın bir parçası, Avrupa Birliği'nin tam üyesi olabiliriz. CHP, hem kalkınmak için, hem ülkenin gelişmesi için, doğru dış politika için, bir daha savaşlar olmaması için kimseyi ayırmadan, ötekileştirmeden, canı gönülden barışı istiyor, kardeşliği istiyor."