Kamuoyunun uzun süredir merakla takip ettiği 11. Yargı Paketi yasalaşarak resmiyet kazandı. Düzenlemenin en çok konuşulan maddesi olan infaz sistemindeki değişiklikler, cezaevlerindeki doluluk oranlarını aşağı çekecek dev bir operasyonun fitilini ateşledi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Meclis onayı sonrası yapılan teknik hazırlıkların tamamlandığını ve kapsama giren hükümlülerin dosyalarının tek tek incelenerek tahliye işlemlerinin başlatıldığını açıkladı. Bu hamleyle birlikte, yargılama süreçlerindeki gecikmeler nedeniyle cezaevinde fazladan süre geçiren mahkumların hak kaybının önlenmesi hedefleniyor.
Bakan tunç tahliyeler için düğmeye basıldığını duyurdu
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, düzenlemenin uygulama safhasına geçildiğini bizzat müjdeledi. Bakan Tunç, yaptığı açıklamada Ceza İnfaz Kurumlarında tüm idari hazırlıkların bittiğini ve bugünden itibaren tahliye listelerinin ilgili kurumlara iletildiğini belirtti. Özellikle 31 Temmuz 2023 tarihi ve öncesinde suç işlemiş olan mahkumları yakından ilgilendiren bu süreç, infaz kanunundaki sürelerin esnetilmesiyle sonuçlandı. Bakanlığın verilerine göre, yasanın getirdiği imkanlarla binlerce kişi ailesine ve sosyal hayata kavuşmak üzere ilk adımlarını atıyor.
İnfazda eşitlik ilkesi için tarih sınırı değişti
Düzenlemenin kalbinde, hükümlüler arasındaki tarihsel eşitsizliği giderme amacı yatıyor. Yapılan değişiklikle, 31 Temmuz 2023 tarihi itibarıyla cezaevinde bulunanların faydalandığı denetimli serbestlik hakları, aynı tarihten önce suç işlemiş ancak hükmü daha sonra kesinleşmiş kişilere de tanındı. Bu sayede, yargılama süresi uzadığı için dışarıdaki benzerlerinden daha az hakka sahip olan hükümlü kesimin mağduriyeti giderilmiş oldu. Kanun teklifinin yasalaşmasıyla birlikte, infazda eşitlik ilkesinin güçlendirildiği ve hukuk devletinin adalet dağıtma dengesinin yeniden kurulduğu ifade ediliyor.
Erken tahliye imkanıyla binlerce kişiye yol göründü
Yeni yasal çerçeve, hükümlülere cezaevinden çıkış takviminde ciddi bir avantaj sağlıyor. Düzenleme kapsamında, şartları tutan mahkumlara 3 yıl daha erken açık ceza infaz kurumuna geçiş yapabilme ve dolayısıyla 3 yıl daha erken denetimli serbestlik imkanından yararlanma fırsatı tanındı. Bu durum, özellikle iyi hal gösteren ve topluma kazandırılma süreci hızlandırılan kişiler için bir teşvik unsuru olarak görülüyor. Uzmanlar, bu adımın cezaevlerindeki kapasite sorununa geçici bir nefes aldıracağını ancak asıl amacın hukuki süreçlerdeki irade dışı gecikmeleri telafi etmek olduğunu belirtiyor.
Bazı suçlar için kapılar hala sıkı sıkıya kapalı
Her ne kadar geniş bir kitleyi kapsasa da, kamu vicdanını yaralayacak ağır suçlar bu af düzenlemesi dışında bırakıldı. Kasten öldürme suçları; özellikle eşe, kardeşe, çocuğa veya kendisini savunamayacak durumdaki kişilere karşı işlenmişse hükümlülerin bu yasadan yararlanması imkansız hale getirildi. Ayrıca cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar, terör suçları ve örgütlü faaliyetler kapsamındaki cezalar için herhangi bir indirim veya erken tahliye yolu açılmadı. Dikkat çeken bir diğer istisna ise depremde yıkılan binalar nedeniyle meydana gelen ölümlerden hüküm giyenlerin de bu kolaylıktan faydalanamayacak olması oldu.
On binlerce hükümlü için işlemler hızlandırıldı
Düzenlemenin asıl kazananları ise hırsızlık, dolandırıcılık ve uyuşturucu suçlarından ceza alan ancak terör ve şiddet bağı bulunmayan mahkumlar oldu. Yaklaşık 50 bin kişinin bu yeni esnemeden faydalanarak daha erken bir tarihte özgürlüğüne kavuşması öngörülüyor. Cumhuriyet Başsavcılıkları koordinasyonunda yürütülen işlemlerde, mahkumların adli sicil kayıtları ve disiplin dosyaları titizlikle taranıyor. Tahliye edilen kişilerin toplumsal adaptasyonu için denetimli serbestlik müdürlüklerinin de teyakkuza geçtiği bildirildi.




