İzmir'in Çeşme ilçesinde, İZSU tarafından kuraklık ve artan su tüketimi gerekçesiyle başlatılan zorunlu su kesintileri, geniş katılımlı bir basın açıklamasıyla protesto edildi. CHP Çeşme İlçe Örgütü, İzmir Kent Konseyi, Çeşme Kent Konseyi ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının çağrısıyla Cumhuriyet Meydanı'nda bir araya gelen vatandaşlar, Devlet Su İşleri'ne (DSİ) ait olan ve yapımı tamamlanan Karareis Barajı'nın devreye alınmamasını gündeme getirdi. Eylemde, "DSİ Vanaları Aç" sloganları atılarak yetkililere çözüm çağrısı yapıldı.

D S C N3150

Bakan Yumaklı: Bir günde 76 yangınla mücadele ettik
Bakan Yumaklı: Bir günde 76 yangınla mücadele ettik
İçeriği Görüntüle

Kurumlar arası iş birliği ve çözüm talebi

Protesto etkinliğinde ilk konuşmayı yapan CHP Çeşme İlçe Başkanı Sait Kavasoğulları, ilçenin artan nüfusuna mevcut su kaynaklarının yetmediğini ve yerel imkanlarla bu yükün artık taşınamayacağını belirtti. Kavasoğulları, "Şu anda ilçemize gelen suyun büyük bölümü kendi kaynaklarımızdan, yani kuyularımızdan sağlanıyor. Kendi yağımızla kavrulmaya çalışıyoruz. Ancak bugün, burada yaşayan nüfus bir milyona yaklaşmış durumda. Dolayısıyla suya olan ihtiyaç da ciddi oranda artmış durumda. Bu noktada, bu artan ihtiyacın karşılanması için kalıcı çözümler üretilmesi gerekiyor. Karareis Barajı dolu ve bize yetecek kadar su var. O suyun bize ulaşması için tek gereken, devlet kurumlarının uzlaşması ve bürokratik süreçlerin hızlandırılmasıdır" diyerek, sorunun çözümünün kurumlar arası iş birliğinden geçtiğini ifade etti.

D S C N3155

İklim krizine karşı ortak mücadele vurgusu

İzmir Kent Konseyi Başkanı Özgür Topaç ise yaptığı konuşmada, Çeşme'de yaşananların daha büyük bir problemin parçası olduğuna dikkat çekti. Topaç, bilim insanlarının uzun zamandır iklim krizine ilişkin uyarılarda bulunduğunu hatırlatarak, "Bugün burada, bu krizin en büyük etkilerinden biri olan susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya kaldığımız için toplandık. Bugün su kesintisiyle karşı karşıyayız. Yarın büyük yangınlar, öbür gün seller olabilir. Eğer kurumlar birlikte çalışmaz, halkı sürece dahil etmez ve uzun vadeli önlemler alınmazsa, birçok yer yaşanmaz hâle gelir," şeklinde konuştu. Topaç, tüm kurumları ve vatandaşları iklim krizine karşı riskleri belirleyip ortak hareket etmeye davet ederek, "Doğayı atalarımızdan miras değil, çocuklarımızdan emanet aldık. Onu hep birlikte korumak zorundayız" dedi.

D S C N3160

Tamamlanan barajın neden devreye alınmadığı soruldu

Basın açıklamasının en detaylı bölümünü ise Çeşme Kent Konseyi Başkanı Ahmet Güler'in sunumu oluşturdu. Güler, su sorununun çözümü olarak gösterilen Karareis Barajı projesinin geçmişine ve bugünkü durumuna ilişkin bilgiler paylaştı. Barajın 21 Ekim 2017'de dönemin Cumhurbaşkanı, Başbakanı ve ilgili bakanının katıldığı bir törenle resmen açıldığını hatırlatan Güler, projenin finansmanının büyük oranda İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından karşılandığını ve kalan borcun 30 yıllık bir takvime yayıldığını belirtti.

Güler, "Devlet Su İşleri (DSİ), bu barajın açılışından tam 8 yıl sonra bile Çeşme’ye su vermemektedir. Üstelik dün, 25 Temmuz 2025’te, kamuoyuna yapılan açıklamada 'İZSU bize bir dilekçe verirse, Karareis’ten gelen ham suyu açarız' ifadeleri kullanılmıştır. Bu ülkede Cumhurbaşkanı’nın törenle açtığı, yıllardır tüm planlamaları yapılan, İzmir halkının parasıyla inşa edilen bir barajın, bugün hâlâ çalıştırılmaması, bir idari sorumsuzluktur. Çeşme’deki su sorunundan DSİ’nin haberi yok mu? Cumhurbaşkanı’nın açtığı bir barajın suyu, neden 8 yıldır musluklara ulaşamıyor?" diyerek yetkililere sorular yöneltti.

D S C N3146

Turizme etkileri ve yerel halkın durumu

Ahmet Güler, düzenlenen etkinliğin Çeşme turizmine zarar verme amacı taşımadığını, aksine ilçenin geleceği için bir çözüm arayışı olduğunu da sözlerine ekledi. Güler, "Biz 'Çeşme’de su yok, sakın gelmeyin' demiyoruz. Böyle bir algı yaratmak doğru değil. Bu çağrımız sadece bugüne değil, gelecek yıllara da yöneliktir. Çünkü bu sorun sadece bu yıla ait değil," dedi. Turistlerin kesintilerden olumsuz etkilenmeyeceğini ifade eden Güler, konaklama tesislerinin aldığı önlemleri şöyle sıraladı: "Büyük otellerimizin çoğunun arıtma tesisleri var. Orta ölçekli otellerin su depoları mevcut. Küçük oteller ise rezervlerini hazırlamış durumda. Yani Çeşme’ye gelen turistler susuzluk yaşamayacak."

Krizin asıl mağdurunun yerel halk olduğunu vurgulayan Güler, "Peki kim çekecek bu sıkıntıyı? Biz, Çeşme halkı. Bizim mücadelemiz, bu ülkenin onurlu yurttaşları olarak musluğumuzdan su aksın diyedir. Çocuklarımızın içeceği su için, çiftçimizin toprağını sulayabilmesi için, yaşlılarımızın duş alabilmesi içindir," ifadelerini kullandı. Cumhuriyet Meydanı'ndaki basın açıklaması, katılımcıların "DSİ Vanaları Aç" sloganları atmasının ardından sona erdi.

Kaynak: BÜLTEN