Bir teknoloji demosunu daha dünya olarak ucuz atlattık. Deli-dahi tanımlamasının günümüz temsilcisi Elon Musk yeni elektrikli oyuncağı CyberTruck kamyonetini tanıttı. Araç, Blade Runner filminden haylice esinlenilmiş üçgen tasarımının yanı sıra demostrasyon sırasında kırılan camları ile de tüm dünyanın gündemine oturdu. Sonuç mu? Aracın şimdiden 200 bin adet ön sipariş aldığı açıklandı.

Önce araç hakkında kısa bir teknik bilgi verelim. Araç üç versiyon olarak hazırlanmış. Aradaki farkları motor kullanımı oluşturuyor. Arkadan itişli tek motor, dört çeker çift motor ve dört çeker üç motor olmak üzere üç araç tipi piyasaya sunulacak. Cybertruck’ın en güçlü tipi, 0’dan 100’km’ye spor otomobillerini kıskandıracak 2,9 sn gibi rekor bir sürede ulaşıyor. Yine tek şarj ile gidilebilecek mesafelerin aracın tiplerine göre 400, 480 ve 800 km olacağı bilgisi verilmiş. Araç Elon Musk’ın Mars için hazırladığı SpaceX roketinin materyali 30X ultra sert çeliğinden yapılmış. Hatta garip tasarımın sebebi kullanılan bu malzeme olmuş. Çünkü bu ultra sert çeliğe şekil vermek için yeni preslerin hazırlanması gerekiyormuş. Yeni presler yapmak yerine aracın dış tasarımı basitleştirilmiş. Araçta klasik bir şasi yok. Exoskeleton denen dış iskeleti şasi olarak kullanıyor. Araç oksijen ile çalışan bir yakıt yakmadığı için tasarımcılarının iddialarına göre Mars’ta da çalışabilir. Fiyatları ise açıkçası bu yeni oyuncağa göre makul bulunuyor. En düşük tipi 39 bin dolar, en yüksek tipi ise 69 bin dolar fiyat etiketi taşıyacak. Araçlar 2021’in sonunda yola çıkacak. Aracın kırılmaz camlara sahip olması umuluyor. Çünkü şimdilik bu camlara daha sahip olmadığı ortaya çıktı. Ancak gövdesi gerçekten balyoz darbelerine hatta düşük kalibreli silahlara karşı dahi dayanıklı üretilmiş.

Aracın demo sırasında kırılan camlarının ise iyi bir reklam çalışması olduğu bu sayede en ücra köşelerde dahi bu aracın konuşulduğu teorisi çok yaygın bir inanca sahip oldu. Benim görüşüme göre ise olay kurgu olmayabilir. Temperli cam teknolojisi ile üretilen bu zırhlı camlar zaman zaman bu sürprizleri yaratabiliyor. Bu tür camlar dikine gelen etkileri tüy gibi savuştururken yandan gelen darbelerde tuzla buz olabiliyorlar. Elon Musk’ın açıklamalarında olduğu gibi denemeler sırasında kenarından darbe aldıysa camların içinde mikro çatlakların oluşması muhtemeldir. Bu çatlaklar gelecek diğer bir darbede camı tuzla buz olmasına sebep olabilir. Yine de bu olayın sipariş sayısına artı bir katkı yaptığı da inkar edilemez. Bunun geçici bir arıza olduğu konusunda herkesin mühendislere güveni de tam. Zira zırhlı cam teknolojisi zaten çok gelişmiş bir endüstri.

Aracın tasarımından sonra ortaya çıkan büyük tartışma ise yolda bu aracın diğer araçlar ve yayalar için ne kadar güvenli olacağı hakkında oldu. Bu tank gibi araçla bir kazaya karışmanın nasıl olacağını anlamak için büyük bir hayal gücü gerekmiyor. Yayalar içinse gerçek bir yol canavarı üretilmiş. Sessiz motorları ile arkanızda birden bu şeyin(!) belirmesinin vereceği korku dahi inanılmaz olacaktır. Bu aracın yapacağı birkaç ciddi kazadan sonra insanlardan gelen tepkilerin kırılan camlara verilen gülümseten tepkiler olmayacağı da çok açık. Üstelik bu ultra sert çelik ile otomobil üretme fikri olarak daha önce denenmiş bir fikirdir. 1950’lerde üretilen her Amerikan otomobili kalın metal gövdeleri ile oldukça havalı tasarımlara sahiplerdi. Ardından ise yapılan kazalarda bu araçların hem dışındakiler hem içindekiler için birer ölüm tuzağı olduğu görüldü. Çünkü metaller bir çarpışma esnasında düşünüldüğü kadar stabil olmuyor, kırılabiliyor ve kırılan metaller yolculara ve karşı tarafa en sert şekilde saplanıyordu. Bu sebeple sert çeliğin yerini kompozit alaşımlar aldı. Gelişen otomobil üretim teknolojisinde kaza anında zarar gören yumuşak metaller etkiyi kontrollü absorbe ederek sürücü kabinini koruyor. Üstelik çarptığı nesne ve kişiye gelen verdiği darbeyi de eğilerek ve kırılarak daha çok emiyor. Cybertruck’ta yolculuk ediyorsanız bir kaza anında kafanızı kurşun geçirmez ön cama veya en sert metale vuracaksınız demektir. Karşı taraf ise bir duvar ile çarpışmış olacak. Bu aracın yerden oldukça yüksek tasarımının ve düşük görüş açılı camlarının sürücüye rahat bir sürüş imkanı sağlamayacağını bu durumun kazalara davetiye çıkaracağını da öngörebiliriz.

Yine de bu öngörüleri yaşayıp yaşamayacağımızı görmek için 2021’e kadar beklememiz gerekecek.