Bir gün çıktım gittim maça. Tabii ki her zaman olduğu gibi heyecan dorukta. Ne yapacağımı bilemiyorum. Sağıma, soluma bakıyorum ancak hiçbir şey anlamıyorum. Nedenini de bilemiyorum. Döndüm sağıma, döndüm soluma. Baktım ki her şey aynı. Yani sağı da bir, solu da bir.  Kendi kendime bir eyvallah çektim. Ne olacak ki bana bir şey mi yapacaklar. Bastım, gittim kendi yoluma. Baktım üzerime gelenler oldu. “Hoopp” dedim kendilerine. “Ne işsin sen koçum”. Durdum bir an için. “Tamamdır siz ne derseniz o olur. Yürüdüm gittim, ne olduğunu anlamadan. Meğer yeni nesilde adettenmiş maç öncesi racon kesmek. Çünkü 2-3 bira içen kafayı çeken alayına gider yaparmış. Haydi dedim ki kendime senin işin burada değil statta diye…

Maç başladı… Derin bir oohhh çektim içimden ve başladım heyecana. Zaten bu da olmazsa ne zevk alayım bu olaydan. Sağdan, soldan geldiler bana soruyorlar. “Maç ne olur diye”. Ne bileyim ben. Hal böyle olunca kimseye de ödün vermedim. Varsın desinler ki “Çağatay çok içer.  Varsın desinler ki çok zampara”. Ama hiç kimse “Bu adam yaramaz diye” söyleyemezler. Hasbel kader İzmir özelliklede çocuğuyum. Bazı arkadaşlar sakın yanlış anlamasınlar. Biz “Ne çocuğuyuz” diye. Hiçbir sıkıntı yok. Kıskananlar çatlasın…

BİRAZ KAZMA FUTBOLCUYDUM

Yıllar, yıllardır diyorum... Zaman ne kadar çabuk geçiyor. Yaş 52 olmuş... Az biraz Göztepemiz de top tepmişliğimiz var. Ancak biraz kazma olduğum için bir yere gelemedim. Mekanı cennet olsun, ışıklar içerisinde uyusun kulüp müdürü Gazi Esat Özbenlikan benim lisansımı çıkaracaktı. Öyle, böyle derken yalan oldu. Bir türlü lisansımı da bulamadık. Ayrıca benim voleybolda da lisansım var. Rahmetli Birol Ülkü Voleybol Şubesi Başkanıydı. O bizzat kendisi çıkartmıştı. Işıklar içerisinde yatsın. Evet şimdi ne oldu Esat ağabey Gazi oldu diyeceksiniz. Aydınspor maçında Alsancak Stadı kapalı tribünde kalp krizi geçirmişti. Mekanı cennet olsun. Size daha öncede söylediğim gibi bana meslek hayatımda çok ama çok tehditler geldi. Size küçük bir örnek vereyim. Allah uzun ömürler versin Göztepe Başkanlığı’da yapmış olan Taşdan Ertan ağabeyim bana devamlı sallardı. “Ulan hıyar gazeteci” (ki bunu bana hiçbir Allahın kulu söyleyemez).  “Bir kere de Göztepe için doğru düzgün haber yapmadığın için söylüyorum” derdi.  Ya ne yapsak yaranamıyoruz. Takım iyiyse iyi. Kötüyse kötü. Allah Allah benim işim bu.  Yinede koskoca bir camiada hele hele Göztepe’nin ismini ağzına alırken besmele çekeceksin arkadaş.

Sonuçta ligde kötü gidişata dur diyen Göztepe, Gaziantep FK 2-1 lik galibiyetiyle kendine geldi. Zaten hep söylemişimdir. Bu uzaylımıdır nedir bilmediğim taraftarlar hakikaten ölüyü canlandırır. Hepsi sanki çıldırmış gibi. Hiç mi insan 1 dakika bile susmaz. Tekrar söylüyorum bu aşk bambaşka bir aşk. Göztepe sevgisi inanın anlatılmaz yaşanır. Önümüzdeki haftalarda sizlere büyük sürpriz yazılarım olacak. Bekleyelim görelim. Yolun açık, şansın bol olsun şanlı Göztepe…

NOT: Gaziantep FK maçı öncesinde Göztepe'nin başarılı kalecisi İrfan Can Eğribayat'ın eşi 5.5 aylık bebeğini kaybetti. Allah düşmanıma vermesin. Bu olayın ardından genç kaleci böyle zor bir maça çıktı. Gösterdiği  profesyonellik taktire şayan bir olaydır. Rakibin 3 topu direkten döndü. Kendisin dediği gibi minik bebeğinin duaları ile Göztepe maçı 2-1 kazandı. Örneği neredeyse yok gibi bu vahim olayın kimsenin başına vermesin. Eğribayat'ın ailesi olmak üzere baş sağlığı diliyorum. O artık bir melek...