Adam meslek hayatının son günlerini yaşıyordu.
Rütbeli subaydı.
Her sabah korumalar, şoförler...
Kapısı açılıyor, selamlar çakılıyordu.
Sağ arka koltuğa oturuyor, makamında evinin yolunu tutuyordu.
Son 20 yılı böyle geçti...
Emekli oldu. İzmir'i sevmişti. Burada kaldı...
Emekliliğinden 6 ay sonra belediye otobüsüne bindi..
Sabah saatiydi...
Kendini zor attı içeri.
Yaz günü koltuk altı kokusuna nazır balık istifi seyahat etmeye çalıştı.
Gençlerin kimi camdan bakma ayağına, kimi uyuyorum dümenine yattı...
Yine ne varsa eski dostunda vardı karşılaştılar yer verdi...
Sohbet başladı, dostu sordu;
"Nasıl alıştın mı emekliliğe?"
"Sudan çıkmış balık gibiyim. Vatandaşlığa alışıyorum"

Bu devletin aslan gibi askeriydi.
O bile zorlandı.
Şakayla karışık aramıza karıştı ama zorlandı...

* * *

Şimdi bir başka adam...
Partisi falan önemli değil...
Üç beş yıl öncesine kadar senin benim gibiydi.
Bolu Mengen İlçesi Gökçesu beldesine belediye başkanı oldu...
Öylesine küçük bir yer temelde...
Kafadan makam arabasını çektiler altına.
Bayram günü vatandaşın biri fotoğrafını çekti.
Makam arabasıyla tatile çıktı suçlamasına önce;
"Çıktım evet, şoförüm de arkadaşına uğradı" falan dedi..
Sonra toparlamaya çalıştı.
"Ben festival yapçam ondan bi inceleme, için gak guk..."

* * *

Bu gözler ne iktidarlar gördü...
Havasından yanına yanaşılmayan abiler,
Gazından yanından geçilmeyen meclis üyeleri, vekiller falan...
En sevdiğim laflar ağızlarında...
Sen benim kim olduğumu biliyor musun ?
Hep de yanıt olarak;
"Evet biliyorum. Düne kadar kendi ofisinin kirasını ödeyemeyen hıyarın teki değil miydin sen"
Demek gelir geçer içimden...
İşte böyle oluyor...
İşte bu yüzden halkın geniş kısmı Ecevit'i ve o kıçı kırık Reno'sunu özlüyor...
Şimdi farklı mı sanki ?
Belediye Başkanı olur olmaz ilk işi Mercedes kiralamak olan arkadaşları görmedik mi?
Gördük...
Makam arabalarını ilk fırsatta son modele yükselten görmedik mi?
Gördük...
Peki hala makam koltuğunu babasının malı,
Belediyeyi babasının holdingi, çalışanları malabaları gören görgüsüzler yok mu?
Var...
E bu koşullarda;
Şu tatile çıkan makam arabasının skandal olması işi 20 yıl öncede kaldı...
Ülkenin genel durumu ortadayken, umut olması gereken muhalefetin haber olduğu konuya bak...
Gel haber olmayanları da say...
"Adam kayırmam" diyenlerin kadrolu kankalarını say...
Bazı karaktersiz gazetecileri milyarder yapanları say...
Bırak tatile çıkan makam arabasını...
Umudumuz muhalefet, yerelde iktidardayken umut veren üç tane icraatını say...

* * *

Demek istiyorum ki
Bu tatile giden araçtaki dahil...
Bu rüya bittiğinde selam verecek adam bulmazsanız ağlamayın.
Ne o araçlar sizin, ne oturduğunuz koltuk...
Oraları emanet...
Çarçabuk geçen zaman karşısında karne gününüz gelecek...
Ne kadar vazgeçilmez olduğunu düşünüyorsan;
Bir ara makam arabana bin, mezarlığı dolaş.
Yatanların hepsi birbirinden vazgeçilmezdi...

* * *

Bunun adı baş dönmesi...
Allah kimseyi sonradan görme yapmasın..
Çok amin...

HAH BABA OLDU...

Vallahi Aziz babanın eleştirilecek bir kamyon icraatını bulurum...
Hani aba altından sopa gösterip, lavaş arası söğüşe geçme operasyonumuz yok şükür...
Derdimiz üzüm yemek...
Uzun süredir, Karşıyaka sahile yapılan tramvay hattının durumu rakı masalarına düştüydü...
Herkes profesör...
Tramvayın bu haliyle manasını bulamamıştı...
Ama doğrunun da aklın da yolu da bir...
Yeni kararla bu tramvayın Çiğli'ye ulaştırılacağı açıklandı...
Hah şimdi oldu...
Bu haliyle 40 tane dolmuşçunun ekmeğiyle oynamaktan başka bir işe yaramayacaktı proje...
Şimdi oldu...
Güzeltepe'yi, Çiğli'yi denize ulaştırabiliyor musun?
Çiğlili bir şekilde iskeleyi bulacak mı?
Karşıyakalı, İzmirli organizeye gidebilecek mi?
Haaa...
Ondan bahsedeceksin...O zaman tamamız Aziz baba...
Yoksa bu eser olmaktan çıkacak ömür boyu keser olacak...
Darısı;
Okullar ilçesi olmaya aday Güzelbahçe'ye varacak metroya...

GÜNAH YAHU

Vallahi çok sevinçliyim oh...
Bayram bitti...
Foça'da günü birlikçi kardeşlerimiz piknik yaptılar.
Bi de üstüne çay keyfi aranırken yine canımızı yaktılar...
Bir demlik çay keyfi 1.5 dönüm yeşil alanı küle çevirdi...
Günah be kardeşim...
Ne eğlenmeyi biliyoruz ne gezmeyi...
Bu ne yahu...
Çok şükür bitti... Bana şimdi bayram...

DELİ ZiYA:


Eeee
Bayram bitti, yediğin içtiğin senin olsun... Şu bayram kazıklarını bi anlat...