Türkiye siyaseti, ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi'nde (CHP) devam eden liderlik tartışmaları ve yaklaşan kurultay davası öncesi sert açıklamalara sahne oluyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin önceki dönem başkanı Aziz Kocaoğlu, "İzmir'den Dünyaya Platformu"nun Çeşme'de düzenlediği toplantıda, CHP'nin eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik ağır eleştirilerde bulundu. Kocaoğlu'nun, kendi belediye başkanlığı döneminde yaşadığı bir yargı operasyonu sürecindeki yalnız bırakılmışlığını dile getirerek yaptığı çıkışlar, parti içindeki fay hatlarını bir kez daha gün yüzüne çıkardı.
'Zamanı geldi çekilmesini bileceksiniz'
Aziz Kocaoğlu'nun konuşmasının ana ekseni, Kemal Kılıçdaroğlu'nun 30 Haziran'da görülecek kurultay davası öncesi yaptığı ve "Partiyi kayyıma bırakmam" şeklindeki çıkışına yönelikti. Kocaoğlu, Kılıçdaroğlu'na hitaben sert bir dille, "Zamanı geldi çekilmesini bileceksiniz" uyarısında bulundu. Bu ifadeler, Kılıçdaroğlu'nun parti üzerindeki etkisini sürdürme çabalarına karşı Aziz Kocaoğlu'nun net tavrını ortaya koydu. Kocaoğlu, CHP'nin tek bir kişinin veya belli bir zümrenin malı olmadığını vurgulayarak, "Kimse kendini CHP'nin sahibi sanmamalı. Bu partinin sahibi eski genel başkanı, şu sermaye grubu değildir, şu tarikat değildir. Oy versin oy vermesin bu partinin sahibi vatandaştır" sözleriyle parti tabanının gücüne işaret etti.
Kocaoğlu'nun bu çıkışı, Kemal Kılıçdaroğlu'nun son dönemdeki açıklamalarının, özellikle 31 Mart yerel seçimlerinde elde edilen başarının ardından parti içindeki değişim rüzgarını yavaşlattığı ve gereksiz tartışmaları alevlendirdiği yönündeki genel kanıyı yansıtıyor. Kocaoğlu'nun bu denli yüksek perdeden eleştiri getirmesi, parti içinde Kılıçdaroğlu'na karşı oluşan rahatsızlığın bir göstergesi olarak yorumlanıyor.
'İzmir’i yalnız bıraktınız şimdi konuşamazsınız!'
Kocaoğlu'nun Kılıçdaroğlu'na yönelik en sert eleştirilerinden biri, kendi belediye başkanlığı döneminde yaşadığı yargı sürecine dairdi. 2011 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik düzenlenen operasyonun üzerinden iki gün geçmesine rağmen, dönemin genel başkanı olan Kılıçdaroğlu'ndan hiçbir destek göremediğini anlatan Kocaoğlu, yaşadığı hayal kırıklığını şu sözlerle dile getirdi:
"İzmir'e düzenlenen operasyon üzerinden iki gün geçmişti ses seda yok. İki gün sonra genel başkan yardımcımız vasıtasıyla kısaca konuştuk. Aradan 12 gün geçti gelen giden yok."
Bu yalnız bırakılmışlık hissiyle iki istifa dilekçesi yazdığını belirten Kocaoğlu, bir dilekçeye o günün tarihini, diğerine ise 12 Haziran'da yapılacak genel seçimlere zarar vermemek adına 13 Haziran tarihini attığını söyledi. Dilekçeleri dönemin genel başkan yardımcısı Alaattin Yüksel'e verdiğini ifade eden Kocaoğlu, sonunda Kılıçdaroğlu'nun İzmir'e geldiğini ancak bu ziyaretin de beklentilerini karşılamadığını belirtti: "Sağ olsun sonunda genel başkan İzmir'e geldi. Kendisini arka odaya davet ettim. Aşağıda 10 bin kişi bekliyor. Yani 15 gün sonra İzmir programı yaptı ve özetle hiç sahip çıkmadı."
Kocaoğlu, Kılıçdaroğlu'nun şimdi "belediye operasyonlarından sonra mitingler yapılmasını doğru bulmuyorum" şeklindeki açıklamalarına da sert tepki gösterdi. "Bakın biz İzmir'de süreci mahkeme kararı ile hallettik" diyen Kocaoğlu, eski genel başkanının bu sözlerinin kendisini bile açığa düşürdüğünü ve Kılıçdaroğlu'nun yaptıklarını "son derece yanlış" bulduğunu kaydetti. Bu vurgular, Kocaoğlu'nun kişisel tecrübesinden yola çıkarak Kılıçdaroğlu'nun mevcut parti içi müdahalelerine karşı durduğunu açıkça gösteriyor. Aziz Kocaoğlu, konuşmasının devamında siyasette makam sevgisinin değil, ülke ve parti çıkarlarının öncelikli olması gerektiğini vurguladı. "Sayın Kılıçdaroğlu, ülkenin kaderiyle oynuyorsunuz" diyerek Kılıçdaroğlu'na hitap eden Kocaoğlu, siyasetin kişisel hırslardan arınması gerektiğini savundu. Kendi siyaset anlayışını şöyle özetledi: "Ben şuna inanıyorum. 'Devlet mi ben mi, millet mi ben mi, parti mi ben mi' denildiğinde; devleti milleti partiyi önemseyenler siyaset yapmalı."