Türkiye genelinde binlerce vatandaşa doğrudan dokunan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarında (SYDV) günlerdir süren gergin bekleyiş, uzlaşmayla noktalandı. Haklarını aramak için 29 Ağustos'ta greve çıkan KOOP-İŞ Sendikası üyesi çalışanlar, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile varılan mutabakat sonucu yeniden işbaşı yapma kararı aldı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, sürecin en başından beri hassasiyetle takip ettikleri konunun çözüme kavuştuğunu müjdeleyerek, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı (SYDV) çalışanlarının ek bir protokolle Kamu Çerçeve Protokolü kapsamına dahil edildiğini duyurdu. Bu gelişme, yıllardır süregelen bir kazanımın korunması anlamına gelirken, yaklaşık 8 bin 500 çalışanın maaş ve sosyal haklarında önemli iyileştirmeler sağlayacak. Grevin sona ermesiyle birlikte, ihtiyaç sahibi vatandaşlara hizmet götüren vakıflardaki faaliyetlerin de normale dönmesi bekleniyor.
Krizin fitilini ateşleyen teklif
Grev kararının ardında yatan temel neden, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın, 2018 yılından bu yana uygulanan sistemin dışına çıkarak, Kamu Çerçeve Protokolü'nden (KÇP) bağımsız bir toplu iş sözleşmesi teklif etmesiydi. KOOP-İŞ Sendikası, bu teklifin çalışanlar için ciddi bir hak kaybı anlamına geleceğini savunarak masadan kalkmıştı. Sendikaya göre, KÇP dışında kalmak, SYDV çalışanlarının diğer kamu işçileriyle aynı zam oranlarından ve sosyal haklardan mahrum kalması demekti. Yıllardır devam eden uygulama, SYDV çalışanlarının ücret artışlarının, tüm kamu işçileri için belirlenen merkezi çerçeveye göre yapılmasını sağlıyordu. Bakanlığın bu sistemden ayrılma isteği, sendika ve çalışanlar tarafından kazanılmış bir hakkın gasp edilmesi olarak yorumlandı ve grev kararı kaçınılmaz hale geldi. Bu durum, sadece ekonomik bir anlaşmazlık değil, aynı zamanda çalışma barışını ve kurum içi huzuru da derinden sarsan bir güvensizlik ortamı yaratmıştı. Çalışanlar, belirsizlik ortamında geleceklerine dair endişe duyarken, sendika yönetimi kararlı bir duruş sergileyerek üyelerinin haklarını sonuna kadar savunacağını deklare etmişti.
Masadan kalkan taraf olmadı, uzlaşma kapıyı araladı
Günler süren grevin ve yoğun kamuoyu baskısının ardından taraflar arasında yeniden diyalog köprüleri kuruldu. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'ın sürece bizzat dahil olması, çözüm arayışlarını hızlandıran en önemli etken oldu. Bakan Göktaş, bir grup gazeteciye yaptığı açıklamada, müzakerelerin olumlu bir atmosferde geçtiğini ve nihai hedefin çalışanların herhangi bir mağduriyet yaşamaması olduğunu vurguladı. Bu yapıcı yaklaşım, KOOP-İŞ Sendikası yetkilileri tarafından da karşılık buldu. Taraflar, ek protokol formülü üzerinde birleşerek krizi aştı. Bu protokole göre, SYDV çalışanları eskisinden olduğu gibi Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) hükümlerine tabi olacak. Bu uzlaşma, sadece maddi kazanımlar değil, aynı zamanda kurumsal aidiyetin ve çalışma barışının yeniden tesis edilmesi açısından da büyük bir önem taşıyor. Bakanlık ve sendika arasında imzalanacak ek protokol, grevin resmen sona ermesi için son adımı teşkil edecek ve çalışanların haklarını yasal güvence altına alacak.
İşte çalışanların cebine yansıyacak yeni zam oranları
Varılan mutabakatın en somut çıktısı, çalışanların maaşlarına yapılacak zam oranları oldu. Anlaşmaya göre, memur zammı yerine doğrudan kamu işçilerine uygulanan KÇP oranları geçerli olacak. Bu çerçevede, 2025 yılının ilk altı aylık dönemi için çalışanların ücretlerine yüzde 24 oranında bir zam yapılacak. Bu oran, piyasa koşulları ve enflasyonist baskı altında ezilen çalışanlar için önemli bir nefes alma imkanı sunuyor. Yılın ikinci yarısında ise farklı bir formül devreye girecek. Çalışanların brüt çıplak ücretlerine öncelikle 50 TL'lik bir seyyanen artış yapılacak, ardından bu yeni tutar üzerinden yüzde 11'lik bir zam daha uygulanacak. Anlaşma sadece 2025 yılını kapsamıyor. 2026 yılının ilk altı ayı için yüzde 10, ikinci altı ayı için ise yüzde 6'lık zam oranları şimdiden belirlenmiş durumda. Bu oranlar, çalışanlara geleceğe dair bir öngörülebilirlik ve güvence sağlıyor.
Enflasyon farkı güvencesi masada
Anlaşmanın en kritik maddelerinden birini ise enflasyon farkı ödemesi oluşturuyor. Protokole göre, ilgili altı aylık dönemlerde gerçekleşen enflasyon oranının, belirlenen zam oranını aşması durumunda aradaki fark, çalışanların maaşlarına ayrıca yansıtılacak. Bu madde, özellikle yüksek enflasyon dönemlerinde çalışanların alım gücünün korunması adına hayati bir güvence niteliği taşıyor. Böylece, kağıt üzerinde kalan zamların enflasyon karşısında erimesinin önüne geçilmiş olacak. Bu güvence, çalışanların ekonomik dalgalanmalardan en az seviyede etkilenmesini sağlayarak, anlaşmanın sürdürülebilirliğini ve adaletini pekiştiren en önemli unsurlardan biri olarak öne çıkıyor.
Bakan Göktaş'tan 'hak kaybı olmayacak' güvencesi
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, anlaşmanın ardından yaptığı açıklamada, çalışanların yanında oldukları mesajını net bir şekilde verdi. Bakan Göktaş, "Her bir personelimiz bizler için çok değerli, çok kıymetli ve onların herhangi bir hak kaybı yaşamamasını oldukça önemsiyoruz. Bu kapsamda da bugün SYDV çalışanlarının ek protokol kapsamında Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) kapsamına alındıklarını ifade etmek istiyorum," sözleriyle sürecin başarıyla tamamlandığını duyurdu. Bu açıklama, bakanlığın çalışanların taleplerine duyarsız kalmadığını ve çözüm odaklı bir yaklaşım benimsediğini gösterdi. Mahinur Özdemir Göktaş'ın bu güvencesi, grev sürecinde gerilen sinirleri yatıştırdı ve kurum içinde moral ve motivasyonun yeniden yükselmesini sağladı.
Sendikanın kararlı duruşu sonuç getirdi
Bu başarılı sonucun elde edilmesinde, KOOP-İŞ Sendikası'nın sergilediği kararlı ve ilkeli duruşun payı büyük oldu. Sendika, müzakere sürecinin başından sonuna kadar üyelerinin temel talebi olan KÇP'ye dahil olma hakkından taviz vermedi. Grev kararını alarak ve bu kararı kararlılıkla uygulayarak işveren üzerinde etkili bir baskı unsuru oluşturdular. KOOP-İŞ yetkilileri, varılan anlaşmanın tüm kamu toplu sözleşme unsurlarını kapsadığını ve bunun bir zafer olduğunu belirtti. Sendikanın bu tutumu, organize mücadelenin ve sendikal hakların önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Çalışanlar adına yürütülen bu başarılı müzakere süreci, sendikaya olan güveni de pekiştirmiş oldu.