Kendimi bildim bileli futbolda ayarı tutturamadık. Herkes çok bilen, kulübü yöneten, teknik direktörlük yapan durumunda. “Başkan sadece koltukta otursun, biz oturduğumuz yerden kulübü yönetiriz” havası var. Haklıyı-haksızı yorumcular ve halk belirler. İyi de be kardeşim işin içinde değil kimse... Kulaktan dolma bilgilerle atıp-tutmaya devam...
Volkan Demirel'i Ali Koç neden kadro dışı bıraktı?
Koç ile Demirel'in hikayesi Hansel ile Gratel'i geçti.
Başkan Koç haricinde Türkiye'deki herkes haklı... Şimdi soruyorum... İş yerinde çok çalışıyorsunuz, çok seviliyorsunuz. Emekleriniz büyük. Peki patrona ya da, patronun getirdiği adama karşı gelme hakkı sağlar mı bu? Hakkını savunursun tabii ki... Ama sınırı aşarsan ya bıkarıp gidersin, ya da bıraktırırlar... Bunu göze aldıysan zaten istediğini yap. Öyle taraftarın ya da çorbasından olmuş medyanın desteği sonucu değiştirmez.
Bu arada Ali Koç, Volkan Demirel'i kulüpten kovdum mu dedi, yoksa kadro dışı bırakıldı mı dedi? İyi dinlemek lazım.
Bir de olaya farklı bakalım. Sportif başarıyla beslenenler, kulübün sadece futboldan ibaret olduğunu düşünen düz mantıkçılar isyanda. Fenerbahçe düşme hattında... Futbol takımı en kötü döneminde ligi ortalarda bitirir. . Peki Fenerbahçe'nin şampiyon olamayışının 5. yılına giriliyor farkında mısınız? Bataklık haline geldiğinden kimsenin haberi olmayan kulüpte borcun altına kim girdi? Taraftar mı?
Teknik Direktör Aykut Kocaman'ı da unutmamak lazım. Şimdi anladınız mı hoca mı kötü takım mı kötü? Yani eldeki kadroyu o kadar oynatmak başarımıymış, başarısızlık mı? “Aykut gitsin, Cocu gitsin, Volkan Demirel kalsın” demek, söyleyenin ancak kendini tatmin eder. Bırakalım da parayı veren taşın altına elini koyan karar versin. İnternet önünüzde... Bir yazın bakalım Ali Koç ne zaman başkan oldu, ne zaman eliştirilmeye başlandı. İnsaf ki ne insaf. Bu arada ne Ali Koç ile ne Fenerbahçe ile işim olur. İlgimi çeken tek tarafı her kulüpte olan bitmeyen eleştiriler.