Osmanlı İmparatorluğu, 1845 yılında kabul ettiği Polis Nizamnamesi’nin 12. maddesinde, polise greve gitmeyi amaçlayan işçi örgütlenmelerinin ortadan kaldırılması görevini verdi.
1867 yılında kabul edilen Memaliki Mahsusa Demiryollarının Usulü Zabıtasına Dair
Nizamname’yi çıkardı.
Bu nizamnameye göre, “her ne suretle olursa olsun arabaların seyrü hareketine mani olmak” suçunu işleyenler hakkında bir seneden üç seneye kadar hapis cezası öngörülüyordu.

***

Osmanlı yerini Türkiye Cumhuriyeti'ne bıraktı.
İşçi sınıfının sorunları bitmedi.
İzmir bu konuda da öncüydü.
1932 yılında İzmir yöresinde CHP tarafından işçi dernekleri oluşturuldu.
İzmir’de kurulmuş bulunan Emekçiler Derneği, Cumhuriyet Halk Fırkası’nın yönlendiriciliğinde 1932 yılı sonunda yaptığı genel kurulunda İzmir Sanayi İşçileri Birliği’ne dönüştü.
İzmir Valisi General Kazım Dirik’in girişimleri sonucunda 1934 yılında çeşitli meslek ve iş kollarındaki işçileri örgütleyen 31 kuruluş oluşturuldu. Bu örgütler 1935 yılında İzmir İşçi ve Esnaf Kurumları Birliği’ni kurdular.

***

Dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye'de de işçi sınıfının mücadelesi kolay olmadı.
Kah yükseldi, kah satıldı, kah ihanete uğradı.
Darbeler, iktidarlar hep işçilerin haklarını düşürmeye çalıştı.
İşçiler de haklarını artırmaya.

***

Yıl oldu 2018.
Hiç fark etmez bizim için.
İstanbul'da yapılan 3. hava alanı inşaatında çalışan binlerce işçi, çalışma koşullarının kötülüğünü protesto etmek için eylem yaptı.
İşçiler, 2911 sayılı yasaya muhalefet, çalışma hürriyetinin ihlali, kamu malına zarar vermek, halkı kin nefret düşmanlığa tahrik etmek, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, görevi yaptırmamak için direnme uçlamaları yöneltilerek mahkemeye çıkarıldı.
24 işçi bu suçlamalarla tutuklandı.
Sermayenin otobüsü, demiri çimentosu kamu malı sayıldı.
İstanbul'un bir ucundaki şantiye alanı halkı kin ve düşmanlığa sevk edilen alan sayıldı.
Kötü çalışma koşullarını protesto etmek çalışma hürriyetini ihlal sayıldı.
Alın size hak arama denildi adeta.

***

Bütün bunlar olurken CHP neredeydi?
Birkaç vekil eylem alanına gidip içeri giremediler.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “işçiler haklı” açıklaması yaptı.
Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce sadece sosyal medyadan birkaç kelam etti.

***

Bir de unutanlar var.
İşçiler mahkeme salonunda saraya bağlanmış adalete dertlerini anlatmaya çalışırken, CHP İzmir'de yerel seçimde adayları nasıl belirleyelim diye kafa yoruyordu.
Bir nevi gaz alma.
Bir tek Allah'ın kulu çıkıp da, “Kardeşim Türkiye'nin böylesine gündemi varken, birkaç kelam edelim” demedi, diyemedi.
Hadi Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı İstanbullu.
Hiç mi İzmirli yoktu o toplantıda İzmir'in tarihini bilen.
Yoksa dert koltuk olunca, emekçi unutuldu mu?