Türkiye'de araç sahipleri, 17 Haziran Salı sabahına, akaryakıt istasyonlarındaki tabelaların değiştiği acı bir haberle uyandı. Küresel piyasalardaki dalgalanmalar ve döviz kurundaki hareketliliğin, yurt içindeki pompa fiyatlarına yansıması gecikmedi. Sektör kaynaklarının dün işaret ettiği ve gece yarısından itibaren geçerli olan zam, doğrudan dizel araç sahiplerini vurdu. Motorinin litre fiyatına yapılan 1 lira 75 kuruşluk artış, ülke genelinde pompa fiyatlarını yeniden belirlerken, özellikle Ankara ve İzmir gibi büyükşehirlerde 50 liralık kritik psikolojik eşiğin aşılmasına neden oldu. Benzin fiyatlarında herhangi bir değişiklik yaşanmazken, yapılan bu son zam, Türkiye'de ticari hayatın ve taşımacılığın bel kemiği olan motorinin maliyetini rekor bir seviyeye taşıdı.
Pompada 50 tl psikolojisi aşıldı: İşte il il yeni tabelalar
Gece yarısı yapılan zammın ardından, akaryakıt istasyonlarındaki tabelalar, milyonlarca sürücünün bütçesini daha da zorlayacak yeni rakamlarla güncellendi. Özellikle dizel araç sahipleri, artık depolarını doldururken çok daha yüksek bir bedel ödemek zorunda kalacak.
17 Haziran 2025 Salı günü itibarıyla üç büyük ilde oluşan yeni akaryakıt fiyatları şu şekilde:
-
İzmir: Zamdan en çok etkilenen illerin başında gelen İzmir'de, motorinin litre fiyatı 50,70 TL'ye yükseldi. Bu rakamla İzmir, motorin fiyatının 50 TL sınırını en net şekilde aştığı şehir oldu. Kentte benzinin litre fiyatı ise 49,44 TL seviyesinde sabit kaldı.
-
Ankara: Başkent Ankara'da da motorin fiyatı 50 TL barajını aştı. Gelen zamla birlikte motorinin litresi 50,36 TL'den satılmaya başlandı. Ankara'da benzin fiyatı ise 49,10 TL olarak devam ediyor.
-
İstanbul: Megakent İstanbul'da ise motorin fiyatı 50 TL sınırına dayandı. Avrupa yakasında motorinin yeni fiyatı 49,51 TL olurken, Anadolu yakasında ise 49,39 TL'den pompaya yansıtıldı. İstanbul'un her iki yakasında da benzin fiyatları 48,29 TL ile 48,44 TL arasında değişiyor. LPG fiyatları ise illere göre küçük farklılıklar göstermekle birlikte, 24,49 TL ile 25,09 TL aralığında seyrediyor.
Zam fırtınasının ardındaki üçlü kıskaç: Brent, döviz ve vergiler
Peki, akaryakıt fiyatlarını durmaksızın yukarı iten ve sürücüleri isyan etme noktasına getiren bu zamların arkasında ne yatıyor? Uzmanlara göre, pompa fiyatlarını belirleyen üç temel faktör bulunuyor ve bu üç faktörün de aynı anda olumsuz bir seyir izlemesi, zamları kaçınılmaz kılıyor.
1. Brent Petrol Fiyatları: Türkiye, tükettiği petrolün neredeyse tamamını ithal ettiği için, uluslararası piyasalardaki Brent petrol fiyatları, yurt içi fiyatlar için en önemli belirleyicidir. Küresel jeopolitik riskler, arz-talep dengesindeki bozulmalar veya büyük ekonomilerdeki veriler, Brent petrolün varil fiyatında dalgalanmalara neden oluyor. Son dönemde küresel piyasalarda yaşanan bu hareketlilik, rafineri çıkış fiyatlarını doğrudan artırıyor.
2. Döviz Kuru: Ham petrolün uluslararası ticareti ABD doları üzerinden yapıldığı için, döviz kurundaki her artış, Türkiye'nin petrol ithalatı faturasını TL cinsinden kabartıyor. Dolar/TL kurunun yüksek seviyelerini koruması, uluslararası piyasalarda petrol fiyatları sabit kalsa bile, yurt içindeki pompa fiyatlarının artmasına neden olan bir diğer önemli etken.
3. Vergi Yükü: Sürücülerin pompada ödediği nihai fiyatın en büyük kalemini ise vergiler oluşturuyor. Akaryakıt fiyatı üzerinde, Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ve Katma Değer Vergisi (KDV) olmak üzere iki ana vergi bulunuyor. Özellikle son bir yılda ÖTV'de yapılan artışlar, pompa fiyatlarının rekor seviyelere ulaşmasındaki en önemli nedenlerden biri. Hükümetin, bütçe gelirlerini artırmak amacıyla bu vergilerde yaptığı düzenlemeler, doğrudan vatandaşın cebine yansıyor.
Lojistikten tarlaya, iğneden ipliğe domino etkisi
Motorine yapılan her kuruş zam, sadece araç sahiplerinin deposunu değil, 85 milyon vatandaşın tamamının cüzdanını etkiliyor. Çünkü motorin, Türkiye'de ticari hayatın ve üretimin adeta "kanı" niteliğinde. Bu zammın yaratacağı domino etkisi, önümüzdeki günlerde ve haftalarda kendini çok daha net bir şekilde hissettirecek.
Tarladan sofraya gelen bir domatesin, fabrikadan mağazaya taşınan bir ayakkabının, limandan depoya götürülen bir ithal ürünün maliyetinin içinde, o ürünü taşıyan kamyonun veya tırın yaktığı motorin var. Bu nedenle, lojistik ve nakliye sektörünün ana gider kalemi olan motorindeki bu artış, kaçınılmaz olarak taşınan tüm ürünlerin etiket fiyatlarına yeni bir zam olarak yansıyacak. Bu durum, zaten yüksek olan enflasyon üzerindeki yukarı yönlü baskıyı daha da artıracak bir gelişme olarak görülüyor.
Aynı şekilde, Türkiye'deki çiftçilerin en önemli üretim girdilerinden biri de, tarlasını sürerken, ekinini ekerken veya hasadını yaparken kullandığı traktörün yakıtı olan motorin. Her yeni zam, çiftçinin üretim maliyetini artırarak, gıda fiyatlarının daha da yükselmesine zemin hazırlıyor. Şehir içi ve şehirler arası otobüslerin de büyük bir çoğunluğunun dizel yakıtla çalıştığı düşünüldüğünde, bu zammın yakın gelecekte toplu taşıma ücretlerine de yansıması kaçınılmaz görünüyor.