Reza Zarrab.

12 Eylül 1983’te Tebriz’de dünyaya geldi. İçişleri Bakanlığı'nın talimatı ile vatandaşlık dosyası hazırlanarak Bakanlar Kurulu kararıyla babası, ağabeyi ile birlikte istisnai kişiler sınıfından 2013'te Türk vatandaşı oldu.

17 Aralık 2013 tarihinde üç bakan oğluyla birlikte rüşvet ve kaçakçılık yaptığı iddiasıyla gözaltına alındı. Tutuklandı. 2014'te alınan bir kararla kendisi ve aynı operasyonda gözaltına alınan bakan çocukları tahliye edildi.

Dosyasına takipsizlik kararı verildi, rafa kalktı.

Yetmedi...

2016 yılında ihracattaki üstün performansı nedeniyle Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci tarafından ödüllendirildi.

19 Mart 2016'da Amerika Birleşik Devletleri'nin Miami kentinde banka dolandırıcılığı ve kara para aklamanın yanı sıra ABD'nin İran'a yönelik ambargosunu delmek suçlamaları ile gözaltına alındı, mahkeme tarafından 75 yıla kadar hapis istemiyle tutuklandı.

50 milyon dolar kefaletle beni serbest bırakın dedi, Amerikalılar yemedi.

Tanıdık bakan da olmayınca günlerini hapishanede geçiriyor...

***

Yarbay Mehmet Alkan.

Şırnak'ta şehit olan kardeşi Ali Alkan'ın Osmaniye'deki cenazesinde içindekileri saklayamadı. Terörü etkisiz hale getiremeyenlere verdi veriştirdi.

Hükumet ayıpladı, bastırdı, soruşturma açtırdı.

Jandarma Genel Komutanlığı'nın açtığı soruşturmada Yarbay Mehmet Alkan'a uyarı cezası verildi.

Elbette bununla bitmedi...

Yarbay Alkan, 11 Mayıs 2016'da Osmaniye Şehit Yakınları ve Gaziler Derneği’ndeki konuşmasından dolayı “siyasi faaliyette bulunmak” suçlamasıyla, Silahlı Kuvvetler’den ihraç talebiyle 29 Haziran’da Jandarma Genel Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu karşısına çıkacak.

İhraç ederler mi?

Ederlerse şaşırmam...
***

Bilinen hikayedir.

Öğretmen tahtaya 1 yazar ve sorar.

Bu nedir?” diye.

Öğrenciler sesini çıkarmaz.

Öğretmen, sınıfa anlatmaya başlar.

1 kişiliğinizdir” der ve 1'in sağ tarafında sıfır ekler.

Bu ise başarınızdır...”

Bir sıfır daha ekler, “bu tecrübenizdir.” Ve 100 1000 10000 sıfırlar böyle gider ve öğretmen sonunda 1 siler ve “geriye ne kaldı?” diye sorar.

Sıfır” diye yanıt verir öğrenciler.

Öğretmen, “1 yani kişiliğiniz olmadan başarılar tecrübeler sıfırdır, önemli olan başta 1 olmasıdır” der...

***

Kıssadan hisse;

Bakmayın siz o bol sıfırlı, şatafatlı, koltuğu geniş tutan unvanlara.

Adalet dediğiniz şey, baştaki sıfırı öyle bir siler ki, sağdaki sıfırların hiçbir anlamı kalmaz.

Üstelik, adaleti kendinize benzetseniz bile.

Terazisi şaşmaz...