Haber/ Şenol Bali

90’larda yaşanan rönesansın ardından 2000’lerin başında Kürtçe yayın yapan televizyon kanallarının çoğalması ve dijital teknolojinin getirdiği olanaklar Kürt müziğinin sınırını genişleterek daha tanınır olmasına ve popülerleşmesine neden oldu. Geleneksel Kürt müziğinin dünya müziğine entegre olmasıyla beraber Kürtçe müzikte yeni stiller karşılık bulmaya başladı. 2003 yılında Hakkari'de kurulan ve yıllardır da Van'da müzik hayatına devam eden Kürtçe Heavy Metal Grubu Ferec de bu yönüyle bir ilke imza atmış durumda. Ferec isimli Kürtçe Rock ve Heavy metal grubu Hakkari'de farklı mesleklerden dört arkadaşın bir araya gelmesiyle kurulmuş. Zamanla bazı grup üyesi imkansızlıklara ve toplumsal baskılara dayanamayıp müzikten uzak kalmış. Grubun kurucusu ve vokalisti Fuat Taş ise bir çok sorunla mücadele etmek pahasına geri atmamış ve yıllar önce yerleştiği Van'da Ferec grubuna yeni isimler dahil ederek çalışmalarına devam etmiş. Şimdiye kadar bir albümü (Helikopter) yayımlanan, ikinci albümü yayımlanmak üzere olan Ferec, üçüncü albüm üzerinde çalışıyor şu sıralar. Öte yandan Ferec, Kürtçe’de “Sabah, karanlıktan aydınlığa geçişin arifesi, güneş doğmadan önce gökyüzünde görülebilen parlak yıldız” anlamına geliyor.

Şartlar türümüzü etkiledi

Grubun kurucusu ve vokalisti Fuat Taş, Heavy Metal müzik için 'Bir duş ve yaşama biçimi' ifadelerini kullanıyor ve yaşadıkları coğrafyanın müzik yapma süreçlerini etkilediğini kaydediyor. Taş, şunları söylüyor; ''Bu müziğe dört kişiyle başladık Hakkari'de. Müziğin bir karşılığı yok belki toplumda. Ama bu bir duruş veya yaşama biçimidir. Ferec'i ilk kurduğumuzda Heavy metal olarak müzik yapacağız demedik. Yaptığımız müzikten sonra bu tarz müzik yaptığımız yönünde değerlendirmeler oldu bize. Yaşadığımız coğrafyayla ilgili sanırım bu. Sosyolojik ve psikolojik olarak da insanın olduğu şartlar müziğini ve sanata bakışını etkiliyor. Hakkari sert duygulara sahip hem coğrafya hem de tarihi itibariyle. Yaşadığımız coğrafya hem yazma hem söyleme biçimimizi etkiledi. Mesela en basitinden 'Helikopteri' (Birinci albümünden bahsediyor) yazabildik burada yaşadığımız için. Yine aşk ve erotik konulu çalışmalarımız da var. Savaş karşıtı şarkılar da var albümlerimizde. Coğrafya bize çok şey verdi bu manada.''

Önyargılar hiç eksilmedi

Toplumda kendilerine karşı önyargıların hiç eksilmediğini belirten Taş, ''Beni tamamlayan, hayata kazandıran bir tür bu yaptığımız müzik. Başladığımız tarihten bu yana toplumda olan önyargı hala devam ediyor. Metal müzik yapanlar satanisttir diye bir algı var toplumda. Buna rağmen çizgimden vazgeçmedim. Saçlarım hala uzun, küpe takarım. Tamamıyla içsel durum bu. Ben de içselleştirmişim yaptığım bu müziği. Herkes de dinleyemez bu müziği. Metal biraz anarşist bir müzik. Bir isyan barındırır. Sisteme karşı değil sadece. Genel olarak yaşadığın her şeye karşı karşıt bir duruş sergileyebiliyorsun'' diyor. Dünyanın birçok yerinde dinlendiklerini sözlerine ekleyen Taş, şöyle devam ediyor; ''Bir albüm yaptık şimdiye kadar, ikinci albüm de yayınlanmak üzere. Şu an üçüncü albüm ve birkaç single çalışma üzerinde mesai harcıyoruz. ABD'de dinleniyoruz, Fransa da ilk 20'deyiz. İtalyanlar bizim müzikle beraber Kürtçe'ye ilgi duymaya başlamış. Bunlar bizleri mutlu ediyor.''

Bize avantajlar sağladı

''Her dilde metal yapılıyor. Ancak bir Kürt olarak avantajlıyız. Çünü hiçbir prosesör bağlamadan, hiçbir vokal pedale ihtiyaç duymadan müzik yapıyorum. Bu da Kürtçe'nin yapısından kaynaklanmaktadır. Örneğin Brutal vokal yapmak için kaba bir sese ihtiyaç var. Kürtçe'nin bu yönüyle bir katkısı olsu bize. Keza diyafram, ses kontrol etme konusunda da avantajlarımız var. Kürtçe heavy metal müzik yapmak bu yönüyle bizler için bir mutluluk kaynağı'' sözleriyle Kürtçe'nin dil yapısının kendilerine sağladığı avantajları sıralayan Taş, yaşadığı coğrafyayla ilgili trajedi ve hikayeleri müziğinde işlediğini söylüyor. Yakın gelecekteki planları hakkında da kısa bir açıklama yapan Taş şu sözlerle kouşmasını devam ettiriyor: ''Ekonomik olarak zorlanıyoruz. Sadece müzikle uğraşıyorum ve yaklaşık bir yıldır çalışmıyorum. Ancak arkadaşların desteğiyle kliplerimizi yapıyor ve müziğimizi sürdürüyoruz. Zaten müzik yaparken de büyük ölçüde bir ekonomik duruma ihtiyaç yok. Gerekli olan şey inanmak ve istemek. Yine Fransa turnemiz olacak. Pandemiden sonra İstanbul ile Diyarbakır ve Batman gibi bölge illerinde turnelerimiz olacak. Biraz sürecin düzelmesini bekliyoruz.''

Toplum hazır değil

Grubun gitaristi Yakup Önen, müziğe küçük yaşlarda ilgi duymaya başladığını söylüyor ve şöyle başlıyor konuşmasına; ''Rock müzikten çok metal müziğe olan ilgim küçük yaşlardan beri hep vardı, şimdi metal müzik söyleyiş bakımından sert bir etki gerektirdiğinden brutal veya scream gibi teknikleri kürtçe diliyle özdeşleştirdiğimiz zaman ortaya bir uyum çıkıyor bu müzik gırtlak ve sert alfabeleri ister. Bu müzik türüne toplumumuz henüz alışık değil bu müzik sound olarak sert tonlardan oluşur ve toplumda henüz tam olarak ilgi çektiğini söyleyemem hatta bu müziğe karşı bir ön yargı düşüncesininde çoğunlukta olduğu söylenebilir. Yaptığı müzik tarzından dolayı çevreden kendilerine karşı bir önyargının olduğunu söyleyen Önen doğru yolda olduğuna inanıyor ve şöyle ekliyor: ''Ben 14 yıldır gitar çalıyorum metal gitar üzerinde yoğunlaştım daha çok Batı müziği ilgimi çekmiştir ve bilindiği üzere elektro gitar batı enstrümanıdır durum böyleyken bu işin temeli nerden geliyorsa ordan başlamalı ve o tarz üzerinde çalışılmalı benim bu düşüncede olmamdan dolayı çevremdeki çoğu müzisyenlerin eleştirilerine maruz kaldım ama hiçbir zaman bu eleştirileri dikkate almadım doğru yolda olduğumdan emindim, bu işin en zor yanı ise maddi zorlukların kaçınılmaz olduğu gerçeğidir ve yaşadığım sorunlardan bir diğeri ise uzun saçımdan dolayı sokakta insanların hep ön yargıları,tahrik edici yaklaşımları olmuştur.''

Ferec grubuna son yıllarda dahil olduğunu aktaran Önen, grubun kurucusu ve vokalisti Fuat Taş ile albüm oluşturma hedefinde olduğunu belirtiyor ve bu müziği daha da ilerletmek, daha çok kitlelere ulaştırmayı istediklerini sözlerine ekliyor.

Dilin yapısı müziğe uygun

Daha sonra konuşan grubun bass gitaristi Şhwan Loghmani de, müzik hayatının Rock ve Metal müzikle özdeşleştiğini söylüyor.Aslen İran'lı olan ve yaptığı müzik ve yaşam tarzından dolayı yaşadığı baskılardan dolayı beş yıl önce Türkiye'ye gelerek Van'a yerleşen Loghmani, kısa süre önce dahil olduğu Ferec grubuna uyum sağlamakta zorlanmadığını kaydediyor. Loghmani şöyle anlatıyor: ''Yıllardır İran'da ve Federal Kürdistan Bölgesi'nde Rock ve metal müzik yapıyorum. Ancak Kürtlerin bu müziği benimsedikleri söylenemez. Ancak Kürtçe ile Rock müzik oldukça yakın birbirlerine. Kürtçe'nin sert bir yapısı var bu da Rock müzik için önemli bir avantaj sağlıyor. Kürtçe de marş tarzındaki müziklerin çoğunlukta olması Kürtçe Rock müzik için önemli bir avantaj sağlamakta.'' Yaşam tarzlarından ve yaptıkları müziğin toplum tarafından 'şeytanlaştırıldığını' kaydeden Loghmani, bunun en başat nedeninin ise din olduğunun savunuyor. Yeni jenerasyon gençlere araştırmaları yönünde çağrıda bulunan Loghmani, Rock veya Metal müziğin iddia edildiği gibi şeytan müziği olmadığını, tam aksine sosyal bir müzik olduğunu ve iktidarlara karşı olduğunu ifade ediyor.