Haber / M. Salih SERTKAL

Van, Hakkari, Bitlis, Ağrı, Muş gibi karasal iklim koşullarının etkili olduğu bölgelerde karların erimesiyle beraber doğada kendiliğinde yetişen ve yabani bitkiler olarak bilinen bitkiler tezgahlardaki yerini almaya başladı. Bitki florasının oldukça geniş olduğu bu illerde altmışa yakın bitki türü kendiliğinden yetişiyor. Başta, Civanperçemi, Geven otu, Çiriş, Meyan, Çöven, Kenger, Punk, Uçkun, Siyabo, Kekik, Sirim, Mendi, Heliz, Kari, Sov gibi otların bölge halkı tarafından yoğunca kullanılmasından yola çıkarak bu yaban bitkilerin belirlenmesine ilişkin çalışma yürüten Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölüm Başkanı Murat Tunçtürk, bitkilerin yok olmaması ve korunması için toplanma ve tüketilme aşamalarına ilişkin uyarılarda bulundu.

İnsanlık, tarih boyunca endüstriyel tarım ve üretime geçtiği zamana kadar, yaşamını sürdürebilmek için doğadaki canlı-cansız her canlıdan faydalanma yoluna giderek neslini var etmeye çalışmıştır. İlk olarak doğadaki hayvanları avlayan insanlar, sonrasında doğadaki bitkileri tanıyarak denimleyerek bu bitkilerden zamanla her türlü faydalanma yoluna gitmiştir. Sanayi toplumuyla beraber yoğun endüstrileşmeye rağmen bu gün dahi insanlar doğadaki yabani otlardan faydalanma yoluna gidiyor. Bu bitkiler, başta beslenmede olmak üzere baharat, boya elde etmek amacıyla, süs olarak, tedavi amacıyla, yakacak olarak, gıda olarak kullanılmaktadır.

ÇOK FAYDALI

Söz konusu bitkilere ilişkin çalışma yürüten Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölüm Başkanı Murat Tunçtürk, Türkiye’nin flora zenginliğinin yanında, son derece zengin ve değişik medeniyetlerden etkilenmiş bir bitki kullanım kültürüne sahip olduğuna dikkat çekti. Gıda ve ilaç sanayinin vazgeçilmez materyali olan, bazen de yiyecek olarak kullanılan yabani bitkilerin Türkiye’deki dağılımının da oldukça farklılık gösterdiğine dikkat çeken Tunçtürk, doğal bitkilerin, başta toprağın oluşumuna katkıda bulunmasından, erozyonu önlenmesine, suları temizlemesine ve bütün canlılara olduğu gibi insanoğlunun yaşamına hayati katkılarda bulunduğunu ifade ediyor.

Coğrafik durumun ihtiyaçları belirlemesi durumuna dikkat çeken Tunçtürk, Van ve çevresinin; coğrafik yapısının etkisiyle beraber, zamanında sağlık ve ulaşım imkânlarının yetersizliği, geçimin tarım ve hayvancılığa dayanması ve göçebe hayatının teknik imkânlardan yararlanmayı güçleştirmesi durumunun bu bitkilerin değerini ve önemini daha da arttırdığını belirtiyor. Bu bölgelerin tarih boyunca eski medeniyetlere merkez olması gibi faktörlere bağlı olarak yerli halk, doğada kendiliğinden yetişen bitkileri yakından tanıdığına dikkat çeken Tunçtürk, yöre halkının gıda, baharat, süs, yakacak, tedavi vb. ihtiyaçları için doğada kendiliğinden yetişen bu bitkilerden olabildiğince yararlanmayı başardığını aktarıyor.

Doğada kendiliğinden yetişen yabani bitkiler bölgede nisan ayından ekim ayı sonuna kadar değişik büyüme dönemlerinde toplanarak, yöre halkı ya kendi ihtiyacı için değerlendirmekte ya da ihtiyaç fazlasını semt pazarlarına getirilerek satıldığını belirten Tunçtürk, bu bitkilerin yoğun olarak yetiştiği kırsal ilçe ve köylerde bitkilerin toplanması ve piyasada satılması yöre halkı için geçim kaynağı olduğunu belirtti. Van ili ve çevresinde doğal olarak yetişen bitkiler tüketim olarak yöresel yemeklere (ekşili, sengeser, keledoş, cılbır, van cacığı vs.)  katılmakta, doğrudan kızartılarak yenilebildiğini belirten Tunçtürk, aynı zamanda kurutulup kış aylarında baharat olarak kullanıldığı, süt ürünlerine tat ve aroma vermek için katıldığı yada doğrudan sebze olarak tüketildiğinin bilgisini verdi. Bölge insanın bu bitkileri ayrıca tedavi edici özelliklerinden de yararlanıldığını aktardı.  

TEHLİKEYE ATAR

Bu bitkilerin her birinin ülkenin kültürel kaynağı aynı zamanda bölge insanının besin ve yiyecek kaynağı olmasının yanında çoğunun geçim kaynağı olduğuna dikkat çeken Tunçtürk, dünyanın 7 gen merkezinden biri olan Türkiye’de, floradan bilinçsizce toplanan doğal bitkilerin aşırı yüklenme ve yanlış metotlarla toplanmaları neticesinde doğal kaynakların tahrip olmakta olduğunu ve birçok türün nesli tehlikeye girdiğini aktardı. Doğal bitkilerin gelişi güzel ve aşırı şekilde toplanması engellenmesi gerektiğini aktaran Tunçtürk, yöre halkı bilinçli toplama hakkında bilgilendirilmesi gerektiği, doğal bitkilerin kültüre alınması çalışmalarına ağırlık verilerek;  bitki gen kaynaklarımızı korumaya yönelik “sürdürülebilir kullanım” ilkesinin de esas alınarak farklı projeler üretilerek doğal kaynakların devamlılığı sağlanması gerektiğini aktardı.

Çok kullanılanlar listesindeki bitkiler

Van ili ve çevresinde doğal floradan toplanıp değişik amaçlar için faydalanılan bitki sayısının 60’ın üstünde olduğu bilgisini paylaşan Tunçtürk, araştırmada elde edilen bilgiler sonucunda doğal olarak yetişen bu bitkilerin Van ili ve çevresinde yoğun olarak bulundukları yerler, toplama mevsimleri, kullanım alanları, yöresel ve bilimsel isimleri, bitkisel özellikleri ve tıbbi etkileri hakkında bilgiler şu şekilde paylaşıyor.

1- Achillea millefolium L. (Civanperçemi): Van ve çevresinde özellikle yol kenarlarında fazla miktarda yetişir. Yaprakları uzun ve parçalı, çiçekleri beyaz ve pembe renkli, hoş kokulu bir bitkidir. Mayıs ve Haziran aylarında toplanır.

Tıbbi etkisi: Achillein denilen acı bir madde içermektedir. Hazımsızlığa ve kansızlığa iyi gelir, kanı temizler, yaraları iyileştirir, balgam ve idrar söktürür, Sinirleri ve vücudu kuvvetlendirir. Öksürük, ishal, basur, kızamık, boğmaca, aybaşı gecikmesi ve kemik hastalıklarında faydalıdır (Anonim, 2006).

2- Astragalus L. (Geven otu ): Aşırı toplanmadan dolayı gittikçe yok olmaya başlamıştır. Van’ın Çatak ilçesinde dağlık bölgelerde yoğun olarak yetişmektedir. Kısa boylu ve dikenli, çiçek rengi sarı, beyaz, mor ya da pembedir.

Tıbbi etkisi: Bağışıklık sistemini güçlendirir. Gövdesinden sızan beyazımsı sarı yapışkan sıvı değerli bir zamktır. “Kitre” denen bu zamk gövdede açılan çiziklerden toplanır ve havayla karıştığında değişik biçimli küçük topaklar halinde katılaşır, kitre zamkı eczacılıkta, boya, dokuma ve kağıt sanayinde kullanılır (Koç, 2002).

3- Erumurus spectabilis (Çiriş): Van ili Bahçesaray, Çatak, Özalp, Erciş ilçelerinde taban suyu yüksek olan yerlerde bol miktarda yetişmektedir. Nisan-Haziran aylarında toplanmaktadır. Genelde kızartma olarak ya da yemeklere katılarak değerlendirilir.

Tıbbı etkisi: Çocuk düşürücü, idrar artırıcı ve yaraların tedavisinde kullanılmaktadır. Arap hekimleri, uyuz ve frengi hastalıklarının tedavisinde bu bitkiden yararlanmışlardır. (Koç, 2002)

4- Glycyrrhiza glabra L. (Meyan): Van’ın Erciş ve Gevaş ilçeleri yol kenarlarında yetişen çok yıllık bir bitkidir. Bileşiminde, nişasta, şekerler, zamk, rezin, flavon, türevleri ve glycryrhizik asit vardır. Meyan kökü, kolalı içeceklere, içki ve sigaraya tat vermek için kullanılır.

Tıbbi etkisi: Astım hastalarının tedavisinde, diş ve boğaz ağrılarında, deri hastalıklarında, kolesterol tedavisinde, ses kısıklığında ve ateşli hastalıkların tedavisinde kullanılır (Koç, 1999).

5-Gypsophila bicolor (Çöven): Van’ın Özalp ve Gevaş ilçelerinde bol miktarda yetişmektedir. Ancak son zamanlarda aşırı toplanmadan dolayı yoğunluğu azalmıştır. İlkbaharda toplanarak otlu peynire katılır. Bazı yörelerimizde, pişirilerek salamura edilen hellim tipi peynirin bozulmaması için suyuna çöven kökü bırakılır. Bitkinin kullanılan kısımları kökleridir. Tahin helvası yapımında ve dondurma sanayisinde kullanılır. Yünlerin yıkanmasında temizleyici olarak, lekeleri çıkarmak için de kullanılır.

Tıbbi etkisi: İdrar söktürür, terletir, vücuda rahatlık verir, kusturur ve balgam söktürür. (Baytop, 1999)

6- Gundeliae tournefortii L. (Kenger): Van’ın yüksek kesimlerinde özellikle Çatak ilçesinde yaygınca bulunur. İlkbaharda toplanır. Otlu peynire katılması yanında yemeklere (ayran aşı) de katılmaktadır.

Tıbbi etkisi: İştah açıcı ve diş etlerini kuvvetlendirici, yorgunluk, böbrek ve mesane rahatsızlıklarını giderici, mide asidini önleyici ayrıca çiçek ve yaprağı merhem şeklinde hazırlandığında yara iyileştirici etkiye sahiptir (Koç, 2002).

7- Mentha longifolia (Nane, Punk, Yarpuz): Bölgedeki bütün dere, su kenarları ve rutubetli yerlerde yetişir. Yeşil olarak toplanan yaprakları kurutularak otlu peynire ve yemeklere katılır.  Kokusu özel, tadı baharlı ve serinleticidir.

Tıbbi etkisi: Sinirsel kökenli mide bulantılarını kesici ve gaz söktürücü olarak kullanılmaktadır. (Baytop, 1999, İlisulu, 1992)

8- Rheum ribes L. (Uçkun): Kayalık ve dağlık bölgelerde, özellikle Gürpınar, Erçek, Çatak,  Erek dağı, Artoslar ve Zilan Deresi’nde yetişir. İlkbaharda fazla miktarda toplanmaktadır. Taze sebze olarak tüketilen bitki bölgede dağ muzu olarak da adlandırılmaktadır.

Tıbbi etkisi: Mideyi kuvvetlendirir, kusmayı ve ishali önler, kanı ve safra kesesini temizler. Ayrıca, basur, kızamık, çiçek, şeker, mide ve göz hastalıklarında kullanımının iyi sonuçlar verdiği söylenmektedir (Demirkuş, 2007; Özgökçe, 2006).

9- Ferula rigidula (Siyabo): Erciş ilçesi hariç Van’da 2000-2500 yüksekliğindeki meralarda yetişmektedir. Son zamanlarda aşırı toplanmadan dolayı oldukça azalmıştır. Otlu peynire katılan otlardan biridir. Yöresel yemeklerin yapımında, özellikle de yayla çorbası ve yöreye has kahvaltılık cacık sosuna ve turşulara katılmaktadır. (Ağaoğlu ve Ark. 2005, Coşkun, 2005).

10- Thymus serpyllum (Origanum Vulgare L.)  (Kekik, Çatır): Yüksek yerlerde, tepelerde ve kayalıklarda rastlanılmaktadır. Toplanan bitki yaprakları kurutularak otlu peynir ve yemeklere tat ve aroma vermesi amacıyla katılır. Midevi, yatıştırıcı, antiseptik, kurt düşürücü ve kan dolaşımını uyarıcı etkileri vardır (Baytop, 1999).

11- Allium schoenoprasum (Sirmo, Sirik, Sirim): Van ili ve çevresindeki çayırlarda, yamaçlarda daha çok nemli alanlarda yetişen 10-60 cm boyunda olan çok yıllık otsu bir bitkidir. Özellikle Van’ın Gürpınar, Çatak, Çaldıran ve Muradiye ilçelerinde otlu peynire katılan bitkinin toprak üstü aksamı kullanılır. (Demirkuş, 2007).

12- Chareophyllum macropodum (Mendi, Mendo): Erciş hariç 2000-2500 metre yükseklikteki meralarda, yamaç ve nehir düzlüklerinde yetişmektedir. Son zamanlarda aşırı toplamadan dolayı yoğunluğu oldukça azalmıştır. Kullanılan kısmı yapraklarıdır. Otlu peynire ve yöresel yemeklere katılması yanında salamura yapılarak veya taze olarak tüketilen bir bitkidir (Demirkuş, 2007).

13- Prangos ferulaceae (Heliz, Cağ): Reşadiye, Çakır bey ve Çatak ilçesinde 600-2500 metre arası yüksekliklerde dağılım göstermektedir. Fakat bilinçsiz toplanmadan dolayı tükenmek üzere olan bitkilerdendir. Otlu peynir, yöresel yemeklere (keledoş vb.) karıştırılarak ve sebze olarak tüketilmektedir. (Özgökçe, 2006).

14- Arum elongatum (Karibel, Kari): Bölgede Erek Dağı, Artos dağları, Başkale, Çatak, Bahçesaray ve Gevaş ilçelerinde 400 ile 1800 metre arasındaki yüksekliklerdeki kayalık ve taşlık alanlarda yetişmektedir. Yöresel yemeklerin (ekşili vb.) yapımında kullanılır. (Özgökçe, 2006, Demirkuş, , 2007).

15- Heracleum persicum (Sov, Soh): Van’ın Özalp, Erciş, Çatak, Bahçesaray ve Gevaş ilçelerinde 1850-2140 metre arasındaki yüksekliklerde dere ve su kenarlarında, kayalıklarda sıkça rastlanılan bir bitkidir. Otlu peynire katıldığı gibi sebze olarak da tüketilmektedir. Ülkemizdeki endemik bitkilerden biridir. Çok yıllık ve otsu bir bitkidir (Özgökçe, 2006, Demirkuş, 2007).

Van ili ve çevresinde yukarıda bahsettiğimiz bitkilerin yanı sıra tere, ısırgan otu, ebegümeci, papatya, reyhan, mantar vb. bitkiler de bol miktarda bulunmakta ve toplanarak halk tarafından farklı amaçlarda tüketilmektedir.