Haber / Aydın Çetinkaya

Mesleğini, ailesinin dördüncü kuşak temsilcisi olarak sürdüren İzmir Kasaplar Odası Başkanı Melih Şenkara, oğlunu da kasap olması için yetiştiriyor. Sektörün içinden gelen biri olarak arkadaşlarının ikna etmesiyle kısa süre önce İzmir Kasaplar Odası için başkanlığa aday olan ve Mart ayında gerçekleşen seçimde görevi alan Şenkara, ''Göreve başlarken ilk yapmak istediğimiz şey, İzmir'e bir mezbaha kazandırma çabamız oldu. İzmir'de birçok mezbaha var ama bunlar özel. Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı bir mezbahamız yok'' diyerek, yönetim olarak bu konuyu çok ciddiye aldıklarını anlattı. İzmir'de sistemli bir hayvan pazarına da ihtiyaç duyduklarını ifade eden Başkan Şenkara, ''İzmir'de sistemli bir hayvan pazarımız yok. Benim ve ailemin çabalarıyla işlettiğimiz bir hayvan pazarımız var ama tam bir mezbelelik. Pazar yerlerimizi İstanbul, Bursa, Ankara, Antalya gibi sistemli, kapalı, işlevli, gelen hayvancıların rahat edebilecekleri, konaklayabilecekleri, taşıma tuvaletler yerine gelişmiş WC sistemli bir hale getirmek istiyoruz. Bunları İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin destekleriyle gerçekleştirebileceğimize inanıyoruz. Bu hedefle sektörümüzün temsilcisi, sesi olmaya çalışıyoruz'' dedi.

MARKETLER TAŞINMALI

Kurban Bayramı'ndan sonra İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile görüşeceklerini dile getiren Şenkara şunları söyledi; ''Bugün kasap sektörünün en önemli sorunu, marketlerdir. Şehir dışında olması gereken marketler, kentin her noktasında. Mahallelerde, sokak aralarında bile hizmet veriyorlar. Üstelik sattıkları etlerin kalitesinin düşük olması, vatandaşın iyi gıdaya erişmesini engelliyor. Bir diğer sorunumuz ise merkezi Tarım ve Orman Bakanlığı'nın resmi kurumu Et ve Süt Kurumu'nun kasaplarla haksız rekabeti. Ette kalitelendirme yapılması gerekiyor. Vatandaşlar kırmızı eti sadece kırmızı et olarak biliyor. Bunun çeşitlendirmek, fiyatlandırmak gerekiyor. Pahalılık ise şu an önümüzdeki üçüncü etken. Yemler çok pahalı, yem üretimimiz yok. Yemlerin ham maddesi daha ucuza imal edilirse, hayvan fiyatları düşer, böylece kırmızı ve beyaz ete ulaşım daha kolay olur.''

KURBANI KASABA KESTİRİN

Şenkara Kurban Bayramı için de açıklamalarda bulundu. Şenkara, ''Kurbanı kesinlikle profesyonel kasaplar kesmeli. Kurban bayramlarında eline bıçak alan kasap oluyor. Belge sahibi, uzman kasaplara kesim yaptırılmalı. Ortam kesinlikle hijyenik olmalı, etler ise dinlendirilmeden tüketilmemeli. Bakkallarda, manavlarda, hatta anahtarcıda bile bayramlarda kıyma çekildiğini duyuyoruz. Neredeyse tornacılarda bile kıyma çekilir hale geldi. Para için bu işe kalkışanlar var. Kesinlikle denetimler artmalı, yaptırım uygulanmalı. Vatandaşlar kasap dışında kaçak yerlere rağbet etmemeli. Ruhsat sahibi, denetimli kasaplar tercih edilmeli. Bunun adı hizmet satışıdır. Bu iş, yılda bir kez kasaplarda olur. Bu da Kurban Bayramı'nda gerçekleşir'' dedi.

NEREDEN ALINMALI?

“Kurban etinin dörtte üçü dağıtılır, olması gereken budur. Dörtte biri de dinlendirilmeden tüketilmemeli” diyen Şenkara şöyle devam etti: “En az bir gün, uygun ortamda veya dolapta dinlendirmemiz gerekir. Buzluğa atılacaksa da parçalara bölünmeli. Parçalanmamış eti dondurup çözdüğümüzde tüketmeliyiz. Tekrar dondurmamalıyız. Kurban bayramlarından sonra kasaplarda satışlar düşer. Bu yaklaşık üç hafta sürer, ardından işler normale döner, hatta özellikle İzmir'de kurban kesen vatandaşlarımız görevini tam olarak yerine getirdiği için, yani dolap için değil de, dağıtmak için kurban keseriz. Bu yüzden bölgemizde kasaplar bundan pek etkilenmezler. Güvenli, hilesiz et almak için vatandaşlar güvendiği mahalle kasabına gitmeli. Vatandaşın bakarak anlayabileceği bir şey değildir, karşılıklı güvene dayalı bir durum bu. Bundan yirmi yıl önce et almak çok daha kolaydı. O dönemde insanların alım gücü daha yüksekti. Vatandaş aldığı maaşıyla daha fazla kırmızı et alabiliyordu. Bu sadece etle sınırlı değil, pek çok şeyi daha fazla alabiliyorduk.''

Hayvancı bayram etmedi, hüsran oldu

Dokuz Eylül Üniversitesi'nin Balçova'daki arazisini kirayalarak geçici kurban satış ve kesim pazarına dönüştüren Ömer Çakmak, artan nakliye maliyetleri nedeniyle bu yıl az satıcıyla hizmet verdiklerini ifade etti

Artan maliyetler nedeniyle bu yıl İzmir'e az sayıda satıcı geldiğini, hayvancılık yapan vatandaşlara satış ve kesim alanı oluşturarak hizmete verdiklerini anlatan üretici Ömer Çakmak, ''Van, Muş, Ağrı, Hakkari gibi ve Uşak, Afyonkarahisar gibi Ege Bögesi'nden pek çok hayvan üreticisne ev sahipliği yapıyoruz. Bu yıl en çok yaşadığımız sıkıntı nakliye. Artan dolar, mazot fiyatları nedeniyle Ağrı'dan İzmir'e 15 bin TL'ye malolan transfer, bu sene 30-35 bin TL'ye çıktı. Bu yüzden hayvan başına fazladan maliyet yansıdı. Hayvancılıkla uğraşan vatandaş, bu maliyeti göz önünde bulundurarak, satış yapamayacağını düşündü ve İzmir'e gelmek istemedi. Geçtiğimiz yıl 48 hayvan satıcısına ev sahipliği yaptık. Bu sene sayımız 8'i buldu. Uzundere bölgesine 80 çadır kurulurdu. Bu yıl 17 tane çadır kuruldu” dedi.

EN KÖTÜSÜ OLABİLİR

Çakmak şöyle devam etti: “Pazarımız bayram sonuna kadar açık. Bayramın birinci günü kesimler olacak. Geçtiğimiz yıl pandemiye rağmen daha hareketliydi. Gözlemlerimize göre hayvancılık alanında en kötü Kurban Bayramı'nı bu yıl yaşadık diyebilirim. Fiyatlar kilosuna göre küçükbaş hayvanlar 3 bin 500 TL ila 5 bin 500 TL arası, danalar ise 35 bin TL'den başlayıp, 60 bin TL'ye kadar çıkıyor. Bu sene kurban ibadetini gerçekleştirmek isteyen vatandaşların sayısına göre daha az hayvan geldiği için pazarcıların elinde çok fazla hayvan kalacağını düşünmüyoruz.''