Haber/ Murat ERVİN 

İlk kez 1997 yılında Bergama El Halısı’na coğrafi işaret tescilini yapan İzmir, aradan geçen 21 yılda tescilli ürün sayısını 18’e yükseltti. Son olarak geçtiğimiz yıl Kavacık Üzümü ve Seferihisar Mandalini’ne coğrafi işaret alan şehir, 2020’ye de hızlı başladı. İzmir Gevrekçiler ve Pideciler Odası 500 yıllık tarihi olan ve dünyanın en eski fast food yiyeceklerinden biri olan İzmir Gevreği’ne coğrafi işaret tescil belgesini almak için çalışmalara başladı. Coğrafi işaretin tüketiciler için ürünün kaynağını ve özelliklerini göstermesi açısından önemli olduğunu söyleyen İzmir Pide ve Gevrekçiler Odası Başkanı Şükrü Erişen, “Bunun yanı sıra kalitesi, gelenekselliği, yöreden elde edilen hammaddesi ile yerel niteliklere bağlı olarak belli bir üne kavuşmuş ürünlerin korunması sağlanır. Bizde bu amaçla yaklaşık 1 yıl önce coğrafi işaret başvurusu için çalışmalara başladık” dedi. 

Başvuru dosyasının tamamlanmak üzere olduğunu söyleyen Başkan Erişen, en geç yaz başında tescil işleminin tamamlanacağını aktardı. Başvuru çalışmalarının Ege Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nde görevli Yard. Doç. Dr. Fahri Yemişçioğlu ve ekibi önderliğinde hazırlandığını aktaran Erişen, “Türk Patent Enstitüsü’ne ilk başvurumuzu yaparak bir anlamda İzmir Gevreği’ni rezerve ettik.  Artık son aşamaya geldik; kısmetse ilkbahar veya yaz başında çalışmalar bitip tescil belgesini alacağımıza inanıyorum” diye konuştu. 

Sırada ‘miras’var

İstanbul simidinin UNESCO Dünya Kültürel Mirası Listesi’ne girdiğini, İzmir Gevreği  için de benzer bir girişimde bulunacaklarını belirten Başkan Şükrü Erişen şunları söyledi: “Önceliğimiz Coğrafi İşaret Tescil Belgesini almak. UNESCO Dünya Mirası’na giren İstanbul Simidi gibi biz de bu listeye dahil olmak adına ne yapılması gerekiyorsa yapıp, çalışmalarımızı başlatacağız. Böylece İzmir Gevreği de korunması gereken bir kültür varlığı olacak.”  

İzmir Gevreği coğrafi işareti için ilk çalışmayı Oda olarak 2013 yılında başlattıklarını fakat başvuru dosyasını hazırlayacak firmanın kapanmasıyla çalışmaların yarım kaldığını kaydeden Erişen, “Açıkçası firmanın azizliğine uğradık. O süreçte araya başka çalışmalarımız girince 2019 yılında tekrar gündeme alıp çalışmalarımızı hızlandırdık” ifadelerini kullandı.   

Kara fırında olur

İzmir gevreğinin dünyanın en eski fast food’u olan bilindiğinin ve ülkemize Balkanlar’dan geldiğini söyleyen Erişen, ”İzmir gevreğinin esası kara fırında ve odun ateşinde pişendir. Gevreğin hamuru da hazırlanırken simitten farklı olarak hem yoğun kıvamlı pekmez kazanında hem de fırında 2 kez pişer. Fakat simit tek seferde pişirilip ve pekmez oranı yok denecek kadar azdır. Ayrıca gevrek, simide nazaran daha fazla emek ve zaman istiyor” diye konuştu.

Gevrek festivali 

Amerika ve Avrupa’dan da İzmir Gevreği’ne yoğun talep olduğunu aktaran Erişen, “Coğrafi işareti almamızın ardından İzmir’deki önemli üreticilerle bir araya gelip, yurtdışına yönelik üretim konusunu görüşeceğiz. Yurtdışındaki zincir marketlerle de görüşüp dondurulmuş olarak göndereceğimiz gevreğin uluslararası pazarda satılmasını hedefliyoruz. Tıpkı Boyoz Festivali gibi İzmir Gevreği içinde tescil sonrası Gevrek Festivali düzenlemek istiyoruz” dedi.

Gjevrek’ten gevreğe

Geçmişi 16. Yüzyıla kadar dayanan ve dünyanın en eski fast food’u olan bilinen gevrek, İzmir’de Balkanlardan gelen göçmenlerle birlikte yayılmıştır. Araştırmacı ve yazar Nejat Yentürk, gevrek isminin Balkan ülkelerindeki ‘gjevrek’ ve ‘djevrek’ kelimesinden geldiğini dile getirirken bu göçmenlerinin çoğunlukla yerleştiği İzmir’de gevrek, ismini ve yapısını koruyarak günümüze dek geldi.     

Manisa başvurdu alamadı

Manisa’da özel bir firma tarafından 14 Nisan 2012 tarihinde C2012/066 başvuru numarasıyla İzmir Gevreği (İzmir Simidi) için coğrafi işaret başvurusu yapılmıştı. Dosyayı inceleyen Türk Patent Enstitüsü başvuru yerinin Manisa olması ve başvuru sahibinin de özel bir şirket olması nedeniyle 2016 yılında coğrafi işaret tescil talebini reddetti.