Haber / Cengiz Anıl BÖLÜKBAŞ

Freelance (serbest) gazetecilik, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yaygın hale gelmiş durumda. Patronlar açısından, birçok maliyetten kurtulmaları sebebiyle, gazetecileri freelance çalıştırmak tercih edilen bir durum. Serbest çalışmanın birçok açıdan gazeteciler için avantaj sağladığı düşünülse de aslında durum böyle değil. Serbest çalışan gazeteciler, maddi, sosyal, sağlık, güvenlik ve çalışma koşulları açısından birçok sorunla boğuşmak zorunda kalıyor.
Yaklaşık 10 senedir gazetecilik sektörünün içinde olan Burcu Özkaya, Özgür Gündem Gazetesi’nde uzun yıllar editör ve redaktör olarak çalıştı. Kısa bir süre de Dicle Haber Ajansı ve Evrensel Gazetesi’nde çalışan Özkaya, 2018 yılında Hatay’a yerleşmesinin ardından 4 senedir serbest gazetecilik yapıyor. Çevresindeki herkesin ‘çok rahatsın başında patron yok, belli bir çalışma saatin yok’ dediğini ancak işin gerçek yüzünün öyle olmadığını belirten Özkaya, “Bir defa evden çalıştığınızda yoğunlaşmak çok zor oluyor. Sabah kalktığımda işe gider gibi giyiniyorum, konsantrasyon için. Mesai kavramı olmaması güzel, ama şöyle de bir taraf var; işiniz hiçbir zaman bitmiyor. Çünkü sürekli haber çıkarmanız ve gündemi takip etmeniz gerekiyor. Eğer gündemin gerisine düşerseniz iş alamazsınız ve para kazanamazsınız. Rakip de çok olduğu için sürekli teyakkuzda oluyorsunuz; çünkü siz hızlı davranıp yapmazsanız haberi bir başkası yapacak. ‘Bugün canım çalışmak istemiyor’ deyip çalışmama özgürlüğünüz var evet ama çalışmazsanız para kazanamazsınız” dedi.

GÜVENCENİZ YOK

Serbest çalışan gazetecilerin en büyük sorunlarından birinin de güvencesizlik olduğunun altını çizen Özkaya, güvencesizlik durumunun en çok pandemide tokat gibi yüzüne çarptığını dile getiriyor. Özkaya, şunları söyledi: “Haber için sokağa çıkmanız lazım, sokağa çıkarsanız korona olursunuz. Sosyal güvence olmadığı için daha çok para cepten çıkacak. O dönem işçilerin söylediği güzel bir laf vardı: ‘Dışarısı korona içerisi açlık’, bizim durum da öyleydi. Sahada sizin de bildiğiniz gibi her türlü müdahale ve engellemeyle karşılaşabiliyoruz veya yaptığımız bir haber nedeniyle gözaltına alınıp, hakkımızda dava açılabiliyor. Serbest gazeteci olunca her türlü polis, adliye işinde yalnızsınız. Dava masrafını da kendiniz ödüyorsunuz. Elinize geçen üç kuruş adliyelerde çarçur oluyor. Serbest gazeteci olarak Avrupalı birkaç kurumla çalışırsanız iyi para kazanıyorsunuz. Onun dışında Türkiye’de telif ücretleri çok düşük.”

Kendisi de dahil birçok meslektaşının faturasını, kirasını nasıl ödeyeceği stresiyle sadece para kazanmaya odaklandığını söyleyen Özkaya, serbest çalışma modelinin sigorta, yol, yemek, ofis gibi masrafların olmaması sebebiyle işveren için cazip olduğunu belirtti.

SÜREKLİ ÇALIŞMAK ZORUNDASIN

Serbest gazeteciliğin zorluklarıyla boğuşanlardan biri de Diyarbakır’da yaşayan Ali Safa Korkut. 2018 yılından beri gazetecilik yaptığını ve bu sürecin tamamının serbest çalışmakla geçtiğini belirten Korkut, henüz bir basın kuruluşuyla çalışma fırsatının olmadığını dile getirdi. Serbest çalışmanın en büyük eksisinin düzenli bir gelirin olmayışı olduğunu ifade eden Korkut, “Bu, aslında kendiyle beraber bir başka eksiyi de beraberinde getiriyor: Sürekli çalışıyor olmak. Çalıştığın kadar kazanıyorsun ve bu da mesai kavramını ortadan kaldırıyor. Gelir akışının devam edebilmesi için hafta içi-hafta sonu, sabah-akşam demeden sürekli haber takibi yapmak, haber değeri olabilecek konuları süzmek gerekiyor” dedi.

'SEKTÖRDEKİ İSTİHDAM ARTMALI'

Düzenli bir geliri olmadığı için sözleşmeli olarak çalışan birine kıyasla daha dikkatli olması gerektiğini söyleyen Korkut, “Gözlerimi dört açarak her yerde ve her şeyde haber aramam gerekiyor. Onun dışında, farklı habercilik alanlarında etkin olmamı ve kendimi bu alanlarda geliştirmemi sağlıyor. Zira hayatımı kazanmam gerekiyor ve bunun için habercilik alan/konularında seçici olamıyorum. Daha önce haber yapmadığım bir alandan haber değeri olan bir duruma rastladığımda bir süre o habercilik alanına dair araştırmalar yaptıktan sonra haberi hazırlamaya başlıyorum. Bir alanda yoğunlaşmak mümkün olmuyor. Türkiye özelinde bunun yaygın bir model olmasının en büyük sebebi tabii ki sektördeki istihdam sorunu. Gerçekten kendini iyi ve rahat hissettiği için serbest olarak çalışan gazeteci sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Buna karşı yapılabilecek tek şey sektördeki istihdamın artırılması” diye konuştu.