Röportaj/ Saadet ERCİYAS

Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi bahçesinde “İzmir Tarihinden İzler” sergi dizisinin ilki Ekim ayında açılan “İzmir Levantenleri” sergisiydi. Pandemi nedeniyle bir süre kapalı kalan ve yeniden ziyarete açılan sergi, İzmir mozaiğinin önemli taşlarından biri olan Levantenler’in yaşam tarzından kesitler sunuyor. Sergi, Levantenler’in kentin kültürüne, ekonomisine, basın tarihine, sporuna ve sosyal yaşamına katkılarına ilişkin ayrıntılar veriyor. Bugün çoğu yurt dışında olsa da bugün İzmir’de yaşamını sürdüren Levanten ailelerin APİKAM’a bağışladığı objeler de sergide yer alıyor. İzmir’de sadece Buca’da Levanten kültür mirası olarak görülen 100 dolayında tescilli konut bulunuyor. Bunlardan biri de 106 yıldır ayakta kalmayı başarmış Forbes Köşkü. İskoç kökenli Forbes ailesi tarafından inşa edilen, Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin girişinde bulunan görkemli yapı, özgün mimarisiyle dikkat çekiyor. Köşkün mülkiyeti uzun yıllar Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı arasında gidip gelmiş. 1996 yılında 49 yıllığına Kültür ve Turizm Bakanlığı’na tahsis edilen köşk en son 2014 yılında kapsamlı bir onarımdan geçmiş. Köşkün müştemilat bölümü ise İl Kültür Turizm Müdürlüğü’nün hazırlattığı “kütüphane ve kültürel tesis” onaylı projenin ilk adımı olarak Buca İlçe Halk Kütüphanesi’nin bir şubesi olarak hizmete açılmış.

Son onarımın üzerinden altı yıl geçen köşkün müştemilatı, bugün kitaplık olarak kullanıldığı ve görevliler bulunduğu için şimdilik ayakta. Ancak yıllar içinde üç kez kapsamlı onarımdan geçen ana binanın çatısında akmalar, tavan ve taban döşemelerinde çürümeler başlamış. Forbes Köşkü’nü ayağa kaldırmak, kütüphane ve kültürel tesis olarak yeniden kullanıma açmak ciddi bir bütçe işi.

İzmir Ticaret Odası’nca 2010 yılında düzenlenen “Geçmişten Günümüze Levantenler Sempozyumu”na katılan, yapılan araştırma ve çalışmalara katkılı olan ve merkezi İngiltere’de bulunan Levanten Kültür Mirası Derneği Genel Sekreteri Craig Encer'le çevrimiçi söyleştik. İngiltere’de bulunan Encer’e, “Forbes Köşkü bir Levanten kültür merkezi ya da bir anı evi yapılabilir mi?” diye sordum.

Öncelikle Forbes Köşkü’nü sormak istiyorum size. Bu köşkün Levanten kültür mirasındaki yeri ve önemi nedir?

Forbes Köşkü boy ve görkemlilik olarak Buca’nın en büyük Levanten köşkü. Restorasyon ile günümüze mükemmel bir durumda ulaşan bir yapı. Bu yapı Forbes Ailesi 1920 gibi Yunanistan’a göc ettikten sonra da halen onların mülküydü ve kiracıları da Levantenlerdi. Bu durum İkinci Dünya Savaşı zamanlarına kadar devam etti. Daha sonra devlete geçen bu yapı, yer ve konum nedeni ile kolay bir şekilde ayrı bir fonksiyona hizmet veremedi ve böylelikle zararlı olabilecek tekrar bir yapılaşmaya gitmedi ve özgün mimarisini koruyabildi. Bina bu yüzden Levanten kültür mirası icin önemlidir, orijinalliğinden bir sapma olmadı aradan bir asır geçtiği halde.

Köşkün sergilerin atölye çalışmalarının yapılacağı bir sosyal alan, belki içinde bir kafe ve tam donanımlı gerçek bir kütüphane olarak yeniden yaşam bulması için Levanten Kültür Mirası Derneği’nin bir desteği, bir önerisi olabilir mi? Vakfın önderliğinde bir kampanya başlatılabilir mi?

Köşk mimari açıdan ve boyut olarak birçok kültürel etkinliğe uygundur ve böyle kapsamlı bir restorasyondan sonra sadece ufak çaplı bir kütüphane olarak faaliyet göstermesi bence yetersizdir, ama önemli bir adımdır. Neticede Forbes Ailesi kitaplara çok meraklıydı ve bir şekilde bir gelenek devam ediyor diyebiliriz. Levanten Kültür Mirası Derneği (Levantine Heritage Foundation) olarak bizim vizyonumuz geniş. Katılımcı üyeler bir cok ülkeden gelme ve sitemizde haber verme ve feedback-geri bildirim alma konusunda yeteneğimiz var. Böyle bir projeye katkı verebilirsek ne mutlu bize. Finansman olarak zayıf durumdayız, ama çevremiz geniş. Kampanyayı tabii başlatabiliriz.

Böyle bir çalışma gerçekleşirse derneğinizin Forbes Levanten kültür merkezi ya da anı evine bağışlayacağı bir materyal, albüm, kitap, efemera, obje ya da belge olabilir mi?

David Forbes’in çocuğu yoktu ve daha sonra mirasçılar Atina’daki ev ve eşyalarını 1960’larda sattı. Şans eseri 1900’lere ait bir gezi fotoğraf albümü, bir aile dostu olan Edward de Jongh tarafından kurtarıldı. Merhum Edward Bey o albümü bana hediye etti. Bu albümün yeri Forbes Köşkü’dür. Geçerli, uzun vadeli bir kültür projesi hayata geçerse seve seve bunu bağışlarım. Bir ihtimal, bir iki tane eski Forbes Kütüphanesi’nde olan kitapları da Edward Bey’in oğlundan rica ederim ki, en azından bir iki örnek yerini bulur diyelim. İzmir Levanten toplumu zaten bir anı evi için hemfikir. Kritik olan konu yer ve uzun vadeli işletme finansmanı. Bu köşk bu eksikliği giderebilir.

Derneğinizin yerel yöneticiler ya da İzmir’de bulunan Levanten Derneği ile bir ortak çalışması ya da projesi var mı?

Biz LHF olarak bağlantılar görevini üstlenebiliriz, esas kararların yerinde verilmesi gerek bence. İzmir Levanten Derneği ile organik bir bağımız yok, onlar bağımsız bir Türk Derneği, ama vizyonumuz aynı. Birbirimizi iyi tanıyoruz ve karşılıklı görüşlerimiz oluyor. Covid-19 dönem sonrası İzmir’de ortak bir konferans etkinliği düşünüyoruz ama şimdilik bu salgın yüzünden kesin tarih koyamıyoruz.

Bildiğim kadarıyla Türkiye’de bir Levanten kültür merkezi veya anı evi yok. Dünya üzerinde Levanten kültürünü yansıtan müze ya da anı evi var mı? İzmir’de de böyle bir çalışma yapılabilir mi?

Levanten kavramı Türkiye dışında pek bilinir bir kültürel olgu değildir ve böyle bir anı evi ancak İzmir’de tam yerini bulur bence. Sakız Adası, ki bu daha evvelki Levanten tarihi için önemli bir merkezdir, güzel bir Mastika Kültürü Anı Müzesi (The Chios Mastic Museum) sunumu bir şablon olabilir. Neticede söylenecek çok şey var, ama müzenin yer ve atmosferi bu zenginliği ancak kısmi olarak ziyaretçilere sunabilir bence. Görseller ve dizayn bence yazılan bilgi kadar önemlidir bu dar odalar içinde. Burada konunun uzmanları, Levanten toplumunu da içine alan geniş bir katılımcı yelpazesi bu sunumu çarpıcı etki yapar.

İzmir’in Levanten kültürü açısından önemi nedir?

İzmir, Levantenlerin halen bir aktif cemaati olan son şehridir. Bunun bir nesil daha ömrü var gibi öngörüyorum. İstanbul’un Levanten nüfusu daha dağınıktı ve bugun sayıları çok azaldı. Kalanların önemli bir kısmı İzmir Levanten cemaatindendir. Dışarıya göç halen sürüyor ve Levanten sayısı maalesef azalmaya devam ediyor. 1960’lara kadar İzmir Levantenleri hemen bütün sanayi işlerinde başı çekenlerdi ve İzmir bundan sonra büyük iç göç dalgalarına maruz kaldı ve İzmir’in farklı kültürü yavaş yavaş erozyona maruz kaldı. Ama bugün bile İzmir tarzı ve genel görüşleri ile Levantenleri yakından yansıtıyor ve bazıları için ‘Gavur İzmir’ lafı küfür değil bir gurur kaynağıdır. Yani genel Müslüman İzmir nüfusu Levanten kültürünün parçalarını her gün yemek ve yaşam tarzı bakımından yaşıyorlar ve belki de genel Türkiye için halen Batı’ya açılan kapı görevini bu şehir sürdürüyor.

İzmir Levanten turizmi açısından nasıl bir potansiyele sahip?

İzmir halen kendini, önemini Türkiye’ye ve dünyaya pazarlayamıyor. Bu benim şahsi görüşüm. İzmir bence Antalya gibi kendi başına bir turizm merkezi olabilir. Kendi tarihi ile barışması belki bu atılımın bir ayağı olabilir. İzmir tarihi boyunca çoğulculuğa en açık şehir olarak süre geldi. Levantenlerin halen İzmir’de yaşaması bu toplumun İzmir’e güven ve aşkın göstergesidir. İzmirliler bence kendilerine daha fazla güvenmelidir ve üstünde durduğu ama halen politik düğümler yüzünden ziyaretçilere sunamadığı zenginliklerden korkmamalıdır. Bu halka atlatıldıktan sonra bence İzmir kendisini bir sembol, bir marka olarak dünyaya sunabilir. Önemli olan İzmirliler’in bu markalaşmanın içinde olması ve bu çabaların politikadan uzak tutulması. Eminim Levanten toplumu bu çabanın bir parçası olmak ister. Bence İzmir’in bugünkü Arkeoloji Müzesi’ni çok aşan bir genel kültür ve tarih müzesine ihtiyacı var. Bu müzeye bağlı olarak kurulacak bir araştırma merkezi bu çok eski şehrin tüm dönemlerini ve cemaatlerini de ele alabilir. Böylelikle kendiliğinden güzel kültürel köprüler de oluşabilir.

İzmir’de bir Levanten kültür rotası oluşturulabilir mi? İzmir Levanten turizmi için ilgi çekici bir destinasyon olabilir mi? Böyle bir rotada Forbes Köşkü gibi yapılar önemli bir durak olabilir mi?

Tabii olabilir. Sadece Buca’da 100’den fazla tescilli Levanten binası var. Tabii bu isim altında olanların hepsi Avrupa Levanten kökeninden gelmiyor, ama cemaat bu değisik köken ve lisan konuşan insanlarla kaynaştığı için bu genelleme ismi kullanılıyor. Ara sıra iç pazar için Levanten binası / kilise turları düzenleniyor. Binalar halka açılırsa, yani bahçe duvarı üzerinden bakmak aynı olamaz tabii, bu potansiyel geliştirebilir.

Levanten kültürü, yaşam biçimi, kentin sosyal ve kültürel yaşamına katkıları, ekonomik yaşamdaki yeri sizce ne kadar biliniyor?

Gözlemlediğim kadarıyla, genelde halk arasında Levanten kelimesi bile tam olarak algılanamıyor, kafa karıştırıyor. Osmanlı’da olsun, Cumhuriyet döneminde olsun, merkez hükümet İzmir’i ve farklılığını tolere etti, ama yatırımlardan uzak tuttu. Basit bir iddia ama, kıskandıkları için cezalandırdılar ve bu durum halen bence giderilmiş değil. Levantenler yatırımlara inatla devam ettiler ve İzmir’i Türkiye’nin en yaşanabilir şehri olması için kendi çaplarında katkılarını sürdürdüler. İzmir’in bu yaşanabilirliği atmosferi aynı zamanda çok kırsal kesim göçü çekti ve bugün iki ayrı ve pek birbirine karışmayan şehri doğurdu. Bu halkların entegrasyonu artık yeni nesile kalmış bir şey. Kabaca belki İzmir’in zamanında doğurduğu kültür entegrasyonunu tekrar keşfetmesi gerek ama bence bu hamleyi eskinin mirası olan hoşgörü ile başarır.

İzmir Ticaret Odası’nın 2010 yılında “Geçmişten Günümüze Levantenler Sempozyumu” düzenledi. APİKAM’da bu yıl bir Levanten Sergisi açıldı. Bu çalışmalara sizin de katkınız oldu. Forbes Köşkü bir anı evine dönüşürse vakıf ve dernek işbirliğiyle yılın belirli zamanlarında böyle etkinlikler yapılabilir mi?

Bir akademik etkinlik için yakında İzmir’e geleceğiz. Salgın yüzünden devam eden o sergiyi görme şansım olur zannediyorum. Umarım ileride bunlara yeni halkalar ekleriz. Forbes Köşkü içinde bir auditorium odası ayarlanırsa yerinde olur. Sitemizde de göreceğiniz gibi bizim Yunanistan ve İtalya’da kardeş gruplarımız var. İleride bu ve başka ülkelere dönmek istiyoruz. Levanten tarihi çalışmaların farklı ülkelerde olması bence en mantıklısı. Neticede toplum farklı ülkelerden geldiler, farklı ülkelere yayıldılar ve torunları halen meraklı ve gururlular. Bunlar arasında köprü vazifesini sürdürmek, kaynak olan Levanten evraklarını araştırmacı arkadaşlar ile bağlantıların kurulması ve geliştirilmesi bizim için bir mutluluk kaynağıdır. Yeni fikirlere ve önerilere her zaman açığız.

Levanten Heritage sitesinden de söz eder misiniz?

http://www.levantineheritage.com alan adlı site 2004 senesinde yayına başladı ve birkaç sene zarfında kendi etrafında bir online kitle oluşturdu. Bunların bazıları aile hikayelerini ve fotoğraflarını paylaştı. Bu sistem bugün de devam ediyor. Umarım tarafsız tarih için katkımız oluyor. 2010’da dernekleştik ve böylelikle etkinlikler için para toplama ve harcama hakkını kazandık. Site İzmir için kurulmadı ama İzmir görüntüleri ve eski Levanten aile tarihlerini bulunabiliyor. Arama motoru bu konuda yardımcı. Umarım bu eski fotoğraflar ilerki yapı restorasyon, yıkım, yeniden inşaat gibi verilen uzun vadeli dönülmez kararlarda bir “soft power” etkisi gösterir ve İzmir’in artık çok azalan eski binalarını gerçek anlamda koruyabilir.

Site bir bakımdan benim merakımın devamı, bilgi deposu diyelim, ki Levantenlik benim de aklımı karıştıran bir olgu. Halen tam ansiklopedik karşılığı olmayan bir sosyal kavram olarak bu serüveni devam eden bir keşif, benim motivasyonumdur. Beni şaşırtan, pek çok insanın benim gibi bu kavrama bu kadar kafa yorması, değer vermesidir. Site bu ortak merak sonucu ilerledi ve bu durum halen devam ediyor. Ben bu sitenin yumuşak editörüyüm diyelim, yani benim sesim pek çıkmıyor, katılımcı Levanten torun ya da araştırmacılar kendi sesleri ile sesleniyor, bilgilendiriyor. Vakfın üyeleri ve yönetim kurulu arasında İzmirliler var. Örneğin Axel Çorlu; kendisi şu ara Amerika’da oturuyor. Ama şu da önemli, biz bir Levanten kulubü değiliz, kapımız herkese açık ve yönetim kurulu da bu çoğulculuğun göstergesidir. Önemli olan köken değil, katkı diyelim.