Haber/ Berna KİŞİN

Kumun bol olduğu ve seramik yapımının geliştiği Eskişehir’de, birçok kişi geçimini cam sanatından karşılıyor. Özellikle Odunpazarı bölgesinde turistlerden büyük rağbet gören cam sanatı, hammadde açısından dışa bağımlı olunduğu için döviz kurlarından olumsuz etkileniyor. Odunpazarı’nda yaşayan 28 yaşındaki Cem Kılıç da ‘Camgöbeği’ ismini verdiği atölyesinde camı işleyip takı, dekoratif ürünler ve biblo heykellere dönüştürüyor. Üniversitedeki mühendislik eğitimini yarıda bırakan Cem Kılıç, şans eseri cam sanatıyla tanıştığını, 8 yıldır da bu işi hayatının merkezine koyduğunu söyledi. Artık 5-6 yaşlarındaki çocukların bile cam eşya koleksiyonu yaptığını belirten Kılıç, “İnsanlar bu sanatı yeni öğrenmeye başlıyor ve öğrendikçe de ilgilerini çekiyor. Bu ilgi sayesinde de giderek büyüyen bir pazara dönüşüyor” dedi.

Cam sanatının tarihsel sürecine değinen Kılıç, Afyon, Eskişehir ve Kütahya’nın en eski cam sanatı merkezlerinden olduğunu söyledi. Kılıç, “Milattan Önce 800 yılında cam sanatları ile uğraşılmaya başlanmış. Bizans döneminde de yoğun bir şekilde devam etmiş. Yaşadığımız yerler, dünyanın en fazla cam ürünü bulunan, kazılarda en fazla bozulmamış cam objeye rastlanan bölgeleri. Bir dönem bu sanata karşı uzun bir sessizlik vardı. 15 yıl önce Eskişehir’de, okullarda cam bölümü açıldı ve bununla birlikte bir ivme kazandı. Bizim de çıraklarımız var, gelip burada öğreniyorlar” diye konuştu.

SEZONLUK EĞİTİMLER VERİYOR

Cam sanatı eğitimleri de verdiğini belirten Kılıç, “Sezonluk olarak Çanakkale, Antalya ve İzmir’e gittik, fuarlara katıldık, buralarda çok ilgi gördü. Atölye kurmak ve eğitim vermek için birçok şehre davet edildim” dedi. Atölyesinde en çok takılara ilgi olduğunu kaydeden Kılıç, dekoratif ürünler, biblo heykel, duvar objeleri, mumluk gibi birçok eşya yaptıklarını da sözlerine ekledi.

Ateşi doğru kullanmanın cam sanatında temel teknik kurallarından biri olduğunu aktaran Kılıç şu bilgileri verdi:

“Yurt dışından çubuk şeklinde camlar ithal ediyoruz. Daha sonra bu çubuk camları işlemek için bir karışım var; propan ve oksijen alevi. Isı dengesini çok iyi ayarlamak gerekiyor. Propan fazla olursa, gaz tam yanmaz, is yapar. Oksijen fazla olursa da camları köpürtür, etkileşime girer. Burada şekil vermek kadar onları sağlam çıkarmak da gerekiyor. Yani bir ısı dengesi olması gerekiyor, ne kadar dengeli olursa o kadar sağlam olur.”

HAMMADDE FİYATLARI ARTTI

Camı, 20’ye yakın teknikle, özenle sanata dönüştürdüğünü anlatan Kılıç, hammaddelerin yüksek maliyetleri olduğundan yakındı. İthal ettikleri çubuk camların tanesinin 20 TL’yi bulduğunu belirten Kılıç, “Cam çubukları Euro üzerinden alıyoruz. Bir çubuk camın tanesi bize 1.25 Euro’ya geliyor. Dövizin artması ile birlikte şu anda biz yalnızca bir tane işlenmemiş cama yaklaşık 20 TL ödüyoruz. Ayda 500 tane cam sipariş veriyoruz, bu da bize 10 bin TL’ye mal alıyor. Ben bu işe başladığımda Euro 2 TL civarlarındaydı. Şimdi geldiğimiz noktaya bakınca aslında yaptığımız işten pek de bir karımız olmadığını görebilirsiniz. Kullandığımız propan gazı da ithal, 25 kiloluk hammadde alıyoruz. 25 kilosu yaklaşık 350-400 TL civarında değişiyor. Tanesini 20 TL’ye aldığımız çubukları 350 TL’ye aldığımız gazlarda işliyoruz. 30 TL’den satışa sunduğumuz ürünler var. Onlardan hiç kar etmiyoruz” dedi. Kılıç, yüksek maliyetlerin satışları düşürdüğünü ve kendilerini çok zorladığını dile getirdi. Son zamanlarda müşterilerin ürünleri pahalı bulmaya başladığını söyleyen Kılıç, “30 TL’ye sattığımız minimal biblolarımızın boyutlarına bakan bazı müşteriler kimi zaman, ‘Bu kadarcık şey 30 TL olur mu’ diyerek tepki gösteriyor. Ama arka tarafta, o küçücük şey dedikleri bibloların ne kadar maliyet ve zahmetle ortaya çıktığını bilmiyorlar. Döviz kurundaki artıştan biz de çok etkileniyoruz haliyle müşterilerimiz de etkileniyor. Bizim en büyük dezavantajımız hammaddede dışa bağımlı olmamız. Bu işi yapan ve bu işten kazandığı parayla yaşamını sürdürmeye çalışan çok insan var. Kimi meslektaşlarım bu işi kira ödemek zorunda oldukları dükkanlarında yapıyor. Bu tür sanatların döviz karşısında mücadele vermek zorunda kalması üzücü” diye konuştu.