Röportaj / Handan Korhan Yaralı

Çöp üretiminin azaltılması ve çöpün doğru yere atılması yönünde toplumda davranış dönüşümü sağlayarak, daha temiz bir çevre ve yaşam alanı oluşturulmasına katkıda bulunmak amacıyla Murat Vargı öncülüğünde 2015 yılında kurulan Çöpüne Sahip Çık Vakfı çevre bilincini artırmak için çalışmalarını sürdürüyor. Vakıf Genel Müdürü Emrah Bilge, tüketirken çevre bilincini göz önüne alarak, sürdürülebilir tüketim alışkanlıklarını edinmenin önemini vurguluyor. Geri dönüşüm tüketim bilincini yerleştirerek sıfır atık politikası Vakıf çalışmalarının ilk sırasında yer alıyor. Çöpüne Sahip Çık Vakfı Genel Müdürü Emrah Bilge, sorularımızı 9 Eylül Gazetesi için yanıtladı.

Çöpüne Sahip Çık Vakfı olarak hedeflerinizden bahseder misiniz?

Hedefimiz toplumun her kesiminde daha az çöp üretimi ve üretilen çöpün doğru yere atılarak doğru bir geri kazanım sürecine yönlendirilmesi konusunda yüksek bir farkındalık ve hassasiyet kazanılması. Bunun tüketim aşamasında başladığını biliyoruz. Yani ne kadar çöp üreteceğimiz, geri dönüşümü başarılı biçimde yapıp yapamayacağımız aslında tamamen neyi ne kadar tükettiğimize bağlı. Dolayısıyla çöpü azaltmak derken asında sürdürülebilir tüketim alışkanlıklarını benimsemekle ilk adımı atmayı kast ediyoruz.

Çöpün doğru yere atılması kavramını biraz açar mısınız?

Çöpün doğru yere atılmasını sağlayabilecek olan yalnızca bizleriz. Siz, biz, her bir birey bu konuda düşünerek hareket etmeli. Aslında sorunun çözümü çok basit, tüketirken, çöplerimizi atarken yalnızca kendimizi değil, diğer insanları ve doğayı da düşünmemiz yeterli. Bu, aynı zamanda çok da zor, çünkü yerleşmiş, günlük hayatımızın parçası haline gelmiş yanlış davranışlara sahibiz. Yanlış alışkanlıkları kırmak, bu davranışları değiştirmek sorunun neredeyse tamamının çözülmesi için dev bir adım olacak.

Sıfır atık politikasını nasıl uygulayabiliriz?

Sıfır Atık sistemi şu anda dünyada benimsenen döngüsel ekonomi yaklaşımına dayanıyor. Döngüsel ekonomi kavramında her atık, her çöp bir başka sektörün hammaddesidir, böylece üretilen hiçbir şey atılmaz, hep geri dönüştürülerek yeniden hammadde olarak kullanılır. Dünyanın sınırlı kaynakları ve giderek artan insan nüfusu karşısında insanlığın geleceği bu yaklaşımın benimsenmesine bağlı. Çünkü doğaya bıraktığımız birçok atık yüzlerce, hatta binlerce yıl orada kalarak zarar vermeye devam ediyor.

Çok basit gibi görünen bazı uygulamaların hem çevreye hem ekonomiye büyük katkısı var. Bu konu hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Aslında bütün mesele bu farkındalığı ve hassasiyeti taşıyor olmak. Bu gerçekleştikten sonra çöpü doğru yere atmak için etraftaki konteynerlerin yerini öğrenmek, çöpün atılacağı doğru yeri bulmak çok kolay. Geri dönüşümü yaygınlaştırmanın yalnızca doğaya ve çevremize değil, ülke ekonomisine de yararı var. Tüketim alışkanlıklarımızı şu üç kelime etrafında şekillendirmek sorunların tümünün çözümü:

Reddet-Sana sunulan her şeyi tüketmek, satın almak zorunda olmadığını aklından çıkarma. İhtiyacın olmayan ürünlere ve tek kullanımlık ürünlere hayır de.

Azalt-İhtiyacın kadar tüket

Yeniden kullan-Atmadan önce işe yarar mı, başkasının işine yarar mı diye düşün.

Geri dönüştür-geri dönüştürülebilir tüm atıklarını geri dönüşüme yolla.

Çoğu zaman elimizdeki çöpü atacak çöp kutusu bulamıyoruz. Bu anlamda bir çalışma yapmayı düşünüyor musunuz?

Çöpüne sahip çık kavramı tam da bu demek. Ürettiğimiz her çöpten biz sorumluyuz, çöp kutusu yok diyerek çevreye atmak aslında bu sorumluluktan kaçmak anlamına geliyor. Dünyada temizliği ile bilinen pek çok ülkede de sokaklarda çöp kutusu bulunmuyor, ama insanlar yere çöp de atmıyorlar. Çöp kutusu olmayan bir noktada isek ona ulaşana kadar çöplerimizi gerektiğinde elimizde, cebimizde veya çantamızda taşıyabiliriz. Adım başı çöp kutusu koyulsa inanın bunları da az ya da uzak bulacaklar olacaktır.

Denizler, sokaklar, ormanlar… Kirletmediğimiz yer kalmadı. Çevreye karşı duyarlılığı nasıl arttırabiliriz?

Farkındalık kampanyaları, ilkokulda başlayan eğitimler, belediyelerin vatandaşları konunun içine çekebildiği kampanya çalışmaları ile sağlanabilir. Ancak sorunun temelinde bilgi eksikliğinden çok özensizliğin yattığını da unutmamak gerek. Çevreye çöp atmanın kötü olduğunu kimseye öğretmeye gerek yok, bunu zaten hepimiz biliyoruz. Burada önemli olan bu bilgimizi davranış ve tutumlarımıza yansıtarak çöpümüzü çöpe atmayı bir alışkanlık haline getirmek.

Naylon poşetlerin ücretli olması sizce doğru ve yeterli bir uygulama mı?

Bir plastik poşetin ortalama kullanım süresi 12-15 dakika, ancak doğada kalma süresi ise 1000 yılı bulabiliyor! Yani bir poşeti bir şeyi 10 dakika taşımak için alıp sonra atıyoruz, o da attığımız yerde bin yıl kalabiliyor. Dünya genelinde yılda kullanılan poşet sayısı 1 trilyonun üzerinde! Bunların 1000 yıl doğada kaldığını da düşününce sorunun ciddiyeti ortaya çıkıyor.

Sorunun tek çözümü daha az plastik poşet kullanmak. Poşetlerin bedava verilmemesi aslında bunu amaçlıyor. Bedel karşılığı aldığımız şeyden tasarruf etmek isteyecek, belki bir poşeti bir kez yerine defalarca kullanacağız. Belki de yanımızda filelerimizi ya da bez çantalarımızı taşımaya başlayacağız. Sonuç olarak zamanla daha az poşet kullanmış olacağız. Poşetlerin ücretli olmasının amacı tam da bu ve bu sistem dünyanın birçok ülkesinde yıllardır başarıyla uygulanıyor. Türkiye’de de aradan geçen zamanda plastik poşet kullanımının ciddi oranda azaldığını Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verilerinden görebiliyoruz.

Neyi nasıl dönüştürebiliriz konusu da var. Çok bilgi sahibi değiliz maalesef bu konuda.

Plastik, metal, cam, kâğıt, elektronik atıklar, ve atık yağlar doğru yere atıldığı sürece geri dönüştürülebilir. PET şişeler, plastik bardaklar, naylon poşetler, ambalaj atıklar plastik atık kutusuna; ofis kâğıtları, gazeteler, dergiler, kutu ve koliler, kâğıt bardaklar, paket kâğıtları, kâğıt torbalar kâğıt atık kutusuna; metal meşrubat/konserve kutuları ve diğer metal atıklar ise metal atık kutularına atılmalı. Kamusal alanlarda ambalaj atıkları konteynerleri cam hariç tüm geri dönüştürülebilir atıkların (plastik, metal, kâğıt, kompozit ambalaj gibi) atılması için uygun. CAM ise hepimizin sokaklarda rastladığı ayrı KUMBARALAR içerisinde toplanıyor.

Bu arada unutmadan söyleyelim, organik atıkların ve sıvıların bu geri dönüşüm kutularına atılması ilgili malzemelerin geri dönüştürülmesini zorlaştırır. Bu nedenle organik atıkların bu kutulara atılmaması gerekiyor.

Daha temiz bir dünya için “ben” ne yapabilirim?

Daha az çöp üretmenin sırrı bilinçli tüketmekten geçiyor. Aldığınız ürünlerin daha az ambalaj malzemesi içermesine dikkat edebilirsiniz.

Bir şeyi çöpe atmadan önce bir kez daha düşünebilir, kendiniz kullanmaya devam edebilir, ya da ihtiyacı olan birine verebilirsiniz.

Tek kullanımlık ürünler yerine depozitolu ya da yeniden kullanılabilir ürünleri tercih edebilirsiniz.

Tek kullanımlık ve alternatifi olan bazı ürünleri (plastik tabak, çatal, bıçak, plastik pipetler, kullan-at ürünler) mümkün olduğunca kullanmamaya çalışabilirsiniz.

Plastik poşet kullanmak yerine file ya da kumaş alışveriş çantası kullanabilirsiniz.

Ürettiğiniz çöpleri ayrıştırarak doğru yere atabilir ve geri dönüşüme yönlendirebilirsiniz.

Çöpümüzü asla çevreye değil, yalnızca çöpe atmayı alışkanlık haline getirerek, hayatımızda çok küçük değişiklikler yaparak çevre konusundaki sorumluluğumuzun hakkını verebiliriz.