Haber/ Serkan Talan

Son dönemde farklı meslek gruplarından kariyer sahipleri şehrin gürültüsünden stresinden uzaklaşıp doğayla ve toprakla buluşmak için mesleklerini bırakıp köylere yerleşiyorlar. Ancak Mersin Üniversitesinden KHK ile ihraç edilen ihraç barış akademisyeni Betül Yılmaz Bayraktar’ın durumu farklı. Eşiyle birlikte aynı KHK ile ihraç olan Yılmaz ihracı sonrası farklı iş kollarında uğraşsa da en çok sevdiği, çiftçilik yapmak. İhracı sonrası Bayraktar, Mersin’in zirvesi Toroslarda organik tarım yapmaya karar vermiş. Geçinmek için farklı iş kollarında çalıştığını ancak en çok da tarımsal faaliyetlere ağırlık verdiğini belirten Bayraktar “Burada organik tarım yapmaya çalışıyoruz. Daha işin başındayız. Hem işi öğreniyor hem de geliştiriyoruz. İhracım sonrası asıl işim burası oldu. Hem üretiyor hem de burada stres atıyorum. Ayrıca atık yiyecekleri de değerlendirerek ekolojik tarımda gübre olarak kullanmaya başladık” diyor.

Zeytincilikle birlikte mevsimine göre sebzeler yetiştirdiklerini belirten Bayraktar amacının işleri daha da büyütmek olduğunu dile getiriyor. “Burada üniversiteden daha özgürüm” diyen ihraç akademisyen Yılmaz üniversiteye şu ortamda dönmeyi düşünmediğini dile getiriyor.

406 Akademisyen açığa alındı

11 Ocak 2016 yılında “Bu Suça Ortak Olmayacağız” adlı bildiriye imza atan 2 Bin 212 akademisyenden bazıları gözaltına alındı bazıları ise çalıştıkları üniversiteler tarafından açığa alınmıştı. 15 Temmuz darbesi sonrası ilan edilen KHK’larla birlikte 406 imzacı akademisyenin görevlerine son verildi. Bununla kalınmayıp bu akademisyenlerin pasaportlarına el kondu ve kamuda çalışmaları, akademisyen olarak mesleklerini yapmaları yasaklandı.

Barış Bildirisine imza atan akademisyenlerden Bediz Yılmaz Bayraktar yaşadığı süreçte en çok öğrencilerinden ve ailesinden destek bulduğunu belirterek Almanya’da burslu okuduğu halde bırakıp ülkesine geri döndüğünü belirtiyor.

İhraç olduktan sonra Mersin’de, ihraç akademisyen arkadaşlarıyla Kültürhane’yi kurduklarını belirten Bayraktar ekonomik anlamda çeşitliliği arttırmak gerektiği için farklı iş kollarında çalıştığını ifade ediyor.

Organik tarım yapıyorlar

Organik tarım bahçesini finanse etmek ve büyütmek için farklı işler yapmaya devam ettiğini aktaran Bediz Yılmaz Bayraktar ancak asıl işinin artık bu olduğunu ve 2 yıldır tarımsal ürettim yaptığına dikkat çekiyor.

Yaptığı organik tarımla ile ilgili bilgiler veren bayraktar şunları söylüyor: “Burası Torosların zirvesinde 500 rakımlı, 110 ağacı olan bir zeytin bahçesi. Zeytin üretimi dışında bostan alanında mevsimine göre sebze yetiştiriyoruz. Benim dahil olduğum Gıda Topluluğu var. Bu grupla birlikte satışımızı yapıyoruz. Zehir kullanmıyoruz. Organik tarım sertifikamız yok ancak organik tarım ilkelerine göre çalışıyoruz”

“Üretmek özgür hissettiriyor”

Üretimde kompost meselesine büyük önem verdiklerini aktaran Bayraktar, “Yani atık yiyecekleri toprağın döngüsünde kullanıyor, burada gübre olarak değerlendiriyoruz” diyor. İnsanın elleriyle yapacağı bir şey olduğunda bu hayata tutunmayı gerçekten kolaylaştırdığını aktaran ihraç akademisyen Bediz Yılmaz “Toprak, hayata tutunmama sebep oldu. Sadece ekonomik anlamda değil psikolojik anlamda da. Bahçede yaptığınız her şey ürüne dönüşüyor. Onun verdiği hazın tarifi yok bende. İstedikleri yerden ihraç etsinler o tohumun büyümesini elimizden alamazlar. Gerçekten vız gelir tırıs gider. İyi bile oldu attıkları” diye konuşuyor.

KHK'lılara tavsiyesi var

Özellikle KHK ile ihraç edilen çok sayıda kişinin tek bir iş üzerine odaklandıklarını kendisinin böyle olmadığı için süreci daha rahat atlattığını belirten Bayraktar, “Çok çeşitli ilgi alanım da olduğu için şanslıyım. KHK’lılara tavsiyem üretmeye devam etmeleri. Çeşitlilik göstermeleri. Örneğin piyanist bir arkadaşım vardı ihraç olduktan sonra hobisi olan seramik işiyle uğraşmaya başladı. Bu da bana örnek oldu ve beni çok etkilemişti. Şimdi o arkadaşım Nesin Matematik Köyüne gitti ve seramik atölyesi sorumlusu oldu” ifadelerini kullandı.

Biyo çeşitlilik ne kadar ekolojik denge için önemliyse toplumda da farklı seslerin çıkmasının o kadar önemli olduğunu düşünen Bayraktar “Farklılıkların birlikte yaşaması ortamının oluşması ve bunun desteklenmesi gerekiyor. Kimsenin milliyeti, dini inancı, cinsiyeti nedeniyle üstün olmadığı bir ortam istiyorum” diyor.

Mücadeleye devam edeceğim

Arkadaşlarının burada ürettiği ürünlerden dayanışma adına almasının kendisine ve buradaki ileriye dönük bu işi geliştirme noktasında güç verdiğini dile getiren KHK’lı Akademisyen Bediz Yılmaz Bayraktar gelecekle ilgili şu mesajı veriyor:

“İşime geri dönme gibi bir beklentim ya da umudum yok. Ancak bu bizim hakkımız ve bunu geri alacağız. Bu mücadeleden vazgeçmeyeceğim. Aramızdaki dayanışma bize, bütün baskılarda üretecek ve söylenecek şeyler olduğunu gösterdi. 4 yılda kurduğumuz ortaklaşmalar çıkardığımız her ses ileriye dönük umut verici gelişmeler”

Gelir durumunun iyi olmadığını eski gelire ulaşmak için farklı işler yapmak zorunda kaldığını Bayraktar “Şu anki özgürlük üniversiteki özgürlükten çok çok daha kıymetli. Üniversite de olmak kabus gibi geliyor. Öğrencilere bir gelecek sunamıyoruz ki. Böyle bir ortamda üniversitede nasıl çalışılır bilemiyorum” sözleriyle üniversiteye geri dönemk istemediğini sözlerine ekliyor.