Tam 166 gün oldu.
Bugün Gökmen Ulu, uzunca bir aradan sonra yeniden hakim karşısına çıkacak.
Deliller toplanamadı, delil karartma olasılığı var ve benzeri gerekçeler bugün mahkeme salonunda ete kemiğe bürünecek.
Kim ne demiş, kim ne ifade vermiş daha net anlayacağız.
***
Gökmen'i Karşıyaka'daki evinin önünden uğurlarken içimizi kaplayan hüzün, bugün sevince mi dönecek, yoksa esaretin uzatılmasına mı karar verilecek?
Gönlüm güle oynaya Silivri'den çıkması.
Sevdiklerine, özgürlüğüne kavuşması...
Ama bu günlerde hiç de belli olmuyor.
Umudu kaybetmeden, büyük bir haksızlığın ortadan kaldırılmasını beklemek hepimizin hakkı.
***
BM'nin düşünce ve ifade özgürlüğü Özel Raportörü David Kaye, Türkiye'deki tutuklu gazetecilerin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşınan dosyaları konusunda AİHM'e sunduğu görüşte “Türk yargısı, Türkiye'nin kendi vatandaşlarına karşı gerçekleştirdiği ifade özgürlüğü ihlallerinde yeterli korumayı sağlamakta aciz ve isteksiz…” diyor.
Haksız değil...
Halk arasında, “Kanseri gösterip sıtmaya razı etmek” deniyor buna.
***
166 gündür Gökmen'e yapılan da bu.
Sadece işini yapan, bunu yaparken de sadece gerçeği arayan bir gazeteciye, başka türlü nasıl olur da “Terör örgütüne üye olmamakla birlikte, terör örgütüne yardım etmek” suçlaması yöneltilir.
Üyesi değilsin ama yardım ettin...
Neden?
Nedenini kimsenin bildiğini sanmıyorum.
Gökmen'in de...
***
Gökmen Ulu ile birlikte Türkiye'de hakkında dava açılan, soruşturma yürütülen gazetecilerin pek çoğu için durum aynı aslında.
“Seni filanca aramış, o kişi şimdi terör örgütü üyesi olmaktan tutuklu, öyleyse sen de onlara yardım ettin, sen de gel bakalım” diyen bir hukuk düzeniyle karşı karşıyayız.
Bir yanda, “Oraya gitmiş bu toplantıya katılmış, buraya para yatırmış ama, bu onu örgüt üyesi yapmaz” diye salıverilen ağa babalar var, diğer yanda küçücük çocukları ile ısrarla içeride tutulan kadınlar, haber yapıp, yazı yazarak terör örgütünü destekledin denilen gazeteciler.
***
Türkiye'nin hukuk ekseninin kayması en çok masum insanları vuruyor.
Ensesi kalınlar her devirde olduğu gibi bir yolunu bulup yırtıyor.
Böyle olunca da sıradan insanların adalet duygusu zedelendiğinden hak aramaktan korkar oluyorlar.
Mafyanın ortaya çıkıp, kendine çevre edinmesinin de nedeni bu değil mi?
Oysa bir ülkede tek mafyalaşmaması gereken adalet...
***
Böylesine karışık duygularla, Gökmen'in bugünkü duruşma sonucunu bekliyorum.
Umudum var....
Kaygılarım da var.
Kaygılarımı bir kenara bırakarak, gülen gözlerle Gökmen'in Silivri'den çıkmasını bekliyorum.
Çok şey mi istiyorum...