Resmî Gazete’de yayımlanan yeni bir genelge ile 16 Mayıs günü, artık her yıl Ulusal Erişilebilirlik Günü olarak anılacak. Cumhurbaşkanlığı kararı ile yürürlüğe giren bu adım, erişilebilirlik kavramının yalnızca bir fiziksel düzenleme değil, aynı zamanda bir temel insan hakkı olduğuna vurgu yapıyor. Kararın altını çizdiği nokta ise net: Her birey, hiçbir ayrım gözetmeksizin toplumun sunduğu tüm hizmetlere eşit, bağımsız ve güvenli bir şekilde erişebilmelidir.
Engelliler ve yaşlılar için farkındalık hedefi
Genelgede özellikle engelliler ve yaşlılar başta olmak üzere, hareket kabiliyeti sınırlı bireylerin toplumda yer bulmasının önemine dikkat çekildi. Bu bireylerin sağlık hizmetlerinden eğitime, ulaşımdan sosyal yaşama kadar her alanda yardımsız ve bağımsız biçimde yaşayabilmesi, sadece insani bir zorunluluk değil, aynı zamanda çağdaş bir toplumun temel ölçütü olarak değerlendiriliyor.
Kamu ve özel sektör için ortak sorumluluk çağrısı
Yayımlanan genelgede, yalnızca bireylerin değil, kamu kurumları, özel sektör temsilcileri, tasarımcılar, üreticiler, denetim ve ruhsat mercilerinin de bu konuda aktif rol üstlenmeleri gerektiği vurgulandı. Erişilebilirliği sağlamanın yalnızca bir “iyilik” değil, bir toplumsal sorumluluk olduğu ifade edildi. Ayrıca bu sorumluluğun yerine getirilmesinde denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi gerektiği belirtildi.
Erişilebilirlik kültürü oluşturulacak
Yeni düzenleme, erişilebilirlik kültürünün kalıcı hale getirilmesini amaçlıyor. Bu kapsamda her yıl, 10-16 Mayıs Engelliler Haftası içinde yer alan 16 Mayıs tarihinde çeşitli etkinlikler düzenlenecek. Etkinliklerin koordinasyonunu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı yürütecek. Yayımlanan genelgede, bu süreçte kamu kurumlarından özel destek ve kolaylık göstermeleri de talep edildi.
Logo, bilinç ve sürdürülebilirlik vurgusu
Genelge yalnızca bir günü kutlamaya değil, aynı zamanda bir dönüşümü teşvik etmeye odaklanıyor. Bu çerçevede erişilebilirlik logosunun daha görünür hale getirilmesi, bu logonun bilinirliğinin artırılması ve erişilebilirliğin gündelik hayatın bir parçası olması adına çalışmalar yürütülecek. Bu çabaların uzun vadede sürdürülebilirlik kazanması ve sonraki kuşaklara aktarılması da hedefler arasında.
Erişimin olmadığı yerde eşitlik mümkün değil
Genelgede geçen dikkat çekici ifadelerden biri de şu oldu: “Erişilebilirlik, sadece kendi başına bir hak değil; aynı zamanda diğer hakların kullanılabilmesinin de temelidir.” Bu vurgu, özellikle sağlık, eğitim, iletişim gibi alanlarda erişimin olmadığı durumlarda, bireylerin anayasal haklarını dahi kullanamayacağı gerçeğini gözler önüne seriyor. Eşit yurttaşlık ilkesi, ancak herkesin aynı düzeyde hizmete ulaşabildiği bir yapıyla anlam kazanabiliyor.
Kamuoyu bilinci oluşturmak öncelik
Genelgede belirtilen bir diğer önemli hedef ise, toplumun geneline hitap eden bir kamuoyu farkındalığı yaratmak. Yalnızca erişimi olmayanlar için değil, erişimi olanlar için de bir bilinç düzeyi inşa edilmesi planlanıyor. Özellikle şehir planlamasından yazılım geliştirmeye kadar birçok alanda, erişilebilirliği önceliklendiren bir anlayışın yerleşmesi bekleniyor.
Tüm kamu kurumlarına çağrı: Öncelik verin
16 Mayıs’ın Ulusal Erişilebilirlik Günü olarak kutlanmasına dair genelgede, kamu kurumlarına net bir talimat da iletildi. Bu kapsamda düzenlenecek tüm etkinliklerin ihtiyaç duyduğu maddi, lojistik ve operasyonel desteğin öncelikli olarak sağlanması isteniyor. Böylece günün yalnızca bir sembol olmaktan çıkıp, gerçekçi bir dönüşüm aracı haline gelmesi hedefleniyor.