Bugün 23 Nisan 2024. Ankara'da kurulan, zamanına göre hayli demokratik bir yönetimle, Atatürk'ün liderliğinde Kurtuluş Savaşı’nı kazanan Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 104'üncü yıldönümü. 23 Nisan 1920'de açılan Meclis, hem Osmanlı'daki demokratikleşme çabalarını hem de Sevr ile yerlere serilen özgürlük ve bağımsızlık sancağını Anadolu'ya, onu yeniden göklere yükseltecek olan gücün gerçek sahibi halka taşıdı. Atalarımız, özgürce serpileceğimiz güzel vatanı kazandırdılar. Az zamanda çok işler başaran Türkiye, bilimsel düşünce, hukuk resepsiyonu, eğitim, sağlık, tarım ve sanayi dahil birçok alanda hayal edilemeyecek kadar ileri gitti. 

Daha 1940'larda Türkiye, çok partili demokratik sisteme evrildi; 1950'de seçimler yolu ile iktidarı değiştirme olgunluğuna erişerek çağdaş medeniyet düzeninin bir parçası olduğunu dünyaya gösterdi. Fakat çoğunlukçu anlayış1960’ta kırılmaya neden oldu. Ancak erişmiş olduğumuz aydınlanma ile İkinci Dünya Savaşı’ndan dersler de çıkararak 1961 Anayasası ile oldukça ileri bir demokratik düzen tasarladık. Fakat demokrasi kültürümüz aynı seviyede gelişmemişti. 1972'de 12 Mart, 1980'de 12 Eylül kırılmaları ve geri gitmeler sonucunda demokrasimiz, günümüzde fiili olarak 1960 öncesindeki çoğunlukçu güçler birliğine geriledi. Yargı alanında ise 1950 öncesinden de kötü seviyedeyiz. 

***

İnsan uygarlığının yapay zeka ve uzay teknolojileri ile devasa bir zıplamaya doğru ilerlediği bilgi ve iletişim çağında, halkın bilinci, tarihte örneği görülmedik derecede ileri. Halk, orta demokrasi sorunlarını hızla geride bırakarak ülkemizin ileri ve öncü bir yere getirilmesini talep ediyor. 

Ülkemizi yükseltmek ve dünyanın en ileri ülkeleri seviyesine getirmek ülküsü ile kurduğumuz Daha İyi Yargı Derneği'ni, geliştirmiş olduğu yenilikçi çözüm önerilerini tanıtmak için uluslararası faaliyetlere önem veriyoruz. Önerilerimizi uluslararası kuruluşlara ve diğer ülkelerin temsilcilerine anlatıyor, eşitler arası seviyede tartışmaktan, muhataplarımızdan saygı görmekten gurur duyuyoruz. Bunu yaparken Türkiye’nin karanlıklara gömülmüş bir ülke olmadığını, ülke sorunlarına halkın yenilikçi çözümler bulabildiğini göstermiş oluyoruz. 

Bu amaçla geçen hafta Fransa’nın Strazburg kentinde, Türkiye’nin de 1949’da “kurucu üye”si olduğu Avrupa Konseyi’nde ve Parlamenterler Meclisi’nde, Avrupa Konseyi İzleme Komitesi Üyesi Avusturyalı parlamenter Stefan Schennach, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Birleşik Krallık Delegesi George Foulkes, Avrupa Konseyi Hukuk İşleri ve İnsan Hakları Komitesi Başkanı İngiliz parlamenter Richard Keen, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiserliği Ofisi Direktör Yardımcısı Erliha Bicakcic, Avrupa Konseyi Hukuk Yoluyla Demokrasi Komisyonu (Venedik Komisyonu) Seçimler ve Siyasi Partiler Bölüm Başkanı Pierre Garrone, eski Yunanistan Dışişleri Bakanı ve Başbakanı, hâlen Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Siyasi İşler ve Demokrasi Komitesi Genel Raportörü Yorgo Papandreu,eski İngiliz İşçi Partisi lideri, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Üyesi Jeremy Corbyn, Parlamenterler Meclisi Liberaller ve Demokratlar Grubu (ALDEGroup) delegasyonu ve Birleşik Kralık Avrupa Konseyi Daimi Temsilcisi Sandy Moss ile görüştük.

“Türkiye'nin Orta Demokrasi Sorunları ve Çözüm Yolu” ve yenilikçi 9 adet çözüm önerisini açıkladığımız "A'dan Z'ye Türk Yargı Reformu" isimleri ile yayınlanan eserlerimiz büyük ilgi ve kabul gördü. Kaliteli yargı hizmetini tanımlayan ve üretimini düzenleyen, tüm kararları yargı denetimine tâbî, şeffaf, hesapverir ve kapsayıcı Adalet Yüksek Kurumu önerimiz özel ilgi çekti. 

***

Yaklaşık sekiz-dokuz yaşındayken, henüz elektriğin erişmediği, Güney Toroslar’ın ücra bir köşesindeki Dereköy'ün ilkokulunda 23 Nisan bayramlarında elime verilen metinleri köylülere ve okul arkadaşlarıma okurken ayrı bir heyecan duyardım. Yaklaşık 55 sene sonra uluslararası temaslarda da aynı heyecanı duyuyorum. Bu vesile ile Strazburg'dan memleketime hasretle selam ediyor ve bu güzel günü daha bir heyecanlı ve gururlu olarak kutlamak istiyorum. Atalarımızın nice zorluklara katlanarak, topraklarımızın her yanında şehit kanı dökerek kazanıp çocuklarımıza hediye ettiği bu bayramı bilinçli olarak kutlayalım. Özgürce serpileceğimiz bir vatana ve kendi geleceğimizi kendi kendimize belirleme hakkına sahip olmanın değerini tekrar hatırlayalım ve ulusumuzun dünyadaki yerini hep yukarı taşımak için çabalayalım. 

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun!