Uzmanlar uyarıyor: Deodorant kullanırken bu hatalara düşmeyin Uzmanlar uyarıyor: Deodorant kullanırken bu hatalara düşmeyin

MUSTAFA OĞUZ- Hasan Usta’nın 100 yıl önce Urla’da başlattığı fırıncılık serüveni, bugün torunlarının torunlarıyla hâlâ aynı sıcaklıkta sürüyor. Ama artık taş fırının başında sadece ekmek değil, bir gelenek pişiyor. Gürcan ve Serap Konal’dan sonra, Özge Konal Akşehirli, Efe Konal ve gelinleri İpek Ensar Konal, dedelerinden kalan bu kıymetli mirası hem yaşatıyor hem de kadın emeğiyle büyütüyor.

B16Ea669 286C 46F7 88C0 842Aa00161E9

Konal markası, sadece bir fırın değil artık; geçmişin tadını bugünün damak zevkiyle buluşturan bir yaşam alanı. Taş fırında odun ateşinde pişen çavdar ekmekleri, el açması börekler, susamlı pişiler, ev yapımı reçeller ve salçalar… Hepsi kadınların ustalığı, titizliği ve sevgisiyle hazırlanıyor. Serpe kahvaltı sofraları, sadece doyurmakla kalmıyor; Urla’nın ruhunu, bir ailenin yüz yıllık emeğini tattırıyor.

Ve bu öykünün kalbi, restore edilmiş bir Rum konağında atıyor. Her köşesinde bir hatıra, her eşyasında bir geçmiş saklı. Dededen kalma eşyaların arasında, annelerin, gelinlerin, torunların el emeğiyle dolu sofralarda, zaman biraz yavaşlıyor. Müşteriler yalnızca kahvaltı etmiyor, tarihle, kültürle, kadın eliyle yoğrulmuş bir sıcaklıkla buluşuyor.

Bugün Konal markası sadece Urlalıların değil, yolu Ege’ye düşen yerli ve yabancı birçok lezzet tutkununun da uğrak noktası. Ve belki de en güzeli, 100 yıllık bu hikâyede kadınların rolü sadece mutfakta değil; yönetimde, üretimde ve geleceği kurma yolunda başrolde.

Kadın eli değdi mi her şey güzelleşir derler… Konal’ın hikâyesi, bu sözü lezzetle ispatlıyor.

Kaynak: MUSTAFA OĞUZ