İskender Pala, yeni kitabı “kalp” de, kalbe dair ne varsa yazmış.Tavsiye

ederim. Felsefesinden fizyolojisine her okumaya layık bir organımız kalp.

Yukarıdaki rakam, ortalama bir kalbin bir günde yaptığı atım sayısıdır. Bu muazzam organa özel olarak bu haftayı “Kalp Sağlığı” haftası olarak geçirmekteyiz. Bu hafta yapılan çeşitli etkinliklerde, kalbin bir organ olarak çok özel yapısına dikkat çekmenin yanısıra sürdürülebilir kalp sağlığı önerileri üzerinde de toplumu bilinçlendirmek ön plandadır.

Kalp, büyüklük olarak her insan için yumruk ölçütünde düşünülebilir. Dolaşım sisteminin merkezi olarak taşıma, vücut ısısının kontrolü, mikroorganizmalara karşı lenfatik sistemle beraber savunma görevlerini durmaksızın gerçekleştirirken, kendisine özel arter, ven ve sinirlerini kullanır.

Son yıllarda göreceli olarak refahın artması, sosyal koşulların düzelmesi ile beraber gelişen tıp teknolojisi ve etkili sağlık hizmetleri sonucu insan ömrünün uzaması, toplum demografisindeki giderek artan yaşlı nüfus paralelinde kalp hastalıkları sayısında da dramatik yükselmelere yol açmıştır.

Bu hastalıkları hipertansiyon, damar sertliği sonucu görülen koroner damar kökenli kalp krizi ve felçler, kalp yetmezlikleri ile kalp dokusuna özel iletim kusurları şeklinde bir kalemde saymak mümkün.

Hipertansiyon, neredeyse her 5 kişiden birisinde görülen bir hastalık, yaş 55’leri geçtiğinde ise her iki kişiden birisinde rastlanılmakta. Hipertansiyon, beyin kanamasından böbrek yetmezliğine, inmeden körlüğe kadar bir çok hastalık için zemin hazırladığından çok önemli bir hastalık grubudur.

Tedavisinin yapılmaması yaşamsal sonuçlara yol açabilmektedir.

Damar sertliğinde, damar duvarlarında bozulma ve yapısal değişiklikler sözkonusudur. Kolesterol ve bazı hücrelerin birikimi, damarı daraltmakta ve zamanla tıkanıklığa neden olmakta, kriz ve felç ile sonuçlanan klinik gidişe yol açmaktadır. Diyabet gibi kronik hastalıklar ile sigara içimi damar sertliğinde hazırlayıcı ya da tetikleyici nedenler olarak karşımıza çıkar.

Kongenital Kalp Hastalıkları, kalp kapağı hastalıkları ve kalp ritmini bozan hastalıklar diğer grup hastalıklar olarak karşımıza çıkar. Akciğer gibi diğer organ hastalıkları ile kansızlık gibi tüm organizmaya tesir eden hastalıklar da kalbi etkilemekte, bazı belirtilere yol açabilmektedir.

Günümüz toplumlarında, en sık ölüm nedenlerinin başında kalp ve damar hastalıkları gelmektedir ve bu konuda toplum bilincinin arttırılması, sağlıklı bir toplum için kilit öneme sahip olarak görülmektedir.

TÜİK verilerinde de belirtildiği gibi, her 10 ölümden 4’ünün ülkemizde kalp ve damar sistemi hastalıkları kaynaklı olduğu göz önüne alındığında, yılda 31 milyon 004 yüz bin kez atan kalbimize, Akdeniz tarzı diyet tercih ederek, sigara içmeyerek, egzersiz yaparak ve ideal kilomuzu koruyarak yardımcı olabiliriz.