21 Haziran Cumartesi günü, milyonlarca öğrenci ve velisi için aylardır süren maratonun ilk önemli durağı geride kaldı. ÖSYM tarafından düzenlenen üniversite sınavının birinci basamağı olan TYT, 2 milyon 560 bin adayın ter döktüğü 165 dakikalık bir zihin ve zaman yönetimi mücadelesine sahne oldu. Sınavın bitiş düdüğüyle birlikte, salonlardaki sessizliğin yerini, sosyal medya platformlarında adeta bir "dijital mahkeme"nin gürültüsü aldı. Adaylar, her bir soruyu masaya yatırırken, sınavın zorluk derecesi, çeldirici şıklar ve özellikle akıllarda kalan "o" sorular, Twitter (X) ve eğitim forumlarında hararetli tartışmaların fitilini ateşledi.

Adayların ilk tepkileri, sınavın genel karakterine dair önemli ipuçları veriyor. Bu yılki sınavın, sadece bilgi ölçmekten ziyade, okuduğunu anlama, yorumlama, mantık yürütme ve en önemlisi zamanı doğru kullanma becerilerini ön plana çıkardığı görülüyor. Her adayın kendi kitapçığındaki sorularla verdiği bireysel mücadelenin ardından, şimdi milyonlarca farklı tecrübe, ortak bir kamuoyunda birleşerek sınavın genel panoramasını oluşturuyor. Bu panorama, özellikle Türkçe ve Matematik testlerinin bu yılki sıralamalarda kilit rol oynayacağını gösteriyor.

Türkçe testinde paragraf ormanı, adayları zamanla yarıştırdı

Bu yılki TYT'de adayların üzerinde en çok birleştiği konu, Türkçe sorularının yapısı oldu. Neredeyse tüm adaylar, Türkçe testinin uzun ve yoğun paragraflardan oluştuğunu, bu durumun da ciddi bir zaman baskısı yarattığını dile getirdi. Geçmiş yıllara benzer şekilde, sınavın bu bölümü bir dil bilgisi testinden çok, bir okuduğunu anlama ve yorumlama maratonu şeklinde tasarlandığı yorumları yapıldı. Bir adayın "Türkçe'de anlam bilgisi ve paragraf dışında bir konuda sorusu gören var mı yoksa benim kitapçıkta mı sorun vardı?" şeklindeki esprili sitemi, aslında testin genel karakterini özetliyordu.

Bakanı Tekin duyurdu: Okullarda kıyafet yönetmeliği değişiyor
Bakanı Tekin duyurdu: Okullarda kıyafet yönetmeliği değişiyor
İçeriği Görüntüle

Paragrafların uzunluğu, adayları sadece bilgi yönünden değil, konsantrasyon ve dayanıklılık açısından da zorladı. Birçok öğrenci, "Türkçe çok ikilemde bırakıyordu, iki şık arasında kalmaktan yoruldum" diyerek çeldiricilerin gücüne dikkat çekti. Ancak bazı adaylar ise paragrafların uzun olmasına rağmen anlamın net olduğunu ve şıklarda çok fazla oyun yapılmadığını belirterek, "Türkçe geçen seneye göre kolaydı, direkt okuduğunu anlama sormuşlar" yorumunu yaptı. Bu durum, Türkçe testinin, okuma alışkanlığı yüksek ve dikkatini uzun süre toplayabilen adaylar için bir avantaj, diğerleri için ise ciddi bir zaman tuzağına dönüştüğünü ortaya koyuyor.

Matematikte akıl oyunları: Kimine 'tarihin en kolayı', kimine 'anlaşılmaz bir labirent'

Eğer bir test adayları bu kadar net bir şekilde ikiye bölebildiyse, o da kesinlikle Matematik testiydi. Sosyal medyadaki sınav yorumları, Matematik soruları konusunda tam bir kutuplaşma olduğunu gözler önüne seriyor. Bir grup öğrenci, "Matematik belki de son yılların en kolayıydı" veya "Sınav aşırı basitti, matematik 30 dakikada bitti" gibi iddialı yorumlarla sınavı rahat geçirdiğini belirtirken, diğer bir grup ise soruların karmaşıklığından ve işlem yoğunluğundan yakındı.

Özellikle bir adayın "Matematik çok da zor değildi sadece AŞIRI KARMAŞIKTI. Soruyu anlamadım ki çözeyim" şeklindeki yorumu, bu ikinci grubun hislerine tercüman oldu. Viral olan "çiçekçi sorusu", "muz-ananas sorusu" ve "TYT'ye kalan gün sorusu" gibi problemler, birçok adayın uzun dakikalarını alırken, bazıları içinse keyifli birer akıl oyununa dönüştü. "Denemelerde Matematik soruları daha fazla zorlayıcıydı. Bu yıl sayısal soruları daha rahat çözdüm" diyen adayların varlığı, ÖSYM'nin bu yılki Matematik testinde, ezberden çok mantık yürütme ve problem çözme becerisini ölçmeyi hedeflediğini gösteriyor. Bu nedenle test, kimileri için bir fırsat, kimileri içinse beklenmedik bir engel olarak kayıtlara geçti.

Felsefedeki 'kuşku' sorusu elek oldu, fen bilimleri ise sürpriz yaptı

Sınavın sıralamalardaki belirleyici ve "elek" olarak tabir edilen sorusunun hangisi olduğu tartışmalarında ise bir soru açık ara öne çıktı: Felsefe testindeki "kuşku" sorusu. Sosyal Bilimler testinin genel olarak yoruma dayalı ve orta zorlukta olduğu belirtilirken, bu tek soru adeta bir fenomene dönüştü. Bir öğrencinin, "Yalnız bu felsefede kuşku sorusu vardı. O soruyu yapana helal olsun. Koca sosyalde zorlayacak ve derece yaptıracak tek soru oydu" şeklindeki yorumu, sorunun ayırt ediciliğini kanıtlar nitelikteydi. Soyut düşünme ve felsefi kavramlara hakimiyet gerektiren bu sorunun, yüksek puan hedefleyen adaylar arasında fark yaratacağı öngörülüyor.

Fen Bilimleri testi ise bu yılın sürprizlerinden biri oldu. Genel kanı, Fen testinin önceki yıllara göre bir tık daha zorlayıcı olduğu yönünde. Özellikle biyolojideki "Tüm canlıların ortak özelliği" gibi temel ancak dikkat gerektiren sorular ve fizikteki grafik yorumlama problemleri, adayları zorlayan bölümler arasında yer aldı. Bir adayın "TYT’de bana özellikle Fen Bilimleri zor geldi. Türkçe ve Matematik daha kolaydı diyebilirim" yorumu, bu testin beklenenden daha fazla adayı elediğini gösteriyor. Bu durum, sayısal alanda iddialı olan öğrencilerin bile Fen testinde dikkatli olması gerektiğini bir kez daha ortaya koydu.

Kaynak: HABER MERKEZİ