Her ay farklı bir tema ile İzmirlilerle buluşan Yenigün Söyleşileri, bu kez dijital çağda eğitimin dönüşümünü masaya yatırdı. Tarihi Havagazı Fabrikası’ndaki etkinlikte, “hakikat sonrası çağ”, yapay zekâ, dijital okuryazarlık ve eğitim modellerinin geleceği üzerine kapsamlı değerlendirmeler yapıldı.

İlk oturumda söz alan Felsefeci Dr. Mehmet Barış Albayrak, “Post-Truth Dönem: Eğitim Biliminin İflası mı?” başlıklı sunumunda, dijital çağın müfredat yapısını ve öğretmen-öğrenci ilişkisini kökten değiştirdiğini söyledi.

Erdoğan butona bastı, 15 bin öğretmen atandı
Erdoğan butona bastı, 15 bin öğretmen atandı
İçeriği Görüntüle

“Dijital müfredata yetişemiyoruz”

Albayrak, eğitim bilimlerinin bugün önemli bir sorgulama döneminden geçtiğini ifade ederek, şunları dile getirdi:

“Bir müfredat yaratıyoruz ama dijital müfredata yetişemiyoruz. Öğrenciler artık kendi gündemlerini yaratıyor. Bu bir iflas değil ama büyük bir kırılma. Öğretmen kavramını yeniden değerlendirmek zorundayız.”

Albayrak, yapay zekanın kitabın yerine geçemeyeceğini, eğitimin özünün öğretmen-öğrenci etkileşiminde saklı olduğunu belirterek okul ve öğretmen kavramlarının yeniden tasarlanması gerektiğini söyledi.

“Okullar bireyin kendisini gerçekleştirmesini sağlamalı”

İlk oturumun ikinci konuşmacısı Başka Bir Okul Mümkün Kooperatifi – Renkli Orman Okulları Müdürü Yasin Sancak, dijital çağda örgün eğitimin halen gerekli olduğunu, ancak okulların değişime uyum sağlayamadığını vurguladı. Sancak, “Sanayi Devrimi’yle başlayan ulus-devlet odaklı eğitim modeli artık sorgulanıyor. Çocuk okula gitmek istemiyor çünkü anlam bulamıyor. Öğrenmenin temeli meraksa, müfredat da çocuğun merakından başlamalı" dedi.

Sancak, eğitimde doğayla temasın güçlendirilmesi gerektiğini ve çocuklara daha fazla söz hakkı verilmesinin önemini vurguladı.

Whatsapp Image 2025 12 06 At 140634

“Teknoloji fırsat sunuyor ama eşitsizliği büyütebilir”

İlk oturumun son konuşmacısı İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü Yenilikçi Eğitim ve Teknolojileri Şube Müdürü Ali Can Güllü oldu. Güllü, dijital çağda eğitimin fırsat eşitliği sağlaması için yapay zekânın doğru kullanılmasının kritik olduğuna dikkat çekti.

Güllü, “Teknoloji eğitime inanılmaz katkılar sunuyor ama mevcut eşitsizlikleri de derinleştirme riski taşıyor. Öğretmenlerin yüzde 98,5’i yapay zekâya adapte olamıyor. Bu dönüşümün sağlıklı olması için hem öğretmenlerin hem velilerin bilinçlenmesi gerekiyor" dedi.

Yapay zekânın yeterlilik temelli eğitimde destekleyici bir rol üstlenebileceğini belirten Güllü, buna rağmen dünyanın büyük bölümünde internet ve cihaz erişiminin hâlâ sorun olduğunu söyledi.

Abbasguclu

“Yapay zekâ tüketici toplumları oyalıyor”

İkinci oturumun ilk konuşmacısı Gazeteci/Eğitim Yazarı Abbas Güçlü, yapay zekâ ve teknolojinin toplumsal etkilerine eleştirel bir perspektif getirdi:

“Yapay zekâ 15 bin yıldır yoktu, insanlık yaşamıyormuydu? Sosyal medya bizi hem yalnızlaştırdı hem de yozlaştırdı. Biz yapay zekâda tüketici konumundayız, sorgulamamız istenmiyor.”

Güçlü, dijital bağımlılığın “uyuşturucudan beter” bir toplumsal sorun haline geldiğini belirterek çocukların, gençlerin ve ailelerin bilinçli yönlendirilmesi gerektiğini söyledi.

“Her çocuk birbirinden farklı, eğitim buna göre şekillenmeli”

Eğitimci Behçet Yavuz, Türk eğitim sisteminin en büyük sorununun tüm öğrencileri aynı yöntemle eğitmeye çalışmak olduğunu söyledi:

“20 çocuk varsa 20 farklı öğrenme biçimi vardır. Tek tip yöntemle başarı mümkün değil. Yapay zekâ öğretmenin yerini alamaz ama öğretmeni güçlendirebilir.”

Yavuz, eğitimde yaratıcılık kültürünün kaybolduğunu ancak yapay zekâ destekli araçların doğru kullanımıyla öğretmenlerin daha etkin hale gelebileceğini vurguladı.

“Eğitime erişimde ciddi sorun var”

Son konuşmacı ÇYDD İzmir Şube Başkanı Aslı Tamtürk, dezavantajlı bölgelerde eğitime erişimin büyük bir sorun olduğuna dikkat çekti:

“Tepecik’te her hanede madde bağımlılığı problemi var, çocuklar okuldan kopmuş durumda. Biz yapay zekâyı konuşurken bu bölgelerde temel eğitime erişim bile sağlanamıyor.”

Tamtürk, yapay zekâyı kullanmanın ancak üretici toplum haline gelmekle mümkün olacağını söyleyerek, “Eşitlikten vazgeçmeden, laik ve çağdaş eğitimi her çocuk için mümkün kılacak çözümler üretmeliyiz” dedi.

Kaynak: Yenigün Gazetesi