İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin deniz ulaşımına kazandırdığı 15 yolcu gemisinden son ikisi de hizmete girdi.Düzenlenen törende konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu,“Merkezi hükümet yap işlet devret modeliyle havaalanı, İstanbul yolu, Kuzey Çevre Yolu ve bölünmüş yoldan başka İzmir’in kalkınması,İzmir insanın refahının artması için Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin de dahil olmak üzere bir kuruş Türk Lirası vermemiştir."dedi.

Bu gemilerde metal yorgunluğu olmayacak

Törende konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, deniz ulaşımını güçlendirmek için çıktıkları yolda 15 yolcu gemisini deniz ulaşımına kazandırmanın mutluluğunu yaşadıklarını belirtti. Gemilerin katamaran tipi karbon kompozit malzemeden yapıldığını ve çok dayanıklı olduğunu söyleyen Bakan Kocaoğlu, “Metal yorgunluğu gibi bir durum söz konusu olmayacak. Çünkü çürümez ve paslanmaz. 13 gemi 22 knot sürat kapasitesine sahip iken, bugün hizmete aldığımız Prof. Aziz Sancar ile İhsan Alyanak gemilerimiz 30 knot süratle seyir ediyor. Dolayısıyla uluslararası sularda, orta ve dış Körfez’de sefer yapabilecek kapasitede. Arabalı vapurlarımızla birlikte bütün Körfez’de Büyükşehir Belediyesi’ne ait bütün gemileri yenilemiş olduk. Bugünden itibaren 18 adet kendi gemimizle seyrü sefer yapmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

İhsan Alyanak ve Aziz Sancar

İzmir’in efsane belediye başkanı İhsan Alyanak’ın adını Körfez’de yaşatacaklarını ve bundan büyük onur duyduklarını belirten İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, 15. gemiye de Nobel Kimya Ödülü sahibi Aziz Sancar’ın ismini vermekten mutlu oduklarını ifade ederek, “Aziz Sancar’ı çok uzun yıllar Amerika’da yaşamasına rağmen, bizi biz yapan, bizi diğer uluslardan ayıran farklılığımızı, vatan sevgisini bu kadar geliştirerek sürdüren ender kişilerden biridir. Kendisiyle Türkiye’nin sorunlarını, ülkeye ve dünyaya bakışını sadece kimya profesörü olarak, düşün adamı olarak paylaşma şansını yakaladım. Telefonla konuştuğumuzda da törene gelemeyeceğini söyledi. Ailesi, yakınları geldiler. Nobel Kimya Ödüllü gururumuz, onurumuz, isim adaşım Aziz Sancar’ın ismini Körfez’de salına salına yaşatacağız” dedi.

Raylı sistem 16 kat büyüdü

Konuşmasında büyük kentlerin en büyük sorunlarından biri olan ulaşım sorununu çözmek için İzmir’de hayata geçirdikleri projeleri anlatan Başkan Kocaoğlu, şunları aktardı:
“ Körfez’den maksimim düzeyde yararlanmak istiyoruz. Raylı sistem yatırımlarını artırmak istiyoruz. Şu anda vapur ihtiyacımızı 50 senelik karşılamış durumdayız. İlave gerekirse iki üç tane takviye yapılacaktır. Raylı sistemde çok büyük sıçrama yaptık 11 kilometre raylı sistemimizi 164 kilometreye çıkardık. Yani 16 kat büyüdük. Yılbaşında 14 kilometrelik Konak tramvayı ile birlikte raylı sistem ağımız 178 kilometre olacak Narlıdere metrosunun ihalesine çıktık. İhale bittiğinde derin tünel olarak inşaata başlayacağız. Buca’nın ulaşım sorununu çözmek için Buca Tınıztape –Çamlıkule’den Üçyol’a kadar da 13 kilometre derin tünel metro yapacağız. Projeleri bitti şu anda, bakanlıklarda onay aşamasında. Onun da 2018 yılında temelini atacağız”.
Körfez’de deniz ulaşımını güçlendirmek için yeni iskeleleri de devreye alacaklarını belirten Başkan Kocaoğlu, “Karantina İskelesi 2018 hizmete girecek ama deniz ulaşımını artırmak için en önemli nokta Mavişehir İskelesi. Karşıyaka kıyı planları onaylanmadığı için inşaatına ve taramasına başlayamıyoruz. Güzelbahçe İskelesi bitmek üzere. En büyük sorunumuz,18 vapurumuzun geceleyeceği yer yok. Fırtına çıktığında kaptanları evden çağırıp vapurları Körfez’e salıyoruz. Oysa balıkçı barınağı boş ve 7 yıldır burayı almak için uğraşıyoruz” diye konuştu.

Narlıdere metrosunda kredi gerçeği

Törende yaptığı konuşmada Narlıdere Metrosu’nun yapımı için kredi arayışı sürecinde yaşadıklarını da paylaşan Başkan Kocaoğlu, şunları söyledi:
“Bundan 7 – 8 ay önce bir uluslararası finans kurumu bizi ziyaret ederek İller Bankası ile bir anlaşma yaptıklarını ve 110 milyon Euro parayı Narlıdere Metrosu için verebileceklerini söylediler. Faizi 1.34’dü. İller Bankası da 0.50 oranında faiz alıyordu. Yani 1.84 faizle bu krediyi kullanabilecektik. İller Bankası’na yazı yazarak bu krediyi kullanmak istediğimizi belirttik. Bu kredi 150 milyon Euro olarak alınmış; 40 milyon Euro’su Antalya Belediyesi’nin projesine verilmiş. Başka verilecek yer yok. Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’ye gittim. Bir şey demedi. Başbakan’dan randevu aldım. Bu ucuz krediyi almaya çalışıyorum; kapı duvar. En son İller Bankası’na gittim. Genel Müdür ile görüştüm. ‘Biz o parayı kentsel dönüşümde kullanacağız’ dedi. Teşekkür ettim. Sabahleyin de kredi kuruşlunun Türkiye’deki yetkilisine gittik. O da ‘Hayır o parayı kentsel dönüşümde kullanamazlar. Biz bu parayı alt yapı işi için getirdik’ dediler. O tarihten bu tarihe Sayın Başbakandan randevu alıp ‘bu krediyi bize niye vermiyorsunuz’ diyeceğiz. Diyemedik. Biz tabi bu krediyi kullanamayınca ihtiyacımız olan 70 milyon Euro’luk krediyi yüzde 3.5 faiz ile aldık. Yani iki katı…”

İzmirliler bilsin

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin güçlü finans yapısı nedeniyle kolay kredi alabildiğini vurgulayan Başkan Kocaoğlu, “ O krediyi kredi kuruluşu, notumuz Aaa olduğu için, 14 senedir bir gün hiçbir kuruma, kuruluşa borcumuz bir gün gecikmediği ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin borç ödeme ahlakı Türkiye’de tavan yaptığı için verdi. Bunun da karşılığını ben faizi yarı yarıya alarak İzmirliler’e vermem gerekiyor. Ben finans yapımı güçlendirdim; itibarımı artırdım. Büyükşehir Belediyesi’nin ve bu kentin ‘yüzde 3.5 değil yüzde 1.84 ile bu krediyi kullanıyorum’ diyebilmesi lazım ama maalesef diyemiyorum. Maalesef ve maalesef diyemiyorum. Bunu bu mutlu günde niye söylüyorum? İzmirli hemşehrilerimizin yaşadığımız süreçleri kısa kısa pasajlar halinde görmesini ve bilmesini istiyorum” dedi.

Kentin kalkınması için bir kuruş vermediler

İzmir’in 14 senedir sadece ve sadece kendi gücüyle, kentin gücüyle ve belediyelerin öncülüğünde kalkınmasını, büyümesini gerçekleştirmiş, ayağa kalkmış bir kent olduğunu vurgulayan Başkan Kocaoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Merkezi hükümet yap işlet devret modeliyle havaalanı, İstanbul yolu, Kuzey Çevre Yolu ve bölünmüş yoldan başka İzmir’in kalkınması, İzmir insanın refahının artması için Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin de dahil olmak üzere bir kuruş Türk Lirası vermemiştir. Bunun İzmirliler tarafından bilinmesi gerekiyor. 5 sene evvel ‘eli yüzü sümüklü, toz toprak içerisinde İzmir’ diyenler, başka başka sıfatlar ekleyenler bugün ‘İzmir bizim gözbebeğimiz’ diyorlar. Desinler… İzmir’i, İzmirli’yi sevsinler, saygı duysunlar ama lafta kalmasın. Bu kentin daha birçok ihtiyacı var. Bu kentin ihtiyaçlarına, projelerine destek olsun. Kendi gücüyle kalkınabilen kent; merkezi hükümetten ciddi, sağlıklı yatırımlar alırsa Türkiye’nin daha çok lokomotifi olacaktır. Çalışmak ve İzmirli’nin hakkını, hukukunu, parasını korumak görevimiz.”

İpe un seriyorlar

Konuşmasında İzmir’de statla ilgili yapılan algı yönetimine de değinen Başkan Kocaoğlu, şunları vurguladı:
“2011 yılından bu yana İzmir’e stat yapılacak. Bu süre içinde biz kente Bornova ve Tire statlarını kazandırdık. Bornova stadı sayesinde Göztepe süper lige yükseldi. İnşallah önümüzdeki yıl Altınordu da yükselir. Büyükşehir, Bornova ve Tire belediyelerinin stat yapmak gibi bir görevi yok. Madem yapmıyorsun; ihtiyaç var, belediye elini taşının altına koydu ve yaptı. En son Alsancak Stadı’nda 21 otoparklık yer bulmuşlar. Efendim orası balçıkmış, otopark yapılamazmış. İzmirli’nin zekası ile uğraşıyorlar. Ya nerelere nelerin yapıldığını, inşaat teknolojisinin nerelere geldiğini bilmiyorlar ya da İzmirli’nin gözünü boyuyorlar. Bizim belediyelerimiz yasal olmayan bir işi yapmaz. Konak Belediyesi de Karşıyaka da bütün belediyeler de. Yasal değil; yönetmeliklere aykırı. ‘Stadı engelliyor’ diye Başkanın üstüne gidiyorlar. Büyükşehir Belediyesi olarak Alsancak Stadı için 4 bin 236 metrekare yerimizi verdik. Hüseyin Mutlu Akpınar Karşıyaka Stadı için 2750 metrekare yer verdi. Göztepe Stadı için yine 1400’ün üzerine metrekare alan verdik. En son biz de ‘karşı olmamıza, kentin geleceğini, imarını, planını bozmasına rağmen siz Çevre Bakanlığı’ndan özel mülkiyetlerin her türlü projesini, ruhsatını yapıyorsunuz’ dedik. Bir arkadaş çıkmış ‘yer gösterin otopark yapalım’ diyor. Ben arsa, gayrimenkul satmıyorum. Siz şakır şakır Tekel’in, Karayolları Bölge Müdürlüğü dahil olmak üzere her şeyi satıyor; ‘Stadın otoparkını da yer göster yapalım’ diyorsunuz. Yer göstermememe gerek yok. Dokuz Eylül Üniversitesi’ne tahsis edilmiş yer var orada. Alırsın onu otoparkını yaparsın. İpe un sermek böyle bir şey ve burada algı yönetimi denen bir şey var. Algıyı yönetmekten 80 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının dengesi bozuldu; fıldır fıldır dönüyor”.