Sakarya'da yaşanan ve Yargıtay kararıyla ülke gündemine oturan olay, nişanlı bir çiftin anlaşamayarak ayrılmasıyla başladı. Ayrılığı bir türlü kabullenemeyen erkek tarafı, eski nişanlısına barışmak için cep telefonu üzerinden mesajlar atmaya başladı. Genç kadının, "tekrar bir araya gelme" teklifini her seferinde net bir dille reddetmesine rağmen, erkek tarafının ısrarlı bir şekilde "barışalım" içerikli mesajlar göndermeye devam etmesi, durumu bir taciz boyutuna taşıdı. Kendisini sürekli olarak rahatsız eden bu mesajlardan bunalan genç kadın, en sonunda telefonuna gelen tüm mesajların çıktısını alarak Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı'na giderek şikayette bulundu. Bu şikayet, basit bir "barışma isteği" gibi görünen eylemin, aslında ciddi bir suç olduğunu ortaya koyan hukuki süreci başlattı.

Yerel mahkeme "hapis" dedi, yargıtay onadı

Savcılığın yaptığı soruşturmanın ardından, ısrarcı mesajlar atan sanık hakkında "kişilerin huzur ve sükununu bozma" suçundan dava açıldı. Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkan sanık, yaptığının sadece barışma amaçlı bir girişim olduğunu savunsa da, mahkeme aynı kanaatte değildi. Mahkeme, sanığın eylemlerinin, müştekinin huzur ve sükununu bozacak şekilde, "sırf huzur ve sükununu bozmak maksadıyla" ısrarlı bir şekilde gerçekleştirildiğine hükmederek, sanığı 3 ay hapis cezasına çarptırdı.

ESHOT’tan Geçici Güzergâh Düzenlemesi
ESHOT’tan Geçici Güzergâh Düzenlemesi
İçeriği Görüntüle

Yerel mahkemenin bu kararı, sanık tarafından temyiz edilerek Yargıtay'a taşındı. Dosyayı inceleyen Yargıtay 12. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını hukuka uygun bularak onadı. Yargıtay'ın onama kararında, yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, toplanan delillerin (mesaj dökümleri) sanığın suçu işlediğini net bir şekilde kanıtladığı ve eylemin "kişilerin huzur ve sükununu bozma" suçunun unsurlarını oluşturduğu belirtildi. Yargıtay, bu gerekçelerle, sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmünde hukuka aykırı bir yön bulunmadığına karar verdi.

Israrlı takip ve dijital tacize karşı önemli bir güvence

Hukukçular, Yargıtay'ın bu onama kararının, son yıllarda giderek artan ve özellikle kadınları hedef alan ısrarlı takip ve dijital taciz vakalarına karşı önemli bir emsal teşkil ettiğini belirtiyor. Bu karar, bir kişiye isteği dışında, ısrarlı bir şekilde iletişim kurmaya çalışmanın, sevgi veya barışma isteği gibi masum gerekçelerin arkasına sığınılamayacak ciddi bir suç olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor. Karar, aynı zamanda, bu tür bir rahatsızlığa maruz kalan kişilerin, hukuki yollara başvurduklarında sonuç alabilecekleri ve kendilerini koruyabilecekleri konusunda da önemli bir güvence sağlıyor. Ayrılık sonrası yaşanan ve "takıntı" boyutuna varan ısrarcı davranışların, artık Türk Ceza Kanunu kapsamında ciddi yaptırımlarla karşılanacağı, bu kararla bir kez daha tescillenmiş oldu.

Kaynak: HABER MERKEZİ